bugün

islamiyetin cevap veremediği değil kişinin gerekli gayreti göstermeyip bir türlü işin içinden çıkamadığı sorulardır.

islamiyet allah'ın insanlığa gönderdiği bir yaşam biçimidir. allah'ın dinidir. islam dünyada; insanın önce yaratıcıyla, sonra kendisiyle, sonra eşi-anası-babası-akrabası ve ilişik olduğu diğer insanlarla, sonra hayvanlarla en sonda ise canlı-cansız tüm mahlukatla olan ilişkisini ayarlar. bu öyle bir ayar öyle bir denge öyle bir ölçüdür ki dostlar hiçbir taraf bu muazzam tartıdan rahatsız olmaz, zeval görmez, haksızlığa uğramış olmaz. bu allah'ın insanlara ve cinlere sözüdür. en büyük nimettir. tabi kurallara riayet edenlere. allah'ın sınırlarını ve haddini bilenlere.

allah kulunu eziyet etmez. aksine tüm sıfatlarıyla ona yardım etmek ister. yani sen allah'a haşa edepsizlik yapıyorsan allah senin cezanı kesmez. önce uyarır. ceza en son gelecek olandır(inşallah). eğer yaratan merhametiyle, rahmetiyle değil adaletiyle tecelli etseydi olaylara bir insan bile cennete ulaşamazdı belki. dünyası da ahireti de zelil olurdu.

bakın dostlar bir iş zorlaşıyorsa bir şekilde bunun sorumlusu sizsinizdir. islam değil, allah değil. çocuk aklı gibi bunu allah'a yamamak dine kusmak ancak ahmaklık olur. kişi kendi kendini kandırmış olur.

bir konuda sıkıntı mı yaşıyorsunuz. okuyun, araştırın. güvendiğiniz insanlara sorun. ama önce okuyun. hele ki türkiye gibi müslümanlığın en kolay, en rahat, en ferah bir şekilde yaşandığı bir ülkede. bunu yapmak çok kolay. siz yeter ki o niyet üzerine olun ve gayret edin. samimi olursanız allah'ın yardımı kaçınılmaz olur.
allah yapacaklarımızı önceden bilir mi ,evet o, bizim ne yaptığımızı ve ya ne yapacağımızı daha doğrusu evrende olmuş ve olacak olayları ezeli ilmiyle bilir. çünkü o, herşeyi bilir. fakat bu bilgi, bizim eylemlerimizi özgür olarak gerçekleştirmemize mani değildir. çünkü allah bildiği için değil, biz yaptığımız için o biliyor. öte yandan allah'ın bilgisi insanı şu ve ya bu şekilde yönlendirmez. allah'ın kendisi hakkında ne bildiğini de bilmez. bu konuda yapılan yanlışlardan biri de ''kader'' in sadece insanoğlu ile ilgili bir husus gibi gösterilmesidir. halbuki kader, allah'ın yaratmasıyla ilgilidir. allah ise bütün evrenin yaratıcısıdır. insan ise bu evrenden bir parça oluşturur. ancak insanın bu yaradılışta özel bir yeri mevcuttur. çünkü diğer bütün yaratılmışların aksine insana ''akıl'' ve ''irade'' gibi nitelikler takdir edilmiştir.

