Kendisi babasının sözlerine pek aldırış etmedi galiba ki babasını ve babasının sözlerini şiirlerinde kullandı.
Örneğin amentü şiirinde insan eşrefi mahlûkat derdi babam yine hayat 4 şeyle kaimdir derdi babam gibi...
Ayrıca kendisi bu aralar türkçülüğe merak saldı galiba zira kafirle çarpışmayı göze alan müslümana türk denir tanımını yapıp bedir'deki uhud'daki hendek'tekileri direk çöpe attı.
insan bu sonuçta değişir hoş görmek gerek.
efsane bir şairdir. hakkıyla anlamak için çok ama çok yüksek bir entelektüel birikim gerekir; bugüne kadar konuştuğum kimsenin tam olarak anlayabildiğini görmedim, belki de ben fazla entelektüel insanlarla konuşmadım bilemiyorum. fakat şu da kesindir ki şiirsellik olayını en iyi çözmüş şairlerden biridir, bu da sizi anlayamadığınız onlarca kelime ve imgeye rağmen şiiri beğenmeye iter.
"bizim nüfusumuzun çoğunluğu vatan haini, asker kaçağı insanların çocuklarıdır. dolayısıyla bunların inkılaplar denilen değişikliklerden istifade etmeleri, ondan sonra memleket aleyhine alınan kararlara her zaman hevesle katılmaları şaşılacak bir şey değildir. türkiye'de tabii ki bugün parlamentoda olan partilere oy veren insanlar vatanperverliği göz ardı etmiş insanlardır."
ismet yalvarırım düz yazı yazma! bak allah'ın adını veriyorum siyasi şeyler de yazma, sen şiir yaz biz bayıla bayıla okuyalım ama muhammed hakkı için tur dağındaki musa hakkı için düz yazı yazma!!!!!
uzak nedir?
kendinin bile ücrasında yasayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbukı suskun ve kederliyim.
çoğu zaman aklımda hep kazım koyuncunun meşhur sözleri dolanır
"devrimi düşünebiliriz, düşleyebiliriz. hatta yetmez bir sistem bile kurabiliriz, vay sistemimiz şöyle olsun vesaire... bunu ne zaman yaparız? devrim yaptıktan sonra... bok devrimden sonra yaparız. şu anda bunu düşünüyorsan yaparsın. yapmaya başlarsın ve hep öyle yaşarsın. bu böyle böyle çoğalır. hayatla da böyle anlamlı bir ilişki kurarsın. yolda yürürken bile yürüyüşün ona göredir, adımların öyle gider. insanlara baktığın göz değişir. herkes der, ulan bu adam ya da insan niye böyle bakıyor diye, elbette ki seni sorgulayıp anlamaz belki ama bilir, anlar, bir şey bulur yani. birisi farklı yürüyordur orada. sana bir puan yazmaz da bir şey verirsin hayata yani. bakkala bir şey davranırsın, manavdan bir şey alırken tuhaf bir ilişki kurarsın ister istemez, hoş bir ilişki kurarsın. yani, işte, hikaye bu..." bu bana direnç veriyor ayağımı bastığım kaldırım taşını bile hissetmek iliklerime kadar yaşamak istiyorum. yaşam savaşı vermek istiyorum, bazense canım çok yanıyor. insanlar canımı çok yakıyor.yolda, otobüste bir ağlamak hasıl oluyor bana o zaman da ismet özel' in dizeleri geliyor aklıma "GÖZLERiM NEMLi DEĞiL GÖZLERiM NAMLU."
Şiirleri derin anlam içerir. Kalemi kuvvetli bir şairimizdir. Dönem dönem görüş degistirmistir hani öyle yakın görüslerde değildir bunlar tehlikeli zıt görüşlerdir. en son tasavvuf a yönelmişti sene 2013 te kendisini canlı görmüştüm konferansına katılmıştım. 2 sene içinde bir değisim olmamissa aynı cizgide devam ediyordur.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
Yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilkönce damarlarımızda duyuyoruz çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz:
Bize ait olan ne kadar uzakta!
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil.
“Üstümde yıldızlı gök”demişti Königsberg’li
“içerimde ahlâk yasası”.
Yasa mı? Kimin için? Neyi berkitir yasa?
ister gözünü oğuştur,istersen tetiği çek
idam mangasındasın içinde yasa varsa.
Girmem,girmedim mangalara
Yer etmedi adalet duygusu
içimde benim
çünkü ben
ömrümce adle boyun eğdim.
Yıldızlı gökten bana soracak olursanız
kösnüdüm ona karşı
onu hep altımda istedim.
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
düşmanı gösteriyorlar,ona saldırıyoruz
siz gidin artık
düşman dağıldı dedikleri bir anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.
Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar,belki kadın ve erkek
hepimiz,herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim,hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer,aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.
yıkılma sakın, partizan, celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar ve diğer nice eşsiz güzellikte şiirlerin sahibi olan şahsiyettir. dil yapısı karmaşık görünse de kurduğu cümleyi sindirdikten sonra insanın üzerinde tatlı bir his bırakıyor.
"sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
bilmek. bu da ürkütüyor. gene de biliyorum:
kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda."
çok fazla grinin elli tonu okumuş veya izlemiş olabileceğini düşündüğüm şairdir kendisi.
Peki köleniz olmasını istediğiniz kadının siz de kölesi olacak mısınız? sorusuna "Hayır. Çünkü bir ilişkide iki köle olmaz." cevabı her zaman çok hoşuma gitmiştir ama
hata yapmak
fırsatını adem'e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.