israilin 10 kişi, israil basının ise 19 kişinin öldüğünü söylediği baskındır. bir söyledikler birini tutmuyor. allah belanızı versin sizin başka bişey diyemem!
one minute'e saatin yanlış ayarlıyım canım benim demektir. israil bu yaptığının hesabını vermek zorundadır. o insanları oraya göndererirken sahipsiz bırakanlar da, ne olacağı tamamen bell iken hiç bir şey söylemeyen de hesabını vermek zorundadır.
diyeceğim o ki; gidenlerin vazgeçme ihtimali yoktu gideceklerdi. bir savaştır verdikleri, aptallık olduğunu düşünsem de bir savaş veriyorlardı. gideceklerdi. israilin de vuracağı garantiydi.
şimdi bu noktaya kadar olanlar da şaşıran oldu mu? olduğunu sanmıyorum.
peki hep birlikte düşünelim türkiye akp ordu iktidar tayyip buna uygun yanıtı verebilecek mi? şaşıracak mıyız? vatandaş öldüğü ile mi kalacak? ben ikincisi olacağına inanıyorum çünkü zaten iktidarımız işin başından beri basiretsiz davranmıştır gene de davranacaktır.
olaya iki yönden bakılabilir belki de; israil in yaptığı vahşet, bunu tartışmaya gerek yok, yani bir insanı öldürmek için herhangi bir bahane geçerli değildir. israil gözgöre göre insanları öldürmüştür, bir katliama kara bir imza atmıştır.
şimdi diğer yönünü de düşünmeden edemiyorum, bu insani yardım konvoyu geçtiğimiz haftalarda rotasını, amacını açıkladı, israil hükümeti de bu konvoyun belirtilen yere geldiğinde göstereceği tepkiyi net bir biçimde tüm dünyan ya duyurdu, e şimdi 1 yaşında ki çocuktan 70 yaşında ki yaşlılarımızı bu gemiye koyup yola çıkmak nasıl bir akla ziyanlıktır benim anlayamadığım konu bu, hayır karşımız da ki israil, adamların geçmişi zaten bu tarz saldırılarla dolu, bunu bile bile böyle bir şeye nasıl izin veriliyor, yardım gönderilmesin değil bahsetmek istgediğimi, nasıl oluyorda çoluk çocuk doluşturulup gönül rahatlığıyla gidiliyor o riskli bölgeye, niçin bu yöntem seçiliyor. sivillerle gövde gösterisi yapılamaz, amaç israile karşı koyma, onlara karşı bir güç gösterisi bir gözdağı vermek ise bu işin sivillerle bu şekilde yapılması ne kadar tehlikeli maalesef üzülerek gördük. türkiye filistin e zaten aralıklarla yardım ulaştırıyor, çünkü birleşmiş milletlerin bu yönde kararı var, yaşamsal faaliyetler için erzak ve tıbbi yardım yapılabiliniyordu, bu yardım da tabii ki yapılabilir ama niçin bu riskli bölgeye ve üstelik israil niyetini açıkça belirtmişken, bir sürü siville yola çıkıldı, işte aklım bunu almıyor ve bu işin içinden çıkamıyorum..
not: niçin bu yöntemin tercih edildiği konusunda mantıklı bir fikri olan varsa mesaj atsın lütfen, çünkü ben bu konunun niye böyle ele alındığını, niçin bu yöntemin seçildiğini cidden merak ediyorum. ortada bir yönetim ve karar alma kusurunun olduğunu düşünüyorum. olayın iç yüzünü bilenler lütfen bilgilendirsin.