kelam bilginleri kader kelimesini ''takdir'' anlamında el almışlar bu problemi de bu şekilde çözmeye çalışmışlar. buna göre herşey takdir edildiği gibi, insanın eylemlerini özgür bir iradeyle yapması takdir edilmiştir. yoksa insanın ne yaşayacağı önceden belirlenmiş değildir. eğer bir belirlenme olsaydı özgürlükten bahsedilmezdi. bunun yanında bir çok ayette mevcut. zuhruf 20: (puta tapanlar) derler ki: eğer Rahman dilemiş olsaydı; biz, onlara ibadet etmezdik. Onların bu konuda bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnız yalan söyleyip dururlar. müddesir 38: herkes kazancına bağlı bir rehindir. necm38-39: hiç bir günahkar başkasının günahını yüklenmez. insan ancak çalıştığına erişir. bu ayetlerden yola çıkarak insanın kendi özgür iradesi olduğu gün gibi açıktır. insan özgürlüğünü kendisi için ''takdir'' edilmiş ''irade'' sayesinde elde etmektedir. irade, çeşitli alternatifler arasında seçme imkanı veren yetiye denir. insan iradeli olduğunu, zorunlu eylemleriyle isteğe bağlı eylemleri arasındaki farkı anlayarak bilebilir. örneğin elimizin kendi tercihimizle meydana gelen hareketiyle, titremeden dolayı meydana gelen hareketi arasındaki farkı biliriz. birincisi kendi irademizle ikincisi ise sinir hastalığından oluyor. yine insanın doğumu, ölümü, hangi ana-babadan doğacağı, nerede ve ne zaman doğacağı kendi elinde değildir. evet bunlar da takdir edilmiştir ama bunlar insanın isteğine bırakılmamıştır. bırakılmadığı içinde o, bunlardan sorumlu değildir. kısacası sorumluluk özgürlüğü, özgürlükte sorumluluğu getirmektedir. sonuç olarak kur'an a göre ''kader'', ''ölçü'' anlamında olup insan eylemlerinin zorunlu olduğunu gösteren bir inanç esası değildir. bunun yanında insanın özgür olduğu, irade yetisinin bulunduğu da kur'an tarafından ifade edilmiştir.
Benim için "Dünyaya gelip gelmemeye biz karar vermediysek, neden dünyada yaptıklarınızdan sorumluyuz?" sorusu bunlardan biridir.
gerçek islam bu değil.
genel itibariyle cevabı olan fakat bazen bu cevapların tatmin edici olmadığı sorulardır. benim konum çok basit mesela. var mı bilen? varsa aydınlatsın lütfen.

abdesti bozan durumlar bilinir. benim anlam veremediğim konu, örneğin, yellendikten sonra tekrar abdest almak. şimdi yellenmenin nerede vuku bulduğu belli. bunun sonrasında neden ağız çalkalayıp kollarımızı yıkamak gerekir? taharet tek başına neden yeterli olmuyor mesela? benzer şekilde, diz kanadı diyelim. baş meshetmenin gereği nedir? ilgili bölge temizlense ve eller yıkansa yeterli olmaz mıydı?

: bu arada beni ateist sanmayın. tam aksiyim çünkü.
görsel

insanlık tarihi en az 50 bin yıl
Dinler tarihi 5 bin yıl
= 45 bin yıl

Dinler olmadan önce yaşayan insanlar nereye gidecek, konuyu bilmiyorlar?
neden ? ? ?
benim sorduğum sorudur. eğer sonsuz ruh ve cennet cehennem varsa bunlar yaratılmış olamaz çünkü sonsuz bir şey sonradan çıkamaz. oysa sizin din kitabınızda ruhun ölümsüzlüğü ve cennet cehennemin sonsuzluğu var.
o halde bunlar varsa zaten yaratılmadan da var olmuş oluyor. ee o zaman tanrı nasıl var olabiliyor? tanrı mutlak ve hiçbir şeyde veya kimsede bulunmayan özelliği taşıması lazım aksi halde tanrıyla eş derecece var olan( yaratılmamış olan, sonradan çıkmamış olan) bir şeylerin varlığı mümkün oluyor.

yani demek istediğim şey ruh ve cennet cehenneme olan inanç aslında tanrıyı yalanlıyor. kendi içinde çelişki. bunu çözerseniz iyi olur. çünkü ciddi bir sorundur bu ve sizin din tüccarlarınız veya alim diye taptıklarınız da buna cevap veremiyor çünkü mantıki açıdan tutarsız.
ee o zaman niye millet cenente veya cehenneme gidiyor diyorsunuz?
veya ruh var diyorsunuz?
sonuçta iki sonsuz olamaz, tanrı sonradan oluşmadığı için tanrıdır ve diğerlerini sonradan oluşturduğu için de tanrıdır. eğer oluş olmadan varlık tanrı dışında mümkünse o halde tanrıya zaten gerek duymadan var olmak mümkündür.

bunu bizzat sizin bi sike yaramayan kitaplarınız diyor.
Ahiret yaşantısının sonsuza dek sürmesi bazı kimselerce garip karşılanıyor ve "o zaman o canlılar tanrısal olmuyor mu?" gibilerinden kafa karışıklıklarını belirten ifadeler kullanıyor, sorular soruyorlar.

Öncelikle, bizler yani yaratılmışlar bir başlangıca sahibiz, ezeli değiliz. Ayrıca daima zamana ve mekana tabiyiz. Buna karşılık yüce Allah zamansız ve mekansızdır.

Ve başlangıcı olup, zaman içerisinde yolculuk etmek durumunda olan biz kullar, her zaman sınırlı varlıklar olarak kalmayı sürdüreceğiz.

