güçlenmekte olan ülke. siyasi veya islami yönünden bahsetmiyorum...
son senelerde yaptiklari filmler cok basarili. kalite ve seneryolari hic fena sayilmaz. hz meryem filmi, ashab i kehf ve digerleri..
silah sektorunde de yeniliklere imza atiyorlar.. hele hele windows a inat kendi aglarini kullaniyorlar..
kolayliklar olsun..
kavimler göçünden sonra bölgedeki farslar (pers) hakim güç konumuna geçiyorlar. islamiyet öncesi ''zerdüşt'' inanca sahiplerdi. nasıl ki; türk-şamanik kalıntılar aleviler tarafından yaşatılmaktadır, günümüz iran şii-islamında bu inancın kalıntıları görülmektedir...
hatırı sayılır bir süre türklerin yönetiminde (safeviler) kalmıştır ve yüzde 35 azeri-türk nüfusa sahiptir...
tabiri caiz ise en liberal islamı yaşayan ülke 1978 iran islam derimi ile 180 derece ters dönmüş müdür? müdür...
sözde devrim aslında karşı-devrim'den kaçan ve iran ziyaretlerinde bulunan eş-dosttan gelsin...
ülkede iki iran var. görünen ve görünmeyen yeraltı. yeraltına bakacak olursak...
uyşturucu ve fuhuş alemlerinin almanya'nın st. pauli'sini aratmayan kalitede olduğu söylenmektedir. sözlük sakinlerine iki çift lafım olacak;..
1- her ne kadar sakin ve kendilerine hakim olamayacaklarını bilsem de abazan suserlerimiz iran alemlerimde boy gösterebilir.
2- şakirt abuzerleri de unutmadım. gereksiz iran hayr(v)anlığı yapmayın olm. bu çark bir 180 derece daha tur atar, yerine oturur.
mide bulandırıcı bir yönetim şekline sahip, kadın düşmanı memleket. allah düşmanımın başına öyle vatan nasip eylemesin ne diyim. dış politikasını takdir etmekle birlikte iç politikasından tiskinmekteyim, doğal olarak.
nükleer santralini açtıktan hemen sonra üretime başlayan ülke. ''kerrar'' insansız savaş uçağı, ve ''kıyam'' ise uzun menzilli karadan karaya atılan füzeymiş. özellikle bu yörüngeden şaşmayan füze israil'in sınırlarına nokta atışı yaparcasına isabet sağlamaktaymış. tüm bu nükleer yapılanma israil'e karşı bir misilleme olarak kabul ediliyor.
kitle imha silahları her ne kadar büyük bir verim sağlasa da, masum sivilleri hayatından ediyor. ama ne de olsa insan haklarının ikinci planda kaldığı bir düzende olduğumuz için kimse kılını kıpırdatmıyor. ahmedinejad'ın otokrasisi bunu kale almaz zaten.
einstein'ın '' eğer 3. dünya savaşı çıkarsa, insanlar 4. dünya savaşı'nı taş ve sopalarla yapmak zorunda kalacak '' tezi şu periyotta kesinlikle doğrudur.
her ne kadar hakkında olumsuz probagandalar yapılsa da, tarih boyunca çok az savaşa girmiş, edebiyat ve sanata büyük önem vermiş,binlerce yıllık derin ve köklü bir kültürü içinde barındıran, kitap okuma oranının türkiye'den çok daha fazla olduğu insanların yaşadığı,türkiye'deki çoğu insanın kökenini teşkil eden, osmanlı'yı bile her anlamı ile kültürel olarak derinden etkilemiş olan keşfedilmesi gereken ülke...ama yine de türk'ün, türk'den başka dostu olmadığını unutmamak lazım..iran için ise ancak ''Kötünün iyisi'' denebilir..en azından arap ülkelerine bakınca, çok daha tutarlı ve davasına bağlı bir ülke olduğu ortada..
petrol ve doğalgaz zengini olmasına rağmen benzinin karneyle verildiği ülke. iran'da sadece bayan müşteri alan ve şoförü de bayan olan taksiler vardır. ayrıca şehirlerin her köşesinde sadaka kutuları vardır. ayrıca türk vatandaşına vize istemiyor ve vizesiz 3 ay kalınabiliyor ve ek olarak çanak antenin yasak olduğu ülkedir iran. amerika ve israil büyükelçilikleri yoktur. iran aynı zamanda amerikan fast-food zincirlerinin giremediği ülkedir.
ŞERiATLA YÖNETiLEN GARiP BiR ÜLKEDiR, BEŞ YILDIZLI BiR OTELE TATiLE GiTTiĞiMDE ViZE KALDIRILDIĞINDAN DOLAYI TUR ŞiRKETi iLE GELEN BiR SÜRÜ iRANLI VARDI, KADINLARI KESiNLiKLE HAVUZA VEYA DENiZE GiRMiYORLARDI, SÜREKLi YEMEK YiYORLARDI, NAYLON TORBALARIN iÇiNE BALIK,ET, TAVUK GiBi YiYECEKLERi BiR ARAYA KOYUP ODALARINA GÖTÜREN MiDESiZ VE GÖRGÜSÜZ iNSANLARI VAR.
