türkiye'deki solcuların ibret alması gereken bir ülke. solcular iran tarihini çok iyi bir şekilde araştırmalıdır.
iran'da islam devriminden önce şah rıza pehlevi büyük bir reform hareketine başlamıştı. yaptıkları çoğu yönden atatürk'ün yaptıklarına benziyordu. kadın haklarını geliştirmeye çalışıyor, dini kamusal ve toplumsal hayatta azaltmaya çalışıyordu. amerika birleşik devletleri ile de çok iyi ilişkileri vardı. ama kendisi çok otoriter bir liderdi ve lükse meraklıydı. adı bir çok yolsuzluk olayına karışmıştı. laiklik duruşu islami kesimin, otoriter kişiliği de solcu kesimin tepkisini çekiyordu. o dönemde iran gençliği şaha tamamen karşıydı ve onu indirmek istiyordu. bu nedenle solcular ve islamcılar aralarında şaha karşı ittifak yaptılar.
sonunda şah sağlık sorunları nedeniyle iran'dan ayrıldığı bir zamanda devrim başladı. humeyni iran'a geri döndü ve devlet başkanı ilan edildi. humeyni'nin taraftarları hemen yeni bir anayasa hazırlamaya başladılar. devrime katkı sağlamış olan solcular, yeni anayasaya itiraz ettiler. bu itiraz humeyni taraftarları tarafından dinlenmedi ve bütün solcular anayasanın hazırlanması sürecinde bertaraf edildiler. solcuların partisi olan "ulusal demokratik cephe", humeyni tarafından kapatıldı. partinin üyelerinin çoğu sürgün edildi ya da hapse atıldı. humeyni bir konuşmasında "demokrasi kelimesini sevmiyorum. demokrasi batılıların tarzıdır" dedi ve amaçlarının demokrasi olmadığını açık bir şekilde ifade etti. günümüz iran'ını da hepimiz görüyoruz.
şimdi bazı solcu olduklarını söyleyen insanlar ve köşe yazarları var. yine bir otorite karşıtlığı ile islamcılar ile ittifaklar yapıyorlar. genel olarak karşı çıktıkları da türk silahlı kuvvetlerinin siyasetteki rolü. otoriteye elbette karşı çıkabilirsiniz. ben de otoriter yönetimlere karşıyım. ama islamcılar ile ittifak yaparsanız, onlar amaçlarına ulaştıklarında sizi tamamen unutacaklar. amacı gerçekten demokrasi olmayan hiçbir görüş ile ittifak yapılmamalı. eğer türkiye'de bir kabus senaryosu yaşanırsa, fethullah gülen türkiye'ye döndüğü gün solcuları hiç ama hiç hatırlamayacak.
5 sene önce iranlı bir çocuk vardı.
o zaman üniversiteye yeni gelmişiz, çocuk ta tahran'lıyım diyince ufaktan çekinme oldu bizde, ama bir kaç ay sonra muhabbeti kurduk.
çocuk genel olarak bizdeki insanlardaki iran çekincesini farketmiş ama çok garipsemiş.
şöyle diyordu, bana hep garip garip sorular soruyorlar. saçın uzun diye iran'a gidemiyor musun diyorlar, hatta birisi iran'da araba var mı diye sormuş.
şöyle diyordu çocuk, biz orada siz burada nasıl eğleniyorsanız öyle eğleniriz. ha içkimizi alıp sokağa çıkamayız ama evde içeriz. herkes içtiğimizi bilir ve kimse bir şey demez. sonra arkadaşın arabası ile çıkar gezeriz, kızlarla tanışır, eve davet ederiz. bunların hepsi daha üstü kapalı olarak yapılır ama kimse karışmaz.
ya çocuk sallıyordu ya da bize bazı şeyler farklı yansıtılıyor.
yurt dışında türklere, deven var mı, kaç karın var, niye bıyığın yok diye soru soran tiplere sinirlenişimiz aklıma geliyor da.
umarım çocuğa aynı etkiyi vermemişizdir.
