çoğu zaman aklımda hep kazım koyuncunun meşhur sözleri dolanır
"devrimi düşünebiliriz, düşleyebiliriz. hatta yetmez bir sistem bile kurabiliriz, vay sistemimiz şöyle olsun vesaire... bunu ne zaman yaparız? devrim yaptıktan sonra... bok devrimden sonra yaparız. şu anda bunu düşünüyorsan yaparsın. yapmaya başlarsın ve hep öyle yaşarsın. bu böyle böyle çoğalır. hayatla da böyle anlamlı bir ilişki kurarsın. yolda yürürken bile yürüyüşün ona göredir, adımların öyle gider. insanlara baktığın göz değişir. herkes der, ulan bu adam ya da insan niye böyle bakıyor diye, elbette ki seni sorgulayıp anlamaz belki ama bilir, anlar, bir şey bulur yani. birisi farklı yürüyordur orada. sana bir puan yazmaz da bir şey verirsin hayata yani. bakkala bir şey davranırsın, manavdan bir şey alırken tuhaf bir ilişki kurarsın ister istemez, hoş bir ilişki kurarsın. yani, işte, hikaye bu..." bu bana direnç veriyor ayağımı bastığım kaldırım taşını bile hissetmek iliklerime kadar yaşamak istiyorum. yaşam savaşı vermek istiyorum, bazense canım çok yanıyor. insanlar canımı çok yakıyor.yolda, otobüste bir ağlamak hasıl oluyor bana o zaman da ismet özel' in dizeleri geliyor aklıma "GÖZLERiM NEMLi DEĞiL GÖZLERiM NAMLU."
uzak nedir?
kendinin bile ücrasında yasayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbukı suskun ve kederliyim.
ismet yalvarırım düz yazı yazma! bak allah'ın adını veriyorum siyasi şeyler de yazma, sen şiir yaz biz bayıla bayıla okuyalım ama muhammed hakkı için tur dağındaki musa hakkı için düz yazı yazma!!!!!
"bizim nüfusumuzun çoğunluğu vatan haini, asker kaçağı insanların çocuklarıdır. dolayısıyla bunların inkılaplar denilen değişikliklerden istifade etmeleri, ondan sonra memleket aleyhine alınan kararlara her zaman hevesle katılmaları şaşılacak bir şey değildir. türkiye'de tabii ki bugün parlamentoda olan partilere oy veren insanlar vatanperverliği göz ardı etmiş insanlardır."
efsane bir şairdir. hakkıyla anlamak için çok ama çok yüksek bir entelektüel birikim gerekir; bugüne kadar konuştuğum kimsenin tam olarak anlayabildiğini görmedim, belki de ben fazla entelektüel insanlarla konuşmadım bilemiyorum. fakat şu da kesindir ki şiirsellik olayını en iyi çözmüş şairlerden biridir, bu da sizi anlayamadığınız onlarca kelime ve imgeye rağmen şiiri beğenmeye iter.
Kendisi babasının sözlerine pek aldırış etmedi galiba ki babasını ve babasının sözlerini şiirlerinde kullandı.
Örneğin amentü şiirinde insan eşrefi mahlûkat derdi babam yine hayat 4 şeyle kaimdir derdi babam gibi...
Ayrıca kendisi bu aralar türkçülüğe merak saldı galiba zira kafirle çarpışmayı göze alan müslümana türk denir tanımını yapıp bedir'deki uhud'daki hendek'tekileri direk çöpe attı.
insan bu sonuçta değişir hoş görmek gerek.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
Yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilkönce damarlarımızda duyuyoruz çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz:
Bize ait olan ne kadar uzakta!
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil.
“Üstümde yıldızlı gök”demişti Königsberg’li
“içerimde ahlâk yasası”.
Yasa mı? Kimin için? Neyi berkitir yasa?
ister gözünü oğuştur,istersen tetiği çek
idam mangasındasın içinde yasa varsa.
Girmem,girmedim mangalara
Yer etmedi adalet duygusu
içimde benim
çünkü ben
ömrümce adle boyun eğdim.
Yıldızlı gökten bana soracak olursanız
kösnüdüm ona karşı
onu hep altımda istedim.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
düşmanı gösteriyorlar,ona saldırıyoruz
siz gidin artık
düşman dağıldı dedikleri bir anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.
Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar,belki kadın ve erkek
hepimiz,herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim,hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer,aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım
ismet Özel.
Bugün tarihe not düşmek istediğim sözlerin noktası olarak kullanacağım yıkılma sakın şiirini. Öyle zor günler geçiriyoruz ki, bireysel olarak çektiğimiz acının üzerine bir de milletçe çekiğimiz acılar ekleniyor. Birilerinin acı çekmemesi, bardan pavyondan şehitler ölmez gibi paylaşımlarda bulunması acımızı bir hayli katlıyor. işte tam bu anda insan bir sigara yakıyor, yıkılma sakın diyor kendine. Yanan bir sigara ismet özel'in sesinden dinlenen bir şiir ile bütünleşip acıların fitilini ateşliyor.
''müslümanlık dışındaki bütün dinler sadece birer kültürdür.''
''modern insan merdiveni tırmanıyor,ama çıktığı her basamak bir basışta kırıldığı için tepede,yalnız,çıplak, çaresiz kalmaktadır.''
''müslüman ölümü bir trajik son olarak göremez.ölümü paylaşmasına da gerek yoktur,çünkü irtihal yani bir başka dünyaya göç insanın amelleriyle birliktedir.''
ben o yüzden özel'in kişiliğinden bahsedeceğim.ismet özel şair, şairliğinden gelme bir paralel cümleler evreninden bir ses kendisi.özel'i insanlar gereğinden fazla narsist olarak değerlendiriyor. oysa özel'in yaptığı narsistlik değil, tersine; üzerinde yıpranmışlık ve zorla kabul ettirilerek bir eziklik hissi duyan topluma, aslında öyle olmadığını anlatmaya çalışan bir insan.
özel narsist değil tersine toplum için fedakarlıkta bulunan bir insan. çünkü toplum için öne sürdüğü kurtuluş düşünceleriyle bu gün, beyni pek çalışmayan, yahut başka şeylere çalışan insanlar tarafından deli olarak görülüyor.ismet özel insanların işine gelmiyor.çünkü özel insanların kaypak, yavşak, salak olduklarını sürekli yüzlerine vuruyor ve insanlar biliyor ki özel bunları söylerken gerçekten de haklı.
özel, şairliğinden gelme bir ifadeyle düşüncelerini dile döküyor elbette. başka türlü olması da beklenemezdi zaten.onun şairliğinden, yahut şairlikten anlamayan insanlar, özel'in ne ifade etmeye çalıştığını anlamıyor, anlamaya çalışmıyor, anlamaya çalışsa bile; anlamaları pek mümkün görünmüyor. çünkü bazı insanları diğer bazı insanlar anlar.
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
gövdede gökyüzünü kişkirtan şiir sahtedir
gazeteler tutuklamiş dünya kelimesini
o dünyadan, o şiirden öcalmali demektir.
türk nedir sorusuna "kâfirle çatışmayı göze alan -sünnî"- müslümana türk denir cevabını veren; hakikati söyleyen yegane şair, mütefekkir.
ülkücülerin iyi niyetli sığlığı, türkçülerin vatan topraklarını imkân ve fırsat buldukları ,sıkıyı gördükleri vakit peşkeş çekme alçaklığı, islâmcıların vatansızlığı, kapitalistlerin ve gâvurların şerri varken hayatta olması daha da anlamlı bizim için.
"Budur işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan "
ismet Özel, şairliğinin yanında aynı zamanda bir düşünürdür. Bir tavır adamı bir dava adamıdır. Dinamiktir. Söylemleri kolay kabul edilir, çabucacık hazmedilir türden değildir. Ayrıca anlaşılması güç biridir, zaten tüm büyük düşünür ve fikir adamlarının en büyük yılgınlığı, anlaşılamamaktır. ismet Özel'de türkiye'de net anlaşılamamakta fakat her kesim tarafından dikkatlice izlenmekte, takip edilmektedir. Ne derse desin gündem olmayı başarabilen, aykırı yazardır kısaca.
ismet Özel, modern türk şiirinin babalarındandır, bana göre en iyisidir. Şiirleri birçok ünlü şair tarafından (cemal süreya, turgut uyar, vs. ) övgüye mazhar olmuştur. Müthiş bir söylev yeteneğine sahiptir. Kısacası şiirine kimsenin laf edemeyeceği eşsiz şairdir.