yahudi lobisinin dünya üzerinde kurmuş olduğu paraya dayalı ve güç odaklı konjonktür insan hayatını bu kadar ucuza satanların suçudur. yahudilere bu hakkı tanıyan, onlara önemli ve stratejik yerlerin kontrolünü sağlatmayı başaran başta amerika olmak üzere, tüm yahudi gruplarına destek veren kurum, kuruluş ve şahısların hak ettikleri cezaları almaları için bugün yapılan saldırıdan daha vahim bir insanlık suçu yoktur. gerçi p.k.k. nın elini kolunu sallayarak aramızda gezdiği istediği zaman şehit kanı akıtıp istediği zaman ülke gündemini değiştirebilen t.s.k.’nin askeri ve silah gücü bakımından sivri sinek ısırığı bile yaratamayacak kadar güçsüz bir örgütü kendi iç işlerimize sokacak kadar vurdum duymaz olan ülkemin ve hükümetimin yaşanan vahim olaylar karşısında beni yine şaşırtmamasından korkuyorum. Davos’ta yapmış olduğu çıkışın arkasında durmasını beklemek, terörle mücadelede kararlı adımlar görmek bütün Türk halkının hakkıdır. zira insanın tükürdüğünü yalaması 70 milyonun gözünde küçük düşmesine ve itibarının "one minute" kadar kısa bir sürede yok olmasına sebep olacaktır. hadi hükümet şaşırt bizi ülkenin prestijini ayaklar altına serme...
ilginç görüntülere sahne olmuştur. helikopterden inen elinde silah olan israil askerinin 1 metre yanında bir vatandaş kamerayla olayı görüntülüyor. daha da enteresanı, bunu kimsenin enteresan bulmamasıdır.
yine klavyeleri veya televizyonları başında milletin ah tüh edip israile amerikaya lanet yağdırıp mitinglerle sözlü tepkilerini gösterecekleri ve israilin yine bildiğini okuyup, yaptıklarının yanına kar kalacağı durumdur.
helal olsun bize. yine başladık; yok özür dilesin, yok yaralılarımızı versin, yok uluslararası hukuka göre..., yok tatbikatı iptal ettik hatta milli takım maçımızı da iptal ettik, yok bilmem ne. israil de şimdi altına sıçmıştır korkudan. bu olaylar karşısında bu kadar aciz kalmamız inanın kanıma dokunuyor. adamların ordusu gelip benim sivil halkımı yok yere öldürüyor lan! öldürüyor aloo! adamlar teröristlere operasyon düzenler gibi helikopterle gemiye inip benim vatandaşımın canına kıyıyor. bu en basitinden savaş sebebidir.
biz eğer askerimizi bugünler için kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız Allah aşkına. her sene milyar dolarlar ayrılıyor bu ordu için. niye? birileri gelip bizi öldürsün diye mi? her bahar geldiğinde onlarca şehit cenazesi alalım diye mi? ben illa gidip savaşalım demiyorum ama en azından askeri bir gemiyle gidip oradaki vatandaşlarımızı alıp geri dönelim bari. bu kadarını da yapacak yüreğimiz yok mu? aa pardon, öyle yaparsak uluslararası hukuk kurallarını çiğnemiş oluruz. biz suçlu duruma düşmüş oluruz.
israil in bir kez daha çekinmeden işlediği insanlık suçudur.acıdır.yardım konvoyunun terör örgütüne yardım yaptığını israil in haklı olduğunu söyleyen insancıkların olduğunu görmekse daha derin bir acıdır.hiç kimse görmek istemeyenden daha kör değildir ya.
fransızlara yapılan boykotu aklıma getiren durum.
2-3 aya bakar tüm bu yazılıp çizilenler.
malesef mensubu bulunduğum ülkenin insanları çok unutkan ve her şey iki günde unutuyorlar.
fransızlar ermeni yasa tasarısını kabul ettiklerinde herkes asıp kesiyordu.
fransız mallarını boykot edelim. şöyle yapalım böyle yapalım diyordu.
fransa başbakanına ticari açıdan sorun olur dediklerinde adam türkler unutkandır, ticaretimize birşey olmaz dedi.
yani hükümet istediği kadar bak kötü olacak sonra desin. ben bunca yıldır bi kötülüğünü görmedim.
ben o delikanlılığı bi kıbrıs harekatında, bide kardak krizinde gördüm.
