iman odaklı bakan müslüman arkadaşlara saygı duyuyorum. ama tekrar ifade ederim ki ben iman merkezli bakmak zorunda değilim, benim böyle bir zorunluluğum yok.
ben ateistim, ateist bir insan sosyolojiye, bilimsel yöntemlere, tarihe bakarak karşı argümanlar üretebilir.
toplum bilime bakarsak barış ve hoşgörü kültürel, eğitsel ve sosyo-ekonomik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan kavramlarsa ve mevcut şartlara bağlıysa o zaman mevcut şartlara göre bir barış ve hoşgörü düzeni yaratmak gerekir. islam'da kendi düzeni içinde ancak bir hoşgörü ve barış sağlayabiliyorsa o zaman bu bölgesel olduğunun delilidir. böylece islam'ın hoşgörü ve barış gibi bir iddiası varsa bu çürümüş olur. eğer ki bu ilahi olduğuna delil sayılıyorsa o zaman bu islam'ın delili olduğunun çürütüldüğünü gösteren bir kanıttır.
inatla kur'an'ın ayetlerini 21.yy açısından(gönül rahatlatma gibi saçma bir amaçla ) yorumlayanlar postmodernisttir edip yüksel, yaşar nuri ve caner taslaman gibi. çünkü kur'an'ın hakiki hali onların dayandığı yoruma dayalı iddialar gibi modernist değildir. çünkü kur'an'da ayetlerin vahyediliş düzeni, nüzul sırası vardır. bu da doğal olarak sosyolojik açıdan kur'an'ın kendi sosyal şartlarının doğal bir ürünü olduğunu gösterir. misal, alkol değil; şarabın yasaklanması, ebu leheb meselesi, muhammed'in başından geçen şeylerin kur'an'da ayet olarak tamamen yer alması. eğer muhammed'in başından o şeyler geçmeseydi kur'an'da yer almayacaktı onlar, o zaman kur'an kendi döneminin ürünüdür. evrensel olamaz kesinlikle.
kur'an'ın bir dikte olması, vahyedilmesi, otoriter olması, 7.yy şartlarının, dilinin, kültürünün, ekonomisinin, aile yapısının bir ürünü olması ayetlerle ortadadır. o zaman kur'an'ı sosyolojik, tarih, teolojik açıdan inançlıların iddia ettiği gibi insan ürünü olmasa bile yine döneminin ürünü olduğu çıkar, bu da insan ürünü demektir yine.
yine islam'ı toplumsal, tarihten, kültürden v. s. edip falan gibi soyutlayarak ele alıp bunu yok sayanlar şarlatanlık yapmaktadır. sebebi islam'ın kendi döneminin tarihi, kültürü, toplumu v. s. nin bir ürünü olması. insan ürünü olmadığı kabul edilmese bile!
kur'an'dan kafanıza göre her anlam çıkaramazsınız, bu postmodernizmdir. çünkü kur'an kendi şartlarının ürünü tamamen.
kur'an'ın 7.yy'a ait kelime ve anlamlarla bir arapça lehçesinde olması, hz. muhammed'in adet, gelenek, görenekleri, çevresiyle etkileşimi, aile yapısı v. s. nin bir ürünü olması.
dinin ahlakının 1400 yıllık süreçteki müslümanlar üzerindeki etkisi yine islam'ın ilahi olmadığına bir delil olarak sayılabilir. müslümanlar dinsel ahlakı taslaman, edip v. s. gibi ilahi sayıyorsa bu dinin ilahi olmadığına dair delildir.
dinsel ahlakın, kuralların doğurduğu kötü sonuçlar yine islam'ın ilahi olmadığına delil sayılır, eğer ki müslümanlar islam'ın dinsel ahlakın, kuralların iyilik ve ilahilik üzerine kurulu olduğunu iddia ediyorsa.
işte müslüman arkadaşların inançları, iddiaları üzerinden böyle sonsuz delil deryası var elimizde.