her konuda eleştirdiğimiz iran'ın en güzel yanlarından biri adalet sistemidir türkiye ile kıyaslarsak. daha doğrusu adalet sisteminin belirli kısımları. misal türkiye topraklarında bir kişi başka bir kişiyi kesip biçtiğinde, tecavüz ettiğinde ortalama 10 yıl ceza alır, büyük ihtimalle 5 yıl veya daha az yatar ardından topluma karışır bir başka tecavüz veya cinayet haberinde tekrar gözükmek üzere. oysa iran bu gibi durumları olabildiğince ağır cezalandırmış, halkına insan öldürme ve tecavüz gibi konularda olabildiğince korku salmıştır. * bu bakımdan amerikanın bazı eyaletleriyle ortak yönleri de* vardır.
türkiye'nin iran olmasından altına yapanların gözüne sokulası bir adalet sistemine sahip olduğunu gün itibariyle ispatlayan ülke. allah'ın kanunundan güzeli var mıdır?
çoğu zaman küçümseyerek , benzemekten korktuğumuz ülke. ama adamlar aldı başını gidiyor nitekim tamamen yerli teknoloji ve yerli uzmanlarla yaptıkları ilk uydularını uzaya göndermişler. hey yavrum hey.
abd'nin islami ülkeler açısından deneme tahtası. sonra gelip lübnan, malezya, türkiye gibi ülkelerde tutturdukları toplum mühendisliği stratejilerini uygularlar.
nasil bizim laz fikralarimiz varsa, iranlilarin da türk fikralari varmis. ben bunu bugün ögrendim, agrima gitmedi degil. bayagi aptal yerine koyuyorlar bizi...
kültürü tüm ülkelerinkinden daha köklü olan ülke. ilginç de bir yanları vardır; müslümanlara uyguladıkları vahşeti hristiyanlara uygulamazlar. iran'daki hristiyanların buradaki hristiyanlardan daha rahat olduğunu söyleyebiliriz. öyle ki, da vinci şifresi filminin gösterilmesine bile izin verilmemişti hristiyan vatandaşları kırmamak adına. kadınlar başlarını kapamak zorunda değil, kendilerine ayrılmış büyük bir alan var. kiliseleri, okulları, vs. her şey var. böyle işte, garip bir ülke.
yetkililerine, her şeyin cinsellik çağrıştırdığı ülke. lan nasıl bi' ağaç seksi gelebilir bi' insana! pinokyo'lar sizi.
hammaddeniz odun. o yüzden bu seksapellik.
o değil de şimdi şöyle bi' meşe ağacı olacak. alttan başlayıp yalayacan boylu boyunca... ıııh. olmuyor. cinsel olarak uyarılamıyorum. tez zamanda bi' iranlı yetkiliden destek almalıyım.
şeriat ile yönetilmeyen ülke. onlar adına şeriat diyor. sünnet kaidesini es geçen bir toplumun nasıl Allahu teala'nın koyduğu kurallar ile yönetildiğini düşünüyorsunuz. bilen varsa bana da açıklasın?
kadına ahlaki bakımdan değer verdiği iddaa edilen ülkeymiş. mute nikahı adı altında kadınların peşkeş çekildiği işleri bitip paraları ödendikten sonra eşlerine geri dönmesine normal gözle bakılan başka bir yer varsa beri gelsin bkz:gavat). ha bizde de karı satılmıyor mu satılıyor, ama en azından işin içine mute idi hulleydi imam nikahıydı vs. dinsel kılıflar sokulmuyor tek fark bu. kadına değer varmış peh... ahalisinin yüzde onun esrakeş olduğu tescillenmiş bir ülke neden bu kadar övülür bu da ayrı konudur. ha bir de bunu övenler genelde demokrat takılır bu apayrı bir konudur.
bilimsel gelişme dandinisine gelince: efendim iran denilen ülke montaj sanayisinden ibarettir. yani aynı türkiye gibi. ha biz montaj olayında batıya çok bağımlıyız; iran ise daha çok rusya, çin ve hindistan'a bağımlı. petrol işinde ise iran kendi petrollerinde yekten söz sahibi değildir. ballandıra ballandıra "petrollerini de kendileri çıkartıyorlar, istedikleri gibi satıyorlar" diyenler önce bir baksın bakalım iran'da kaç tane avrupa kökenli petrol firması çalışıyor? başta almanya, fransa ve ingilter olamak üzere bir çok avrupa ülkesi iran'da petrol çıkartma, kullanma ve çıkarttığı petrolü satma hakkına sahip. ayrıca ülkedeki işsizlik ve halkın yaşadığı ekonomik dar boğaz gün gibi ortada, ha tahran caddelerinde plazma ekranlar koyup reklam yapılıyormuş, doğru! ama caddeler plazma ekran koydurtup reklam yaptırtmayı gelişmişlik şovu sanlarların bu yazılanları anlamsı zor. zira fildişi'nde de halk süper arabalar biner ama eve gittiklerin de yiyecek yemekleri yoktur, sebebi ise otomobilden vergi alınmaması ve avrupa'nın 2. el otomobillerini burada hurda fiyatına satılması. al sana medeniyet(!) ve teknolojik gelişmişlik(!)
