şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
her mısrası beyninizi ve yüreğinizi kanatır.
ismet özel şiire ruh veren sancı çektiren adamdır.
"Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
Yürüsem rahmet boşanacak.
ve sana bir karşılık vereceğim..."
kapısına dayanıp: çık lan dışarı, gözlerine bakıp gideceğim! diyesim var. belki bu yaşama coşkusu gözlerinde saklıdır.
" dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak "
ey kalbim!
ey suları usul usul yükselen gizli deniz içimiz damar damar parçalansa da dışımız lâl gibi sessiz!
ilber ortaylı, ismet özel in gaf olarak görülen düşüncelerinin, şairlere özgü bir imge olduğunu ve maddi anlamda eleştirmemesi gerektiğini söylemiştir.
--spoiler--
Hrant Dink nâm zat öldürülüyor. Yükseliyor medeniyetin açtığı yollardan Hepimiz Hrantız nidaları. Muhsin Yazıcıoğlunun başına gelmedik bırakılmaksızın öldürülmesi ise hiçbir yoldan hiçbir nidanın yükseltilmesine sebep olmuyor. Bu karşılaştırmadan benim anladığım sesini yükseltenin de, sesini kısanın da aynı kabın yalıyla beslendikleridir. Evet, biliyorum, beyyine külfeti müddeiye düşer; ama bize andımızı çok görenlerin kendileri gâvur beslemesi olduklarını tevsik eden senedi bizzat temin etti.
-Çırpını çırpını giden atlardan indik
Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına-
Tarihi ve bizi bu kadar öz anlatabilen adam.Büyük şairdir.Ve büyük şairler hakikatten en fazla pay alan adamlar.
Bu yüzden sıradan insanın hakikatlerine, dünyasına yabancılar.
ismet Özel bizi durup düşünmeye tahrik eden adam."ütopyalarıyla" da olsa.Çünkü bu dünya Ütopyaları olan adamların hürmetine dönüyor.
ismet özel nedir, ne değildir, çok az kişi bilir. ben de bilmiyorum açıkçası. kim bu adam? deli mi dahi mi? yoksa aradaki ince çizgide kaybolmuş bir zavallı mı? belki de yolda kalmışların sarsıntılarını vuzuha erdiren bir deniz feneri, kaptanların hem haritası hem de pusulası... sahi, kim bu ismet özel?
sadece o mu: kim bu necip fazıl, sezai karakoç, cemil meriç, mehmed akif... balzac, dostoyevski, dante... bunlar yaşadıkları çağla kavgalı insanlar. necip fazıl zaten herkesin malumu, cemil meriç marksistlikten tamamen medenî islam değerlerine sarılan bir adam, batıya karşı savaş açmış. sezai karakoç, bir 'diriliş' peşinde, bahsimizin konusu diğer 3 garplı edebiyatçı da yaşadıkları çağdan iğrenen kimseler...
ama ismet özel bunların hepsinden farklı. sanırım o... kendisiyle de kavgalı. kılıcını kınından sıyırdı ama neye karşı? kime karşı savaştığını biliyor mu? siyasî spektrumda soldan sağa habire sarkaç misali savrulurken, bunu inkar eden ve 'ben neredeysem hep oradaydım, şimdi de oradayım' diyebilen birisi...
islamcı mısın, yeşil sosyalist mi, türkçü mü, milliyetçi mi, jakoben mi, ehli sünnet ve'l cemaat temsilcisi mi...
ideolojik görüşlerininin hepsinin bir parodiden ibaret olduğunu, aslında her fikre, düşünceye, akıma, dine eşit mesafede olduğunu düşündüğüm zat-ı muhterem.
sizin görüşünüze aykırı yazdığı şiirleri dahi kendini okutur, saydırır dahası sevdirir.
"Dünyaya gelmek bir saldırıya uğramaktır. Doğan bebek havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır. Soğuk saldırır bize, sıcak saldırır. Açlığın, hastalığın, korkunun saldırılarını savuşturma yoluyla yaşarız, hayatta kalırız. Yaşıyor olmak, savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. Bir gün son nefesimizi verdiğimizde bize yapılan ilk saldırıyı tamamen püskürtmüş oluruz. Savaş bitmiştir."