ben bu kebap hakkında hep şöyle düşünmüşümdür. bunu bulan adam çok eringeç bi adammış. eti yoğurdu soğanı salatası hepsini bi tabağa koymuş bi daha mutfağa gelip gitmeyeyim diye. hatta o kadar üşenirmiş ki ekmekleri parçalayıp lokmalık halinde koyarmış tabağa.
yanında asla ama asla bulgur pilavı, biber kızartması gibi envai çeşit şeyler bulunmayan yemek.
pide, pidenin üstüne et ve yanına da yoğurt konularak servis edilir. üzerine tereyağı sonradan dökülür.
doğu anadolu ve mezopatamya yöresine ait olup, kürt orijinli bir yemektir, isk kürtçede iska yani et, ender de endra yani pişmiş manasına gelmektedir. burada dra --> der değişimi olmuştur.
yapılan kazılar neticesinde iskender yemeğinin ilk olarak milattan önce 200 yy da bir kürt boyu olan buresa'lılar tarafından duludağ etrafında yaptıkları ortaya çıkmıştır.
hiçbir zaman yarım bırakmadığım, hatta yarım bırakanlarınkini de afiyetle yediğim yeryüzündeki sayılı lezzetlerden. 1.5 porsiyon artı midesizlerin yarım bıraktığı iskenderler ve kola ile güzel bir doyum oluyor.
iskender kebap ın restoranlarında yarım porsiyon yoktur o yanı kötü,zaten çok fazla koyuyorlar birde çok aç olmayınca insan bitiremiyor bi çare bulsunlar.bi porsiyon 17 ytl dir.iki kişi gitsek 34 ytl pahalı biraz herkes veremez her keseye uygun olmalı bence.
en güzelini kayserideki elmacıoğlu iskender de yediğim leziz yemek. sosu, tereyağı, ekmeği ve yoğurdu tam ayarındaydı. hele o yaprak yaprak et yokmuydu mis mis.
istanbul, beşiktaş ta anıtın hemen arkada tarafındaki bi cafede yenilmesi asla ama asla tavsiye edilmeyen yiyecek çeşididir. ha yerseniz, vapurla karşıya geçerken oraya buraya her yere kusarsiniz o kadar.