bugün

seçimlerde katalan ve bask milliyetçileri ile birleşmeyi ''yüksek'' ideolojilerine sığdıran komünist-sosyalist-anarşist tayfasının falanj tarafından orak çekicin üstüne oturtulması gibi mutlu bir sonla biten iç savaş. hemingway üstat eserinde * bu halk cephesi tarafının ne kadar dandik insanlardan oluştuğunu gözler önüne sermiştir zaten.
(bkz: bir çanakkale değil)
--spoiler--
tanrı'nın ispanyol milletine armağanı olan, kahraman general franco
--spoiler--

--spoiler--
edit: eskiden olsa, franco'yu desteklediğimiz söylemeye çekinirdik
--spoiler--

sözlükte diktatör franco'nun iflah olmaz hayranları olduğunu anlamaya vesile olmuş sözlük maddesi.
çatışmalar boyunca adolf hitler, düzlüğe çıktığında, düzeldiğinde kendisine müttefik olmasını istediği ispanyol milliyetçilerine, ziyadesiyle franco'ya havadan destek verdi. taktiksel ve metodik açıdan bu hava yardım ve saldırıları almanlar için yerine oldu. bunun faydalarını almanlar, sovyet ve britanya saldırılarına gördü.
buna rağmen ispanya, iç savaş sonrası adolf'un müttefiği olmayı reddetti, tarafsız kaldı.
anti faşist yapılanmanın, durruti öncülüğünde başlayan (bkz: buenaventura durruti) anarşist hareketin önüne geçerek kaybedildiği mücadele; bu sebepten dolayı franco'nun diktatörlüğü ele aldığı olay.
ispanya iç savaşını konu alan izlenilebilir bir film: (bkz: libertarias)
ve kaos yayınlarının bastığı kitap: (bkz: halk silahlanınca)
Stalin'in ispanyol cumhuriyetçileri güçlü bir şekilde desteklediği malesef yeteri kadar güçlü olmayan ve yeni gelişen sovyet imkanlarıyla yetersiz kalarak Cumhuriyetçilerin kazanmasını sağlayamamıştır.
Fakat intikamını hitler'den çok güzel bir şekilde 2. Dünya Savaşı'nda nazi meclis binasında işçilerin ve sosyalistlerin orak çekiçli bayrağını sallandırarak almıştır.
komünistlerin siki tuttuğu bir başka savaştır.
katalanların ille de vatanım diye tutturması yüzündendir.

barcelona diye diye para basarken iyiydi aq? *
savaşlar hep kötü ya, diyerek günün en yüzeysel insanı olmak istiyorum, teşekkürler.
milliyetçiler ile cumhuriyetçiler arasında olan savaştır. aslında cumhuriyetçiler favoriydi bu savaşta ama milliyetçilere fazlaca destek gelince savaşı kral yanlıları yani milliyetçiler kazanmışlardır. ayrıca adolf hitler ve mussolini'de kral franco'ya destek vermişlerdir bu savaşta.
almanya faşizminin, rusya'ya sıçrayacağı korkusuyla ispanyada sosyalist bir düzenli ordu kurmak isteyen stalin'in anarşistleri ve troçkistleri yasa dışı ilan etmesi nedeniyle kaybedilmiş bir iç savaştır. ispanya solu'nun kanayan yarasıdır belki de. ellerden uçup giden bir fırsattır. franco ve faşist köpekleri, stalin sayesinde savaşı kazanmıştır. geriye kalan; cumhuriyetçilerin, anarşistlerin ve marksistlerin kısa bir süre de olsa enternasyonel bir yaşam kurabilmiş olduğu avuntusudur.

(bkz: no pasaran)
(bkz: a las barricadas)
(bkz: ay carmela)
ispanya iç Savaşı'ndan bir fotoğraf. Bir komünist, ispanyol milliyetçileri Falanjalistlerin yazdığı "Yaşasın ispanya" yazısının üstünü çizip yanına "Yaşasın Rusya" yazıyor.
Boşuna "bu komünistler
görsel
her yerde problem" demiyoruz.
(bkz: silahlara veda)
1936 yılında ispanya'nın solcu cumhuriyetçi hükümetine karşı sağcı ispanyol milliyetçilerinin darbe girişiminde bulunması ve bunun neticesinde 3 yıl süren iç savaştır.

rusya bu savaşta cumhuriyetçileri desteklerken, almanya, italya, portekiz milliyetçileri desteklemiştir. savaşta yaklaşık 500bin insan ölmüştür. 1939 yılında madrid'i ele geçiren milliyetçiler 36 yıl boyunca ülkeyi diktatörlükle yönetmiştir. (bkz: francisco franco)

o dönemin ispanyol sanatçısı pablo picasso bu savaştan etkilenerek en ünlü tablosu olan guernica'yı çizmiştir. normalde apolitik olmasıyla bilinen picasso bu savaştan sonra komünist partilerde faaliyetlerde bulunmuştur.

guernica : görsel
Bu tabloyu siz mi yaptınız'' diyen bir genarele '' Hayır, siz yaptınız'' demiştir.