uluslaraarası sularda gerçekleştiği için savaş sebebidir. türkiye istese şu an askeri gemilerini bölgeye gönderebilir. içinde bulunduğumuz dünyada israil kadar rahat takılan ülke de yok. bu saltanat bir şekilde yıkılacak biz de göreceğiz umarım.
israil dışişleri bakan yardımcısı Danny Ayalon'un basın açıklamasına göre Gazze'ye giden gemide yüklenmiş hazırlanmış silah varmış. Türkiye Gazze'ye silah yardımı yapıyormuş. Bre kafir, madem silah yardımı yapacağız mal mıyız da aylardan beri yardım yapıyoruz yardım yapıyoruz diye kıçımızı yırtalım her yerlere afişler pankartlar asalım reklamlara çıkalım. Sallıyorsanız son damlayı dona düşürmeden sallayın.
edit: Antalya Gümrükler Başmüdürü: "iddialar asılsız, gemiye binenler tek tek üstleri aranarak X-Ray cihazından geçirildi"
yahu kızın teki gitti girdi adamın evine öldü,kimse demedi erkeğin evine gidersen ölümü göze alırsın,aylarca yas tuttunuz biyerlerinizden.bu insanlar kendi gemilerinde insanlıktan dolayı saldırıya uğruyo,kendileri kaşındı razı olsunlar ölmeye diyosunuz.onlar yabancı elin adamları değil,bizim vatanımızdan,bizim tarihimizden,bizim inancımızdan insanlar.onlar bizim canlarımız ve ne ölmeyi ne de başka şeylere maruz kalmayı haketmiyorlar.onlar oraya akp için rte için gitmediler.insanlık adına masum insanların ölümüne sadece seyirci kalmamak için gittiler.sadece 6 gemi değil arkalarına bizleri alarak gittiler.onlar bu yolu seçtiler çünkü artık başka yollar yeterli değildi.tepki gösterilmesi lazımdı ve onlar 'sıradışı tepki' ile cesaretlerini türklerin cesaretlerini, türklerin var olduğunu müslümanların var olduğunu ve artık sessiz kalınmıycağını bütün dünyaya göstermek için bu yolu seçtiler. eğer atalarımızda ecdadımızda sizler gibi aman ya savaş çıkar korkusuyla yaşasalardı, şuan öyle oturduğunuz yerden rahat rahat atıp tutamazdınız, eğer o şehitlerimizin kanlarını dökmekten sizin kadar korksaydı bugün burda olmazdık. "Hayber hayber ya yahud Ceyş Muhammed Seyaud" ( Yahudiler hayberi hatırlayın Muhammed'in Ordusu geri geliyor)
- güvenlik algılamasında ne denli büyük hatalara düştüğünün,
- kendisini sadece ortadoğudan değil dünyadan tecrit etme noktasına geldiğini,
-türkiyenin, uluslararası alanda nükleer silahların denetimi üzerinden yürüttüğü politikanın ne denli kendilerini sıkıntıya soktuğunu,
gösteren operasyondur.
dikkat edilmesi gereken noktalarsa;
- türkiyenin, filistin meselesinde arap yanlısı (arapları kısaca tanımlarsak, tüm objektif millet kriterlerine -din, dil, ırk- sahip olmalarına rağmen, bir millet olmayı becerememiş, çağdaş uygarlık seviyesinin çok altında standartlara sahip, demokratikleşememiş, az gelişmiş, uluslararası arenada söz sahibi olmayan, allah vergisi yer altı kaynaklarının tükenmesinden sonra bacak aralarını sıvazlayacak, kendi topraklarını para karşılığı yahudilere satıp sonra ezilen, şeyhlerinin avrupadan aynalı hatunlar alıp zevk içinde seviştikleri bir ırktır)* bir tutum sergilemediğini; burdaki temel meselenin bir toplumun başka bir devletçe zulme uğradığını ve tarihte atalarımızın yahudilere aynı şekilde kucak açtığını bilerek hareket etmeli ve bu imajı hem israile hem de dünyaya hissettirmelidir.