hala buna rağmen islam dinine inanmak sadece ve sadece iman işidir.
kur'an hz. muhammed'in kendi zamanında arapların karşılaştığı sosyo-kültürel sorunlara cevap veren bir kitaptır tanrı arkasından. bir metin kur'an sadece.
mesele islam'ın radikal, reformist, modernist olduğu mu değil. mesele muhammed'e ait, 7.yy'a ait kur'an'ın ne olduğudur.
gönül rahatlığı için, imanı sağlamlaştırmak için ali, veli v. s. nin izinden gidenler beni alakadar etmez.
kur'an bir kitaptır. ve insan ürünüdür. kitaplaştırırken yazanlar insandır en yüzeysel olarak. kendi döneminin dil ve kelimeleriyle yazılan her şey insan ürünüdür.
tasavvufa karşı çıkarak ya da çıkmadan islam'ı savunan herkes, özellikle postmodernistler batıni yorumu benimsemiş insanlardır.
bir kelimede binlerce anlam olduğunu iddia ederler. buysa mantık dışıdır.
kuran'ın tamamını idrak etmek yerine bir kısmını örneklem için kullanan, islam'ın emirleri ile müslümanların yaptıklarının farklı şeyler olabildiğini, her müslümanın mükemmel olarak dine uyamayacağını unutan kişi beyanı.
nasıl hoşgörü dini değil lan. zorla kimseyi müslüman yapmayı bile mümkün kılmayan bir din, nasıl oluyor da hoşgörüsüz oluyor.
sana bulaşmıyorsa herkes kendi dinini yaşasın diyor, hangi modern dünya devletinde azınlık durumunda olup da böyle bir hoşgörü ile karşılaşabileceksin?
Sadece islam değil tek tanrılı olan hiçbir din barış dini olamaz..
Yapısı gereği tek tanrılı dinler hem otoriter hem de totaliterdir..
Otoritenin olduğu yerde hoşgörü olmaz..
son derece doğru bir önerme. anadolunun dindar bir yerinde uzun saç ve küpeyle git gez bakayım. en iyi ihtimalle uzaylıymışsın gibi bakarlar. neden? çünkü sen onlardan değilsin. konu kilit.
bir insan kur'an'ı azimüşşana 7.yy. arap kitabı diyorsa, kafirdir.
bu tip insanlara bir şeyler anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur. peşin bir kabullenmişlikle allah c.c'nün kelamına hakaret ediyorsa, bu adam hiçbir şey sorgulamıyor veya gerçeği aramıyor demektir. sadece içindeki kin ve nefreti kusuyor demektir.
leheb suresinin iniş amacı belli: rasulallah s.a.v'e hakaret eden, ona zulmeden, onun aracılığıyla getirilenlere hakaret edenlerin sonunun ne olacağı hakkındaki uyarılardır. şekil a'da da görüldüğü üzere bu tip insanlar rasulallah s.a.v zamanında olduğu gibi günümüzde de olabileceğini gösterir.
allah c.c, rasulallah s.a.v'i alemlere rahmet olarak gönderdik diyor. sen sadece bir uyarıcısın diyor.
aklı izanı olan insanlar bu uyarı anlamaya çalışır. çünkü irade sana bırakılmış sen bunu kabul etmiyorsan sana kimsenin yapacağı bir şey yoktur. çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. ve dine girmek zorunlu değildir.
neye göre kime göredir.
Bir kere inanmamayı secen birinin bunu kafaya takmaması gerekir cunku kuran ona gore insan yazılması bos bir sacmalıktır, yani ona gore.
Ote taraftan burada muslumanlara yapıldıgı kadar baskı yapılmıyor kimseye uc gundur giriyorum peygambere kurana hakaret ediliyor, yetmedi muslumanlara dusuncesiz ve aptal sıfatı veriliyor, o da yetmedi insanların akılları karıstırılıyor arkadasın yaptıgı gibi. Bunun sonucunda etki tepki acıga cıkması gayet normal.
