yolunu kaybetmekten allah'a sığınan duygulu şair. zira bu sefer ne yapsam dedirtme bana ya rabbi! diyor son kıt'anın başlangıcında. yolunu bulma şeysi tabi incelik olarak her zaman estafurullahla, bulmaya çalışıyoruzlarla cevaplanır elbet lakin dışarıdan bakıp da yok canım daha olmamış bu demek haddi de bize düşmeyeceğinden, gördüğümüz kadarıyla kendince yoluna kavuşmuş, sapmaktan korkmaktadır.
şiiri bıraktığını açıklamış. nedense duyunca ince bir sızı hissettim içimde. erbain'in, bir yusuf masalı'nın şairinin son şiirlerinde girdiği yolu zaten garipsemiştim; ismet özel'i kendisi yapan şiirler değildi bunlar. türk şiirinde kimi dönemlerde beliren bazı aksiyonların bir benzeriydi sanki. bunu genç şairler yapsa alkışlardık; ancak pir bir şairden gelince şaşakaldık doğrusu. elbette şiir bir dönüşüm sürecidir; ne var ki ismet özel'inki dönüşümden de öte bir şeyi işaret ediyor. şu anda bunu çok fazla tanımlayamayacağım ama gelecek zamanın sarih gözleri sözünü ettiğim işaretlerden çok şey çıkaracak, eminim.
bununla birlikte, kendisinin siyaseten daha makul bir noktaya gelmesini umuyorum. zira şiirlerindeki güçlü "ben" sesinin açığa çıkardığı enerjinin oradaki yansımaları çok başka olur. okur ben sesinden etkilenir, esrikleşir adeta. ama siyasette bunun sonuçları hazindir genellikle.
kendisi gibi davrandığı için, kalıplara girmediği için ve düşünceleri ağzından çıkarken şekil değiştirmediği için kibirli denir kendisine.. kibir çekinmeden konuşmak mıydı? nasıl ölçülür ki kibir?
sadece doğa ve insandan konuşmadığı zaman şair değil denir. buna yorum yapmaya bile gerek yok. "şair" nedir bilmek gerekli.
ismet özel, ideolojik ve modernist tüm kalıpların ötesine geçip konuşabilen gerçek bir şair. türk kelimesinin bütünleştiği ve sonra suni şekilde ayrıştırılmaya çalışılan islam'dan haberi olan kişi. modern dünyanın ürettiği, dayattığı tüm sahte kalıpların ve hayal ürünü fantezilerin ötesinde, kendisi gibi konuşan ve kendisi gibi davranan, gerçeği dile getiren gerçek bir şair.
hayası hiç mi yok
peki ya hafızası
hali lisanı melâli
elini yüzünü
hiç mi hiç bir
vakit bile mi
yıkamadı
sizceleyin lopu kıvır
kıvır kıvrak beliyle
sicimece ebeleme
şıkırdatıp gümlettiği
ebegümecini
hasta düşmeden
yiyici canlı beden
sahralara salınıp
yekpare tutulamayıp
paraylayarak
havada pür par
çala çalı çalımla
serilip yere hak ile
yeksan yekini
kuyruksuzlaştırılıp
bıraktı vatman kaptan
cephane deppo tayın
madı mı sayın mayın
şiiriyle son vermiş şiire! pek muhterem ikinci yeni sonrası toplumcu sonradan görme dindar kafatascı kibrin vücud bulmuş hali. sağ olsun büyük bir iyilik yaptı, toplum onu anlamıyormuş! anlamıyoruz evet kibriya sahiplerini anlamıyoruz.
bütün insanlar türk'tür demesine ramak kalmış şairdir.. evet, gayet sevdiğim şiirleri olsa da(celladıma gülümserken, amentü) kendisini sevemedim.. kafayı türklük, müslümanlık görüşlerine takmıştır son dönemlerinde ve bir şair için ilgilenilecek daha gerekli şeyler var.. (bkz: doğa) (bkz: insan)
"her biri uzak bir beldeden geldi
sanılsın istiyor yosmalar
böylece saygın fahişeler
arasına katışacaklar
müptezel birer facire ofsalar da.
Tecimenler, onlar da sahi değil
onlar da olmayan tayfaların
gemilerinden çıkan malları
sattıklarına inandırmak istiyor
şehrin acemi insanlarını." (bkz: of not being a jew)
diyerek bırakmıştır şiiri bir bakıma. şiir yayınlamayı bıraktı ama şahsıyla aramızda kalmaya devam eder.
2, 3 gün evvel durakta otobüs bekliyordum. Bir minibüs yanaştı ve içeriden vavlı tişörtümü incelemekte olan ismet Özel'i fark ettim. Normalde minibüse binmezdim. Zira pasoyla yolculuk etmek daha ucuz oluyor. Her neyse, ismet Özel vardı minibüste. Bir iki muhabbet edebilmek ümidiyle bindim ben de. "Merhaba hocam!" dedim, kafasını salladı usulca. O kadar. ismet Özel'le muhabbetim bu oldu. Yolculuk boyunca telaşlı görünüyordu. Sürekli kafasını uzatıp minibüsün ön camından yolu izledi durdu. Beylerbeyi'ne gelince de indi. Bugün kendisinin şiir yazmayı bıraktığını öğrendim. Belliydi minibüsteki halinden. Çok belliydi!
"bu memlekette akıllılarla konuşmak için bir şey yapmaya gerek yok, ama aptallarla konuşmak için paran ve diploman olması lazım." demiş şair, düşünür, karizmatik adam.
--spoiler--
her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına.
--spoiler--
amacının istiklal marşının tamamını okuyarak ve bestesiyle birlikte tam anlaşılamadığı için tane tane, bastıra bastıra bağıra bağıra istiklal marşını okumak olduğu, şair, düşünür.
not: o sırada orada bulunduğum için daha da etkili oldu.