- özellikle son dönemde israille uyuştuğumuz tek nokta -iyi kötü- askeri alandı ancak belli ki bugünden sonra o da koptu. artık israil, türkiyede sadece sermayeyle operasyon yapmıycak, bizzat silahlı ve kanlı operasyonlarla türk devletinin gardını düşürmeye çalışacaktır. bugünkü askeri birliğe yapılan ve 6 askerimizin şehit düştüğü saldırı, bu olası tavrın ilk habercisidir.
- bugüne kadar abd ve ab, sadece kınamayla katliamlara göz yummuştur. bugünkü operasyon bundan sonrası için dönülmez noktalara sürükleyebilir süreci. etkin önlemler hatta yaptırımlar uygulanmazsa, israil hep bu operasyon sonucunu bile zararsız şekilde atlattığını düşünerek, bundan sonrası için daha cesaretli ve dengesiz hareket edecektir.
- türkiye, kesinlikle kararlı hareket etmelidir, olabilecek en sert şekilde cevap vermelidir. ancak bunu yaparken, mümkün olduğunca uluslararası aktörleri sürece dahil etmeli, şapşal ve tecrübesiz bir devlet gibi işi savaş noktasına getirmemelidir zira bu -argo tabirle ve bir o kadar da cuk oturan anlatımla- "yiyemeyeceği tarraağın altına yatmak" olacaktır ve geri dönüşü mümkün olmayacaktır.
son olarak operasyona gösterilen tepkilere baktığımda, göstericilerin hemen hemen hepsinin dindar tayfa olduğu görülmektedir. sadece bi kaç tane "ezilenlerin sosyal platformu" üyesi görebildim. yunanistanda bile solcular bu saldırıyı israil büyükelçiliğinin karşısında protesto ederken, 80lerde dindarların umrunda olmayan filistine sahip çıkan solcuların da aktif olarak protestolara katılması şarttır. bunun yanında, muhalefet de hükümet kanadıyla görüşüp hükümete detek olmalı, çözüm ve öneri üretmelidir. hem siyasetin hem de toplumum geniş kesiminin desteğini alan türkiyenin yaptırımları çok daha ciddi etki yaratacaktır.
lan olum israil'e mi kızalım yoksa sözlük alemindeki andavallara mı kızalım?
baştan açıklayalım. iskenderun'a yapılan saldırı ve filistin'e yapılan gemi saldırısı arasında hiçbir fark yoktur. her ikisi de israil tarafından organize edilmiştir.
arada fark aranması gerekiyorsa aradaki fark şudur;
açık denizlerde(ülkelerin kabul edilmiş deniz sınırları dışında) herhangibir ülkeye ait sivil gemiye saldırı düzenlemek birleşmiş milletler kararına göre meşru savaş sebebidir. bu neticede bütün birleşmiş milletler üyesi bu ülkeyi desteklemek durumundadır. ayrıca savaş gemisi bile olsa beyaz bayrak kaldıran gemiye ateş etmek savaş suçudur. aynı şekilde meşru savaş sebebidir. ki burada bahsi geçen, 30'dan fazla ülkeden parlamenterler dahil insan hakları aktivistlerinin bulunduğu bir gemidir. iskenderun'a yapılan saldırıda ise israil'in saldırıyı organize ettiği ispat edilemediği sürece (ki ispat edilmesi imkansız) olay pkk'nın üzerindedir.
neyse bikaç andavala laf anlatmak yerine israil'in hadsizliğinin neden olabileceği sonuçları düşünmek gerek.
türkiye'nin eski türkiye olmadığını artık herkes biliyor. bu arada olan olaylardan dolayı annemin hıçkırıklarını duyduğumdan devam edemiyorum. sonra eklenecektir.
israil'in uluslararası sularda yaptığı alçakça, şerefsizce yaptığı saldırıdır. olayın ne hukuki ne vicdani yani vardır. eften püften değil, en sert şekilde karşılık verilmesi gereken olaydır. bölgede artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak.