Gercek hayatta da ateist arkadaslarımız var kimseyi dıslayacak degiliz ancak sen laf edersen sana da laf dokunacaktır.
Onun dısında kuran asalım keselim inanmayanı öldürün demez. Yine en guzel seyin sabır etmek oldugunu soyler. Sabretmenin daha hayırlı oldugunu ve sabredenin mukafatlandıracagını haber verir. Sana kotuluk edene yine sabret der, bu ayetlerle garantilidir. Bu yuzden cokca hz. Muhammed'i motive eden, moral veren ayetler de bulunur, orası ayrı.
Onun dısında sana ne iyi gelecekse onu soyler. Bu dedigi Benim icin daha hayırlı mı diye genis acıdan bakmak lazım öncelikle.
Böyle durumlara modların müdahale etmesi gerekiyor artık buranında inci sözlük formatına yakın olması muhtemel , insanlar birbirine küfür ediyor , ana abrat düz gidiyor dinine düşüncesine sövüyor , yok beşiktaş fener kavgalar yok aziz yıldırım ünal aysal sokuşmaları , bu nedir arkadaş , iki dakika eğlenceli zaman geçirelim diyoruz , marlboro ve parliament vs sinden millet birbirine ana avrat düz gidiyor , o değilde adam akıllı olmaya çalışan bi avuç yazar kaldık bizi de kendilerine benzettiler.
barış ve hoşgörü kültürel, eğitsel ve sosyo-ekonomik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan kavramlardır. toplumsal şartları mevcut değilse, en iyi nasihatlar ve mürşitler bile barış ve hoşgörüyü sağlayamaz.
Doğru bir önermedir.islam barış ve hoşgörü dini değildir.islam bir tevhid dinidir.Ve ancak "Adalet ve merhamet" dinidir.
Evrensel barış yalanını ortaya atanların 1940larda atom bombasını iki şehri olduğu gibi yokedenler olduğunu,hoşgörü yalanını pompalayanların guantanamoda psikiyatri biliminin son verilerinin ışığında işkence uygulayanlar olduklarını farketmenin çok zor olduğu bi çağdayız.Hümanizmin yalnızca senden olanı sevmek gerisini bir engel olarak görmek ve canlarının beş para etmez olduğunu farketmenin,afrikada milyonlarca aç insanın neden aç kaldığı üzerine kafa yürütmenin gerçekten zor olduğu bir çağdayız.
E bizim avanaklar da "yea islam hoşgörü dini değil ben almiim" diyerek tabaklarına aldıkları her burger king patatesiyle bile afrikanın guantanamonun ortadoğunun ve kudüsün ve ne hikmetse "hoşgörü" sahibi olamayan biçare her insan evladının kanına giriyor.
Elbette ki hoşgörü dini değildir islam,böyle bir iddiası da yoktur.Böyle bir iddiası olduğunu düşünenler tam da washingtonun londranın istediği gibi düşünmeye maruz bırakılan zavallılardır.
Ortalıkta ne yazık ki hoşgörülecek bir durum da yoktur zaten.Hoşgörülmeyecek bir durumu hoşgörmekse avanaklığın daniskasıdır.Evine girip annene ve kızkardeşine tecavüz eden bir sapığı hoşgörmek ne kadar zeka gerektiriyosa böyle bir başlık/önerme de tam o kadar gerektiriyor.Mükemmel bir korelasyon var.
Ebu lehebe lanet okuyan ayete bakıp yea bu ne biçim ayet diyen pespaye suratlı ergenin dünyaya bir kazık dahi çakamadan sorguluyom ben akıllıyım ben siz malsınız kuran hep yalan diye diye günün birinde acizce geberip gidecek olması keza hoşgörülecek bir durum değildir.Ne toplum ne insan ne islam açısından.
Hoşgorülecek şey var hoşgörülmeyecek şey var.
kur'an arap lehçesi denilen, o kabilenin arapçası üzerine kuruludur. ve kur'an'ın dilindeki tüm deyimler, ata sözleri, mecazlar o döneme aittir. her yönüyle kur'an dönemsel ve yöreseldir.
müslümanlara müslümanların müslüman tanımı ile bakmayın, zan üstüne kurulu inançları.
