yaraların kabuğu kolayca kaldırılıyor
halkın doğurgan dünyasına dalmakla
onların güneşe çarpan sesini anlamayan
dört duvarın, tel örgünün, meşhur yasakların sahipleri
seyir bile edemezken içimizdeki şenliği
yılgı yanımıza yanaşmazken
bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat
yıkılmak elinde mi?
1970'e kadar marksist dünya görüşüyle şiirlerinin imgelerini oluşturan şair. 1974'de yayınladığı amentü şiiriyle islami geleneğe yakınlaştı. iki döneminde de özgürlük ve şiir arasında bir bağ kurdu.
radikal ve şiddetli imgeleriyle türk şiirine yön veren bir şair oldu.
22 haziran 2013'te konya'da bir panelde yaptığı konuşmada özetle şunu söyleyen şair-yazar:
abd, suriye'de çıkarlarını savunması için ateşten kestaneleri alan maymun olarak türkiye'yi kullandı. türkiye bunu yapmakta başarısız oldu ve suriye, abd'nin ikinci vietnam'ı oldu. bunun üzerine abd, türkiye'yi cezalandırmak için yola koyuldu. ankara'yı bombalayabilmek için recep tayyip erdoğan'dan bir saddam üretmesi gerekiyordu.
gelinen nokta şu;
takip edenlerin belirttiği üzere amerikan medyasında haberlerin % 50'si islam dünyası ile ilgili, onun da %50'si tayyip erdoğan'la ilgili.
ve haberlerin içeriği de malum:
gazeteleri ve haber sitelerini kapatıp gazetecileri hapislere dolduran, muhaliflerini ezmek için darbe tiyatrosu hazırlayan, kürt şehirlerini bombalayıp katliamlar yapan, otokrat ve totaliter lider vs. vs...
amerikan kamuoyu türkiye'ye yapılacak her türlü muamele ve müdahale için hazırlanmış ve gerekli algı düzeyi sağlanmış durumda.
o da şu:
türkiye'de saddam'ı mumla aratacak bir diktatör var ve her türlü yolla alaşağı edilmesi lazım.
"onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık"
diyen,
"Beni artık kimseler arayıp da bulmasın
beyaz harmanilerin göklere açık sofrasında
yıktığım saltanatın dizinde inlediğim
aşkın en tabanında yattığım anlaşılmasın"
diyen,
"Doların dalgalanmasına bırakıldı bu çağda alum
geceleri şehrin varoşlarında ikamete mecbur edildi
gündüzün kimlik soruldu ona
sağcı mı solcu mu olduğu sorusuna cevap verdi
seken bir kurşun kadar
kurşuni bir kış denizi kadar bile
taraf tutmayan ölüm "
diyen,
"Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir
uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor
her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor
domuzuna ölüyor bankerlere durarak
noterden onaylı kağıtlara durarak
mevlit ilanlarına durarak.
Yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum.
- Yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha -
Gırtlağımda bir harf büyüyor
gırtlağımızda. "
diyen,
"yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylân
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
yürüsem rahmet boşanacak
ve sana bir karşılık vereceğim."
diyen ve hatta şiirlerinde anlayana daha bir çok şey söyleyen eli ve zihni kuvvetli şair.
insan esrefi mahlukattir,derdi babam.
Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı.
Diye başlayan amentu şiiri vardır okuyun onu imgeler göreceksiniz. Görün. ..
Gecen yıllarda siiri bitaktim demisti. Ama tam bir hınzır olduğu icin biraktigini düsünmüyorum ben. yazip kendine sakliyordur. Kim bilir neler yaziyordur? Ve Biz onu okuyanlar olarak ne kadar şanssız sanslı insanlarız böyle?
Kendisi Türkçü de değildir. Türkçüyüm yazıp, aynı saftayız ama ben de söylediklerini desteklemiyorum havasına girmeyin o yüzden.
Şiirleri nesiriyle doğrudan parelellik gösterir. Kitaplarını okuyup anlayan biri şiirinde onlardan kesitler yakalayacaktır. O yüzden şiiri ve düşüncelerini ayrı tutalım diye bir işe girişmeyin, altında kalırsınız çünkü aynı şeyler aslında.
Kişisel görüşüm
Her zaman samimiydi, inancını savunmaktan çekinmedi, hem cesur ve onurlu hem de kederliydi, şiiri herşeyin üzerinde tuttu, yeni Türkiye den bir yerde bana ayarlayın demedi. Hayatını verdi şiirini aldı dosdoğru bir şair. Tanışma fırsatım olur inşallah birgün. Karacaoğlan ve Yunus Emre ile birlikte Türk topraklarının gördüğü en büyük şair. Şair-i Azam.