ismet özel nedir, ne değildir, çok az kişi bilir. ben de bilmiyorum açıkçası. kim bu adam? deli mi dahi mi? yoksa aradaki ince çizgide kaybolmuş bir zavallı mı? belki de yolda kalmışların sarsıntılarını vuzuha erdiren bir deniz feneri, kaptanların hem haritası hem de pusulası... sahi, kim bu ismet özel?
sadece o mu: kim bu necip fazıl, sezai karakoç, cemil meriç, mehmed akif... balzac, dostoyevski, dante... bunlar yaşadıkları çağla kavgalı insanlar. necip fazıl zaten herkesin malumu, cemil meriç marksistlikten tamamen medenî islam değerlerine sarılan bir adam, batıya karşı savaş açmış. sezai karakoç, bir 'diriliş' peşinde, bahsimizin konusu diğer 3 garplı edebiyatçı da yaşadıkları çağdan iğrenen kimseler...
ama ismet özel bunların hepsinden farklı. sanırım o... kendisiyle de kavgalı. kılıcını kınından sıyırdı ama neye karşı? kime karşı savaştığını biliyor mu? siyasî spektrumda soldan sağa habire sarkaç misali savrulurken, bunu inkar eden ve 'ben neredeysem hep oradaydım, şimdi de oradayım' diyebilen birisi...
islamcı mısın, yeşil sosyalist mi, türkçü mü, milliyetçi mi, jakoben mi, ehli sünnet ve'l cemaat temsilcisi mi...
-Çırpını çırpını giden atlardan indik
Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına-
Tarihi ve bizi bu kadar öz anlatabilen adam.Büyük şairdir.Ve büyük şairler hakikatten en fazla pay alan adamlar.
Bu yüzden sıradan insanın hakikatlerine, dünyasına yabancılar.
ismet Özel bizi durup düşünmeye tahrik eden adam."ütopyalarıyla" da olsa.Çünkü bu dünya Ütopyaları olan adamların hürmetine dönüyor.
--spoiler--
Hrant Dink nâm zat öldürülüyor. Yükseliyor medeniyetin açtığı yollardan Hepimiz Hrantız nidaları. Muhsin Yazıcıoğlunun başına gelmedik bırakılmaksızın öldürülmesi ise hiçbir yoldan hiçbir nidanın yükseltilmesine sebep olmuyor. Bu karşılaştırmadan benim anladığım sesini yükseltenin de, sesini kısanın da aynı kabın yalıyla beslendikleridir. Evet, biliyorum, beyyine külfeti müddeiye düşer; ama bize andımızı çok görenlerin kendileri gâvur beslemesi olduklarını tevsik eden senedi bizzat temin etti.
ilber ortaylı, ismet özel in gaf olarak görülen düşüncelerinin, şairlere özgü bir imge olduğunu ve maddi anlamda eleştirmemesi gerektiğini söylemiştir.
" dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak "
ey kalbim!
ey suları usul usul yükselen gizli deniz içimiz damar damar parçalansa da dışımız lâl gibi sessiz!
"Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
Yürüsem rahmet boşanacak.
ve sana bir karşılık vereceğim..."
kapısına dayanıp: çık lan dışarı, gözlerine bakıp gideceğim! diyesim var. belki bu yaşama coşkusu gözlerinde saklıdır.
şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
her mısrası beyninizi ve yüreğinizi kanatır.
ismet özel şiire ruh veren sancı çektiren adamdır.
Kocaman bir şair... Hep şiirleriyle anımsamak icap ediyor...
''Ey irin mutluluğu!
Ey durmayıp ağrıyan kemiği usumun!
Uğunursam beni hazdan delirten hayvanın ortasında
ben koşarken derelerde birikirse çocukluğum,
piçliğim birikirse sesimin o hıncahınç boşluğunda
coşkunun en sağlam atıyla geliyorum
sövgüm büyüyor, ağartıyor günümü.
TAN! Ölü bir keçiyle saçlarımı taramanın vaktidir
sarı bir bilincin ötesini ellemek istemenin
bir üzünç aralığındayız artık TAN!
savulun, çıplaklığım geliyor ardımdan. ''
sen ağlarken azığımız çoğaldı
elledik halkın ağrılarını cesurca
ağlamasan
kök inatla kavramıyor toprağı
boş umutlar içinde pervasız büyüyor kir
ağlıyorsun ihanete karşı şavkıyor pıçak
bir pıçak ki sevgilim, sürmene işidir.
Şiir yazması kadar bırakması da büyük ses getiren Türk şiirinin yaşayan en büyük şairlerinden biridir. Onunla aynı zamanda yaşıyor olmak bile şanstır. Çünkü o, Esenlik Bildirisi'ni yazmış şairdir.
Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öç almanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir
gazeteler tutuklamış dünya kelimesini
o dünyadan, o şiirden öç almalı demektir
Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız
ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir
söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız
öç alınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir
Yargı kesin: Acı duymak ruhun fiyakasıdır
kin, susturur insanı; adına çıdam denir
susulunca tutulan çetele simsiyahtır
o siyah öç almakçasına gür ve bereketlidir
Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın
yaşamak bir sanrı değilse öç alınmak gerektir.
"Girtlağimda bir harf buyuyor, girtlağimizda.
Sarp gibi bir güvercin dusuyor yureğimden.
Buna dayanmaliyim,
Ölunce bir partizan gibi ölmeliyim
Sabahin kuşluk vaktinde savrulan, savrulan, savrulan ergen ölüleri gibi."
yıkılma sakın adlı şiirini yazmak için dişinin birini feda eden şair.yıl 1969 ismet özel askerdedir.yakın dostu ataol behramoğluna bir şiir göndermelidir.artık dolmuştur.ancak askerde şiir yazacak fırsatı da vakti de bulamıyordur.doktora dişim ağırıyor diye gidip üç gün rapor alır ve başlar şiiri yazmaya.fakat şiiri tamamlayamaz.tekrar doktora gider ve dişini çekmesini söyler.üç gün daha bu şekilde rapor alarak şiiri tamamlayıp gönderir.
Türk şiirinin yaşayan efsanesi ve zirvesidir.yıkılma sakın adlı şiirinde geçen bir mısrayla sözlerime şimdilik bir son vereyim;
"varsın zındanların uğultusu vursun kulaklarımıza
yaşamak bizümçün dokanaklı bir şarkı değil ki..."
bu adamın olduğu yerde şair kelimesini yüksek sesle söyleyebilirsiniz. yaşayan en büyük türk şairidir. hae sözlük kezbanları ve düşük zekalı erkekleri için küçük iskenderden büyük değildir o ayrı. evet.
Dava adamı. Düşüncesi çok köklü, çok kuvvetli damarlara sahip iyi yerden yakalamış veya yakalatılmış. fikirlerimizi cilalamakla meşgul.
Talihsizliği ise entelektüel birikim ve fikirlerin yalnızlığı elbet ışığı görmek için karanlığın çökmesi lazım. severim bu adamı. bak şiirini konuşmadık bile belki bir erbain de...