nükleer enerji, silah sanayisi gibi ağır sanyisinin çoğu rus ve çin meşeylidir. kaldı ki o çok övündükleri nükleer erneji santralli de ta sovyetlerden kalma ve eski sistemle çalışan hantal terminallerdir. ha atom bombası yaparlar mı, yapalar bu ayrı bir konu. ama iran'nın nedense ve bizim ülkemizle bazı konularla yarıştırlmak istenmesi, iran'ın örnek gösterilmesi çok garip? illaha türkiye'yi bir ülke ile yarışturacaksan veya bir ülkeyi türkiye'ye örnek göstereceksen başka ülke mi kalmadı dünyada gelişmişlik bakımından? ve öyle serseriler var ki nerdeyse iran'ın bu yakın coğrafyanın en güzel, en yaşanılası yeri gibi göstermeye çalışıyorlar. hoş gerçi bunun sebebi belli ama yemezler! ama çok seviyorsanız buyrun , nükleer santrali ile, ağır(!) sanayisi ile, plazma tv'lerle donatılmış caddeleri, varoşlarında her bokun döndüğü ve rüşvet ile her boku yiyebileceğiniz ve her türlü ahlakısız işe para sayesinde göz yumulacağı iran yanı başımızda sizi bekliyor. bazı plazma fetişstleri çok düzügün sandığı iran'da 50-100 dolara (ki cebinizde belli bir miktar dışında döviz gezdiremezsini) hollanda'da bile yaşayamayacağınız alemleri yaşarsınız. esrarı, karısı, kızı, içkisi ve mekanı 1 günde önünüze hazır edecek tonla adam gezer sokaklarda, zira çalışacak başka işleri yoktur.
ama şu da var ki nihayetinde iran'ın toprak bütünlüğünü koruması şartır; ayrıca komşumuzdur, dindaşımızdır vs. nedenlerden dolayı sırf şu avrupa birliğine ayrılan enerjinin yarısı iran-rusya-çin-hindistan ekonomi ittifakına ayrılsaydı hem bizim için hem de çevre ülkeler için daha hayrılı olurdu. şahsım adına iran'nın dini rejimle ya da çin'in sosyalizmle yönetiliyor olması hiç önemli değildir; önemli olan yaşadığım ülkenin çıkarlarıdır (çıkar derken ahlaksızca, bencilce değil). sadece 1 ay iran'da takılmanız bile türkiye'nin bir çok yönden iran'dan gömlek gömlek üstün olduğunu anlamanıza yeter. ha körler ve plazma fetişstleri anlmazlar daha doğrusu anlarlar da anlamamazlığa verirler, zira onların akılları halan daha caddelerdeki plazma tv'lerde ve rusyanın eski tekonoloji diye sattığı nükleer santraldedir.
kadın khaklarına önem verdiğini öğrenmemle ufak bir kalp spazmı geçirten ülke. zira ülkede kadın haklarını bırakın utanmasalar kadın yoktur diyecekler. kadınları okutmalarının tek sebebi kadın hastalara bakacak kadın doktorlar, kızları okutacak kadın öğretmenler, kadınları arayacak kadın polisler yetiştirmek. ben iran ı anlatmaktan bezdim bizim yobazlar yenişafak tan, vakit ten, stv den duydukları, gördükleri iran a inanmaktan bezmediler. artık daha fazla yorum yapamıycam zaten malum durumu önceden de belirttim.
osmanlı devleti zamanında şeyhülislam fetvalarında "şia mezhebinden ise katli vaciptir" ibarelerne çok çok rastlanılır... günümüzde iran/işletim sistemine duyulan saçma sevginin nedeni gariptir...