Tablo ayrıntılarına bakarsanız çok anlamlı ve etkileyicidir.
kanlı geçen bir savaş.

aslı, bir aşk hikayesine dayanır. milliyetçilerin önde gelen lideri gonzalesin oğlu, solcu demir leydi olarak bilinen fransescanın kızıyla yakınlaşır. elbette hiçbir tarihi kaynak savaşın bu aşktan koptuğunu ileri sürmez ancak zaten gergin olan siyasi ortamın bu aşk nedeniyle daha da beter bir hal aldığı, hemen her ciddi kaynakta belirtilir.

savaş geçmiş gitmiş ki ne konumuz ne uzmanlığımız bu alan. bu nedenle ben o fırtınalı aşka değinmek istiyorum müsaadeniz varsa. teşekkürler.

efendim gonzalesin oğlu federico, muazzam şekilde baçata yaparmış. fransesca kızı muybien ise bu dansa merak sarmış şımarık bir kız imiş.

muybien, günlerce annesine "baçata baçata" deyu yardırmış ancak annesi "zaman kötü kızım" diyerek bu sonu gelmez isteğini, kırılmaz hevesini görmezden gelmiş. lakin dayanamamış en sonunda ve "bu da kafa amk" diyerek kızının talebini kabul etmiş.

efendim soluğu madrid halk eğitim merkezinde alan muybien kapıdan girer girmez topallamaya başlamıştır. evet, topallamaya. zaten muybienin lakabı topal muybiendir. bu kızceyiz ne zaman heyecanlansa, alttan üstten ateş bassa topallamaya başlamaktadır. neyse efendim bu heyecanın nedeni, tahmin ettiğiniz üzere, federicodur.

federico ilk başta muybieni sallamaz. zira topaldır muybien, yitiktir, mazlumdur. oysa aynı muybien, federiconun en büyük tutkusu olan baçataya başladığı vakit, adeta bir türkan şoray, bir oya aydoğan(gençlik yılları), efendime söyleyeyim bir türkücü ceylan olmaktadır.

federico da tutulmuştur muybiene. bunlar gavur olduğundan ve ecnebi diyarlarında seks de serbest olduğundan sabah akşam pompalaşmakta, keyfin doruklarında konaklamaktadırlar.

bir gün, hiç yoktan, muybien federico iki pompa arası molada şöyle bir sual yöneltir:

- aşkım sen atayiz misin?

bilirsiniz, konu dinden açıldığında muhabbet illa siyasete de bağlanır.

ve işte birlikte geçirilen onca vakitten sonra ailelerin birbirine olan kinlerine ayıkır iki aşık. o masum kalplere korku düşer.

öte yandan vakitli vakitsiz yapılan pompalar, federico-muybien aşkını ayyuka çıkarmış, madrid sokaklarında bu iki aşığın gidişatından başka bir şey konuşulmaz olmuştur. dedikodular demir leydinin kulağına kadar gider.

iki aşığın korktuğu başlarına gelmiştir. demir leydi gonzalesin evini, 7 adamıyla basarak (tarihte bu olay, demir leydi ve 7 adamlar olarak bilinir) federiconun pederini öldürür.

ispanya iç savaşına doğru önlenemez bir ivme söz konusudur artık. o günden sonra federico muybien aşkı da bitmiştir. pompalaşmak nere, selamlaşma imkanları bile kalmamıştır artık. federico iç savaşta, muybien ise ince hastalıktan hakkın rahmetine kavuşur.
Tahammülsüz, hoşgörüsüz, medeniyetsiz sosyalistlerin demokrasiyi de kaba etlerinden anlayıp ülkedeki sağ figürleri etkisiz hale getirmeye kalkışması nedeniyle çıkmış vaka. Adamlar kazayla iktidara gelince kiliseden, toprak sahiplerine, milliyetçilerden, monarşistlere kendilerince bir hesaplaşma içine girdiler ki bunu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. ispanya iç savaşı ana hatlarıyla azınlıkların katolik ve ispanyol değerlerine karşı giriştiği mücadeledir.Bu savaştaki en ilginç detaylardan biri franco'nun da enternasyonal tugaylarının olmasıdır.
görsel
son model aktroll'ümüzün yine saçmaladığı başlıktır..

bir de tek parti diktası diye tanımlamamış mı cumhuriyetin kuruluşunu..

burnunu ısırasın geliyor şirin oğlanı..

aferin ama ekibinizin başına ilkokulu bitirebilmiş insanlar geçmiş.. geçmiş ki entelektüel formda cumhuriyet düşmanlığı yapmaya başladınız..

tebrikler..
andre malraux'ın "umut" romanı okunmalı--atttila ilhan çevirisi.
ispanya iç savaşı’nın ikonik yüzü: 17 yaşındaki komünist milis marina ginesta
Fraksiyon ayrılıklarının komünistlere kaybettirdiği bir savaş daha.

Bir yandan anarşistler bir yanda troçkistler ve bir yandanda düzenli orduyu savunan Stalinistler. Düşmandan daha çok bir birleriyle savaşmışlardır. Barcelona sokaklarında.
sıkılarak okudugum kitap.
ilkokulda okudugum kitap. çok malsiniz lan.
https://www.youtube.com/watch?v=Fko5fYIBJFU

kimilerinin karşı devrim, kimilerinin askeri darbe, kimilerinin ise katliam olarak nitelendirdiği, 1936-1939 yılları arasında devam eden ve sonucunda 40 yıla yakın sürecek franco diktatörlüğünün doğumuna neden olan savaş.

uluslararası af örgütünün araştırmalarına göre kamboçya'dan sonra en fazla toplu mezar ispanya'da bulunuyor.

savaş sırasında ve sonrasında 600 bine yakın insanın öldüğü, bir o kadarının da hapishanelerde çürümeye terk edildiği ya da çalışma kamplarına gönderildiği söyleniyor.

nazi almanya'sı ve faşist italya'nın yeni savaş oyuncaklarını sergilediği ve uluslararası arenada ilk zaferlerini aldıkları savaştır aynı zamanda.

“ispanya’da savaşan gönüllüler, bu savaşın anılarını yüreklerinde kötü bir yara gibi taşımışlardı. Çünkü insan haklı olduğu halde yenilebileceğini, zorbalığın gayrete boyun eğdirebileceğini, kimi zaman cesaretin herhangi bir mükâfatının olmadığını ispanya’da öğrenmiştir.” Albert Camus.