Ahiret yaşantısına dönecek olursak; orada sonsuza dek yani sürekli yaşantımız sürecek ama yaşımız hiçbir zaman sonsuz olmayacak. Çünkü yaşantımızın bir başlangıcı var ve hergeçen yıl yaşımız bir artacak, sürekli büyüyecek ama daima bir sayıya denk gelecek. 

1..........................789.............................. .......1122333........................12233499988779...... 

Her geçen yıl eski yaşımıza bir ilave olacak ve hiçbir zaman sonsuz büyüklükte olmayacak. Buna karşılık bu olay sonsuza dek durmadan sürecek.

Kısaca ahiret yaşantısı ebedidir ama yaşayanların yaşları mutlaka sınırlı kalmaktadır.Çünkü başlangıcı olan birşey geriye doğru sonlu demektir. Fakat ileriye doğru sonsuz yolculuk sürecektir. 

Cennetteki bir insanın yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin, bantı geriye doğru sardığımızda bir başlangıcın olduğunu göreceğiz. Süre(yıllar-yaş) sürekli artacak ama başlangıcı olmasından dolayı hep bir sayıya denk gelecek. (alıntıdır).

devamı burada: http://emre1974tr.blogspo...t-ve-ebedi-yasam.html?m=1
Evrime karşı çıkan müslümanları gördükçe çıldırıyorum.
soruda yaşı kaç olacak, büyüyecek demiyor ki. sonsuz bir şeyin mümkün olmadığı söyleniyor. yani bir şeyin sonsuz olabilmesi için başlangıcının olmaması lazımdır. sen ise başlayacak ama hep aynı yaşta kalıp sonsuza kadar bu sürecek diyorsun. arkadaş imkansız bu çünkü bir şeyin ebedi olması için ezeli olması lazımdır. yani sonsuz olması için hiçbir zaman var olmaması lazım. mantıksal olarak bu mümkün değil. eğer mümkünse sonradan var olan bir şey sonsuz olabiliyorsa o zaman ebedi olan da yok olabilir. bu aynı kafa çünkü.
yani daha da açayım ne demek istediğimi( eğer sonradan yaratılan sonsuz olabiliyorsa hiç yaratılmayan, öncesi olmayan da sonlu olabilir bu mantığa göre)
yani tanrı bir gün ölebilir kadar absürt bir şey bu söylem ve bir cevap değil.
cennet ve cehennem, ruh gibi kavramların hiçbir sonsuzluk mantığı yoktur.
sonsuz olan bir şeyin başlangıcı olamaz çünkü. benim dediğim büyüme, yaşı kaç olacak gibi sorular değildir. varlıksal olarak bu sizin dediğiniz mümkün değil.

sonradan çıkan( yaratılan) hiçbir şey sonsuz olamaz, çünkü sonsuzdan bir bile çıkarsan o artık sonlu bir şeydir. dolayısıyla bu tanrıya inanların kendiyle çeliştiği büyük palavralardandır.
Kuranda insanlığın yaşı ile alakalı tarihi veri söz konusu değil dolayısı ile 5 bin, 10 bin ya da 100 bin yıl olduğu ile ilgili herhangi bir görüş bildirmez.

Dinler tarihine zaman biçen modern tarihtir. Ki aynı tarih sınıflandırma yapamadığı için insanlık tarihini bilinen yazının icadına bağlar, öncesinde olan insanlık tarihini yok sayarak karanlık çağ olarak adlandırır. Dinler tarihinde bir çok figür o karanlık çağ içerisinde yaşamıştır.

Sonuç; sen önce modern tarih anlayışını sorgula zira sorgulanacak çok şey var.
orucu ne bozar ve kimi sikebiliriz. bunların cevabını bir türlü veremedi bu mitoloji, verse de herkes rahatlasa.
(bkz: yoktur)

siz gaybdan sorular soruyorsunuz:

de ki: gaybı ancak Allah bilir.
geldim bi bakayim ne var ne yok diye, inciden devsirme bebelerin sordukları sorular imiş. efenim dinlerin cevaplayamacagi soru yoktur, dine inanan mitedeyyinin veremeyecegi cevaplar vardir. bunlara da cevaplari belirli sebeplerden veremezler.

mesela bak aklima bir ornek geldi, incilde belirli bir savas anlatilarak kac hristiyanin savasa katildigi bir kac farkli yerde gecmektedir. ancak savasa katilan kisi sayisi surekli farklilik gosterir. bunu soran bir kisiye papaz su cevabi verir: kıris da casus kimlerin kafir olduklarini elbette biliyordu bu sebepten incilde sayisi gecenler gecerkten iman edenler ve iman ederek olenlerdir.