saçmalıktır efendim.
saat 4'de uluslararası hukuk finalim var çalışmaktayım kaç gündür ama hala anlam veremiyorum israil'in yaptıklarına bu adamlar uluslararası hukuk konusunda ayrıcalıklı mı acaba istedikleri gibi davranıyorlar.
ortada bir insanlık suçu, şerefsizlik, adilik (artık ne derseniz) var, evet.
iran, filistin başta olmak üzere tüm arap ülkeleri bu olaydan sonra gaza geldi, akıllarda bir "israil sonunda yok olacak mı?" sorusu oluştu.
fakat arap ülkelerinin hiçbiri savaş ilan edip, nota veremiyorlar. hiçbir ülke birbiriyle iyi geçinemezken, herhangi bir arap birliğinden söz etmek zaten büyük bir yanılgı olur.
işte bu noktada, tüm arapların, dolayısıyla islam birliğinin kesiştiği bir çizgide, hepsinin bir lidere ihtiyacı var. bu lider de, daha önceden anlaşmalı olduğu üzere, pek muhterem recep bey olacak.
bakın, burada zamanlama çok önemli. recep bey şu anda şili'de. şili ile buranın saati arasında büyük fark var. olay gelişti, arap ülkeleri arasında tepkiler oluştu, ondan sonra, saat farkı dolayısıyla (!) aksayan recep bey'in konuşması sonradan olacak. şu anda tüm dünyanın gözü recep bey'in konuşmasında.
ve recep bey, "israil'in yaptığı kakadır, tü allah kahretsin sizi, yaptığınız yanına kalmaz" şeklinde demeçler verecek, en fazla nota verecektir.
anlaşma dolayısıyla, bundan sonra israil'in alacağı tutum belli.
israil, "tamam abi, ben ettim sen etme, parası neyse vereyim, buyur bunlar da yaralıların" diyecek, sözde geri adım atacaktır.
en geniş kapsamda sonuç, abd'nin türkiye'de ipleri daha sıkı eline alması ve tayyipçi olmaları sayesinde arap birliği'ne geçiş yapmasıdır.
kısacası, öyle atar yapmaya gerek yok. plan belli, piyonlar belli, oyunu kimin kazanacağı belli.
peşin edit: fikrime karşı çıkacaklar, "israil'in yaptığı hiçbir şekilde yanına kalmayacaktır" , "israil tarih sahnesinden silinecektir" diyenler olabilir. bir tek kurşun atılmayacak. gerek iran, gerek türkiye, diplomatik yollarla bu işi halledecek (?). açın israil'in basın açıklamasını izleyin; adamlar o kadar rahat ki, dünya'ya verilecek basın açıklamasını ibranice yapıyor. ayrıca böyle, akp'ye resmen oyların yağmasına neden olacak bir olayın, "kılıçdaroğlu ve chp'de değişim" durumlarından sonra meydana gelmesi ilgi çekici.
eğer dediğim gibi olmaz, tayyip daha sert bir tepki verir, veya arap birliği kurulup israil'e savaş açarlarsa, ahanda buradayım. beklerim.
o gemiye biniyorsan eğer saldırıyı göze alacaksın, yani kaderine razı olacaksın. bunun bir kader olduğunun bileceksin ve o yüzden de israil'e karşı hiçbir şey yapmayacaksın.
başbakan'ımızın bir çizgisi varsa bu olay için de böyle yaklaşmalı değil mi?
uluslararası sularda ve içerisinde herhangi silahlı kuvvet bulunmayan gemilere saldırması uluslarası kuralları ihlaldir. açık deniz alanında kıyı devletinin müdahale hakkı yoktur. sadece devlet gemisi olmayan gemilere müdahale yetkileri vardır. fakat bütün gemiler gümrük mevzuatına göre ülkelerinden çıkış yapmıştır. türkiyenin önlem amaçlı 3-4 türk savaş gemisi ile refakat etmesi caydırıcı olabilirdi.