islam dinini iyi bilememiş, özünü ve kadına bakışını anlayamamış salak insan söylemidir. ayetler, hadisler: "kadınlarınızı aşşağılamayın, dövmeyin ve evnizde söz hakkı verin" der. bu insanların amacı insanları dinlerinden, buna bağlı olarak da birlikte yaşayabilen bir topluluk, millet olmaktan soğutup ayrıştırarak yüzyıllardır oynanan oyuna dahil olmaktır.
islam inancı kadınları ikinci plana atmıyor arap ve bizans kültürü kadınları ikinci plana atıyor. Eski türkler anadoluya yerleştiklerinden itibaren bizans ve araplarla ilişkilerde bulunmuşlardır. Bu ilişkiler sırasında onların kültürü türk kültürüyle maylanmaya başlamıştır. Bu yüzden kadınlar ikinci planda bulunuyor.
" NiSA 34. Allahın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allahın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün..."
Nisa 34'ü dövün diye anlatanların halt etmesi. 20 anlamın içinden, en çok erkeğin işine gelen anlamlarından en işe yarayanını seçmişlerdir. Öncelikle, hz. aişe'ye başka bir erkekle zina ettiği iddia edildiğinde, o babasının evine yollandı ve dayak yemedi. Karı-koca hayatından mahrum bırakıldı. Konu açıklığa kavuşuncaya kadar şiddet uygulamadı peygamber efendimiz. Ayrıca ''dövün'' resmi bir makamın, kaynaklara bakarak yapması gereken bir uygulamayı getirir. Kadı bile, birisinin zina ettiğine kanıt olarak, olayı gözleriyle görmüş şahitleri dinler, sonra hüküm verebilir. Eşi canı istediği zaman dövemez.
Burada tartışılması gereken, kendine 'alim' diye soytarıların dini kaynağı kendi kafasına göre yorumlama hatasıdır. Kaynakta sorun yok, sapık zihniyette olan ilmiye sınıfında hata var. Ayrıca nisa 34'te erkek, kadının yöneticisi değildir, onu kollayan ve merhametle davranandır.
kaçınılmaz gerçektir. islam ne der bilemem ama islam ülkelerinde kadın mal gibi alınıp satılırken gözleri hariç heryerlerini o sıcakta kara çarşafa bürürken, erkeklere patates gibi dörder tane verilirken, okutulmazken, evde köle muamelesi görürken, zevk almasın diye sünnet edilirken anlaşılması zor olmayan gerçektir.