her neyse iste durum bundan ibaret: cevaplayamayacak din yoktur, cevaplayamayacak dindar vardir...
Bu konularda doktoramı ekşi sözlükte yaptığım için buradaki entryler inci'den bozma gibi geliyor. Yazılan her şüphenin çok açık bir cevabı var. Yalnızca kaynağınız düzgün olsun. Ben islamı öğreneceğim yahut eleştireceğim deyip mütezile,şia,kadiri,feto kitapları okursanız elbette karşınıza birbiriyle uyuşmayan şeyler çıkacaktır.
(bkz: Ehli sünnet/hakikat yayınevi)
neden sorgulamıyoruz? sorusuna cevap verebilen biri çıkmadı daha.
Tanrı neden bu kadar insansı ve egosu var gibi zırvalık sorularla dolu başlık. Ulan ben bunların ayrımını 7 yaşında yapabiliyordum. Allah'ın sıfatı zati ve sıfatı subitilerini okumak bilmek yeter be.
cevabı olmayan soruların olmadığın düşünüyorum. Bilgisiz bir kişiye sorduğunuzda ölçütünüzün bu olduğunu düşünüyorsanız egonuzu tatmin edersiniz. Gidip bir alim ile konuşup gelin buraya öyle yazın.
benim soruma halen daha cevap alamadım hanca eksilesinler.
ruh ve cennet cehennem kavramının allah a inanan biri açısından mümkün olmadığını söylüyorum. daha önce de söyledim şimdi de söylüyorum.
sonsuz bir ruh, cennet ve cehennem olamaz. mümkün değil, tanrıya inanan biri bunlara inanamaz.

çünkü bir şeyin sonsuz olması için başlangıcının olmaması gerekir. başlangıcı olmayan bir şey de zaten yaratılmamıştır yani vardır. ruh sonsuzsa veya cennet cehennem sonradan ortaya çıkamaz çünkü sonradan ortaya çıkan bir şey sonsuz olamaz.
o yüzden tanrıya inanmak ruh ve cennet cehenneme inanmayı imkansız hale getirir.

ayrıca cennet ve cehenneme inanmak tanrıyı inkar etmektir çünkü tanrı dışında sonsuz bir şeyin varlığı onun yaratılmamış olduğunu gösterir o halde yaratılmamış olan zaten tanrı olana eştir. o halde tanrıyla eşit güçte olan bir şey tanrının üstlük mevzusunu da riske soktuğu için tanrı sınırlı bir hale gelir.

yani ruh, cennet ve cehennem var demek tanrı yoktur demeye eştir.

edit: altta bir arkadaş ezeli değildir ama ebedi olacak değip benim mantıksız olduğumu söylemiş. böyle bir şey yoktur çünkü ezeli olmayan ebedi olamaz çünkü sonsuzluk bir bütündür belli bir süre sonra var olan sonsuz asla olamaz. sonsuzdan bir çıksa bile o artık sonlu bir şeydir.
mantıksız sizin düşüncenizdir, sonradan var olan hiçbir şey sonsuz olamaz eğer olursa o zaman sonradan var olamayan(ezeli) o zaman sonlu olabilir. ( yani tanrı bu kafaya göre ölebilir)
Tanrı'nın insansı sıfatlarını sorgulayan arkadaşlar. kısadan söyleyeyim: Tanrı insanı yaratırken kendi ruhundan üflemiştir. ve iyi bakanlar görür ki sıfatların birçoğu etrafta görülebilir. insanın gönderilme amaçlarından biri allahı tanımaktır. Tanrı bize bu konuda da lütufta bulunmuş ve etrafımıza genelde yaptığı üzere ipuçları vermiştir.
benim gibi benamazların bile bazı soruların mantığını anlaması çok zor oluyor.

Adam kendince çıkarsama yapmış; ruh sonsuz ise allah yoktur bu durumda mücver kabaktan yapılıyor ise patates prensipte maruldur.

Dinler ruhun, cennet ve cehennemin (soruda geçtiği için bu kavramlar üzerinden konuşuyoruz) yaratılmış olduğunu söyler dolayısı ile yaratılan bir şey sonsuz değildir. Bir şeyin (her ne kadar türkçe sonsuz densede) sonsuz olması için başının ve sonunun olmaması yani aynı anda ezeli ve ebedi olması gerekir.