7.yy'da muhammed kureyş lehçesi ile islam ve müslüman olarak neyi tanımlamışsa islam ve müslüman odur.
tasavvuf, hinduizm mistizmidir. kültürel etkileşimle müslümanlara geçmiştir.
biz müslümanlar gibi imanımı rahatlatayım gözüyle bakayım demediğimizden eski yunan felsefesini, aristoculuğu benimseyen mutezile ekolü gibi islam akıl dinidir demiyoruz ya da eşariler gibi islam akıl ile gönül arasında orta bir yoldur demiyoruz.
islam'ın hakiki hali selefiliğe dayalıdır, selefiliğe yakındır. arap kültürünün ürünüdür kur'an. muhammed'in evliliği, yemek yemesi, adetleri, deyimleri, ata sözleri v.s. bunun en kesin delilidir zaten.
mutezile, eşarilik, sünnilik diğer kültürlerle etkileşim ve eski yunan felsefesi sonucu ortaya çıkmıştır.
islam'ın temeli kötülük değildir. iyilik, düzen getirme, ahlak tahsis etme gibi niyetler üzerine kuruludur. ama sorun bunun 7.yy'a ait bir kitapla yapılmaya çalışılmasıdır, ona deli saçması, kendi saf anlamı dışında anlamlar yüklenerek.
din de iyi ve kötü şeylere sebep olur, bilim de. insanlara bağlı. ama iyiliğe ya da kötülüğe teşvik edici ayetler bir arada olabiliyor bir din de, bu da sadece kur'an'a özgü değil. burada önemli olan cahiller gibi kin, nefretle değil; akılla bakmak. günümüz iman edenleri gibi de gönlü rahatlatmak için hz. muhammed'in bile istemeyeceği bir din yaratarak değil.
islam geldiği hali ile anlaşılmalı. bunun için araştırma ve dogmatik ilahiyatçılardan uzak olmak şart.
ebu hanife size savaş açmayan bir ülkeye savaş açmanın caiz olmadığını söylemiştir.
eş şafi müslümanın müslümanla savaşamayacağını ancak müslüman olmayanlarla savaşabileceğinin caiz olduğunu söylemiştir.
ilk uygarlıktan beri insanlar savaş için kılıflar uydurmuştur. dinde bu kılıflardan birisidir. ama 1. dünya savaşının Avusturya kralı Ferdinandın öldürülmesiyle çıktığını sanan insanlara bunu anlatamazsın.
not: orda ebu lehebin elleri kurusun derken allah ve ya biz beddua etmiyoruz çünkü o ayette "ebu lehebin elleri kurusun dediniz kurudu" denilmektedir. he birde oradaki el kuvveti sembol eder allahın eli tüm ellerden üstündür. gibi.
ateist mantığı = islam dünya'daki haksızlıkları ve fitneleri engellemek için gerekirse şiddet kullanılabileceğini helal kılıyor öyleyse islam vahşettir.
olm hangi dünyada yaşıyorsunuz lan? hümanizm, eşcinsellik, komünistlik gibi safsatalarla beyniniz yıkanmış, sağlıklı düşünemiyorsunuz.
edit: 7. yüzyıldan kalma kurallarla hukuk olmaz demiş arkadaş. herkesin bayıldığı norveç denilen ülkede 21. yüzyılda 70-80 kişiyi öldüren adam 17 yıl hapis cezası aldı. hapishane de türkiye'deki 4 yıldızlı otellerden lüks ha. çok hukuk ülkesi ya hani. bir zeki sizsiniz anasını satayım.
edit 2: kötülüğe teşvik eden ayetlerin hangi ayetler olduğunu belirtmesini hâlâ yazar arkadaştan bekliyorum. bir insan bu kadar temelsiz konuşamaz.