Din bize YAradan hariç hiç bir şeyin ezeli olmadığını yani hep var olmadığını söyler dolayısı ile ezeli olmayan bir şeyin ebedi olması onu tanrı ile eşdeğer kılmaz.

yani ruh, cennet ve cehennem ezeli değildir ancak ebedidir yani yaratıldıktan sonra yok edilmeyecektir.

Bunu mantıksal denklem hale getirip sonucunu tanrı yoktura eşitlemek mantık bilmemektedir.

Otur sıfır.
benim sorduğum sorudur, bunların dini sitelerine da baktım yanlış anlaşılmasın ama sizin alimleriniz de buna cevap veremiyor.
ana mantığım şudur: sonradan var olan hiçbir şey sonsuz olamaz. ( ki tanrıya sonsuz diyebilmemizin nedeni de aslında budur, sonradan var olsaydı o artık sonlu bir şey olurdu ve biz ona sonsuz diyemezdik)
şimdi bunların kitaplarına güya tanrı varsa cennet, cehennem, ruh hep sonsuz. ancak bu mantıksal olarak imkansızdır çünkü bir şeyin sonsuz olması için sonradan yaratılmaması gerekir. eğer ruh, cennet cehennem sonradan var olduysa bunlar asla sonsuz olamaz.
eğer var olmadıysa yani zaten öncesiz ise o halde var olmak için zaten bir yaratıcıya ihtiyaç olmaz. yani tanrı yaratmadan da var olmak mümkündür ve cennet cehennem veya ruh vardır demek tanrı yaratmadı demeye eştir. o halde tanrıya gerek kalmıyor.
ikinci mantığım ise insanda bulunan ne varsa tanrıda bulunamamsı tanrıda bulunan ne varsa insanda bulunmamasıdır.
tanrı sonsuzdur, inan sonlu gibi, tanrı güçlüdür insan güçsüz gibi. vb.
yani tanrının sonsuzluk algısı aslında her şeye uygulanıyor ve tanrıyı tanrı yapan şey sonsuzluk algısı. mesela tanrı sonsuz bir güçte, sonsuz bir bilgelikte, sonsuz bir merhamette falan filan bu sonsuzluk tanrıya ait olan bir kavramdır demek istiyorum.
tanrı dışında hiçbir şeyin mantık olarak sonsuz olmaması lazım aksi halde tanrıya eş sonsuzlukta bir şey olacak ve o da tanrılaşacak.
neden? çünkü o sonsuz olan şey var olmak için hiçbir başka şeye ihtiyaç duymayacak.
yani demem o ki; eğer tanrı varsa tanrı dışında hiçbir şey sonsuz mantıken olamaz olursa tanrı diye bir şey olamaz çünkü iki veya daha çok sonsuz bir güç dengesi sağlayacağı için tanrının en yüceliğini alta çekecektir. hal böyle olunca çoğul sonsuzlar gibi absürt bir mantık olacaktır ki bu da politeizm kadar saçmadır.
bak beni hep eksiliyorsunuz zükerim, sorum gayet açık ve mantıklı. tanrıya atfedilen hiçbir özelliklik insanda veya başka bir şeyde olamaz çünkü tanrıyı tanrı yapan zaten budur, eğer bu insanda veya başka şeyde varsa( ruh, cennet ve cehennem sonsuzsa) o halde tanrı diye bir şey mantıken olamaz. nedenini yukarda anlattım zaten.

edit: biri o andan itibaren sonsuz olacak demiş ancak sonsuzluk kavramıyla bu çelişir. sonsuzluk bir andan sonra ebedilik olamaz çünkü bir andan sonra başlayan ebedi olamaz. bir şeyin sonsuz olması için hiçbir anda ortaya çıkmaması gerekir çünkü herhangi bir anda ortaya çıkan şey ezeli olamadığı gibi ebedi de olamaz. mesela burada bir tanrının iradesi, ne yapmak istediğinden ziyade böyle bir şeyin mantıken mümkün olmamasıdır.
biz tanrıya sonsuz deriz çünkü onun öncesi veya sonrası yoktur. insan veya tanrı dışında her ne varsa sonradan çıkmışsa( ki tanrı varsa mecbur sonradan çıkmak zorunda) o halde sonsuz olamaz. sonsuzluk belli bir anı belirtmez çünkü ve tüm anların dışındadır.
(bkz: vicdan azabı)
Cennet sonsuzdur ama başı bellidir canım. Sonsuzluk yaratıldıktan sonrası içindir. Benim mantığıma göre diyemezsin senin mantığın bozuk çünkü. Bir şeyi kesin doğru sayarak diğerine kıyaslama saçmadır.