teknoloji ve bilim bakımından dünyanın ileri çıkan 10 ülkesinden biri. ülkemin bazı çatlakları iran'ın teknolojik olarak geri kalmış bir ülke olduğu inancı vardır. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi diye bunlara diyoruz. mesela halkın fakirliğinden, iran'ın gücünü askeri yatırımlara harcadığından, kişi başı milli gelirin düşüklüğünden bahsedilir. fakat insanların alım gücü karşılaştırılmaz. ( o kadar ambargoya rağmen) iran herşeyiyle ucuz bir memlekettir. insanlar bizim yarımız maaş ile rahatça geçinebilir. ayrıca sosyal politikaları unutulmamalıdır. yeni evleneceklere imam rıza aşk fonu adında bir fondan ev almaya ve iş kurmaya varacak kadar yüksek yardımlar yapılır. sistem komunist rejimlere benzer şekilde halkın asgari ihtiyaçlarını karşılar. petrol gelirleri bunun için kullanılır.
437 dolar(670 tl) altında maaş alanlar vergiden muaf tutulur.
zenginler kazancının %20'lik kadarını vergi hariç zekat olarak vermek zorundadır. böylelikle zenginlerden devlet eliyle fakirlere yardım aktarılır. bazıları buna haraç dese de bence faydalı bir uygulama. düşünsene her sene mikrosoft gelirlerinin % 20'sini afrikaya verse ne kadar güzel olur.
mahmud ahmedi nejat cumhurbaşkanlığından maaş almadan sade bir evde oturur. üniversitede öğretim üyesi ve aylık 300 dolar maaş alıyor. 78 model bir arabası olduğu söyleniyor. cumhurbaşkanı yardımcısının kızı ile oğlu evlendiğinde cumhurbaşkanı yardımcısı kiracı olduğundan eve sığamayınca ev sahibi şehid olan oğlunun evini düğün merasimi için açmış. düğün 4 saat sürmüş ve geline mihir olarak 14 altın takılmış. düğüne 20 erkek 25 kadın katılmış. akşam ve yatsı namazını bizzat ahmedinejat kendi kıldırmış. iran'ın fakir bir ülke sanılmasının sebebi galiba liderlerinin zenginlik içinde yaşamıyor olması...
mustafa denizli'den öğrendiğimize göre türkiye'de bir depo benzin için ödenen para ile bir yıllık benzin alınabilen ülke. yani bu kadar mı fark olur be birader? ve düşünün bu adamlar 1979'yılından beri ambargo altında.
kozmopolitik yapısı ve insanlarının birbirlerine yaklaşımı itibarıyla bazı yönleri çok tanıdık gelen bir ülkedir. mesela ben hala, içeride ne kadar birbirimize düşersek düşelim, bir dış tehdit olması halinde hepimizin birlik olacağı inancındayım. iran için de, bugün hala aynı şey söz konusudur. fakat yarın için ne söylenebilir kestirmek zor. kabaca üç etnik gruptan söz etmek mümkün. kuzeyde ciddi bir nüfus olan azeriler, güneyde küçük ama kullanılmaya müsait bir kürt topluluğu, ülkenin genelinde pers, yani iran'lılar hakimdir. hepsini birbirine bağlayan asıl unsur şii inancıdır. iran'a yapılacak olan olası bir amerikan-israil müdehalesi için henüz şartlar olgunlaşmamış ve çalışmalar derinden devam etmektedir. amerika'nın azerbaycan'daki iktidara müdehale girişimi, olmayınca azerileri el altından iran'da yapılandırma gayretleri, hükümet karşıtı gösterilerin bir merkezden idare edilidği izlenimi ve tarihinde ilk kez halk arasında ciddi bir ayrılığın oluşturulabilmesi, israil'in güney'deki ayrılıkçı kürt (pejak) gruplara verdiği gizli destek ve iran'ın pejak'a uyguladığı çok sert yaptırımlar dikkatle incelenmelidir. çok yakın değil ama yakın bir gelecekte olması muhtemel bir müdehale, içeride bir bölünme/anarşi/kargaşa/siyasi ya da dini bir çalkantı ile kendisini hissettirecektir. şartlar olgunaştığında, kalenin kapıları içeriden açılacak hale geldiğinde, müdehale beklendiği gibi çok gürültülü değil, aksine çok daha sessiz bir biçimde gerçekleşecektir.
olası soru işaretlerine peşin dipnotlar:
- evet, kuzey iran ve hatta tahran'daki azeri nüfusu dış destekli ciddi bir darbeyi gerçekleştirecek kadar kalabalıktır. ancak (kimse alınmasın) azeriler'in güvenlirliği hakkındaki soru işaretlerinden, okyanusun ötesindeki amerika'nın bile haberi vardır.
- evet israil'in ayrılıkçı kürtlere (pkk ve pejak) eğitim ve lojistik desteği verdiği su götürmez bir gerçektir. bölgede kendisi için stratejik gördüğü noktaları bu taşeronlarla korumakta ve elde tutmaktadır. pkk'nın asıl hedeflerinden birisi de israil'in kutsal gördüğü vadedilmiş toprakların geçici muhafızlığını yapmaktır. pkk yarın kalkıp da, düne kadar topraklarında dostça gezdiği, şimdi kibarca uzaklaştırlıldığı suriye'den sözde kürdistan toprağı -ya da her ne adla olursa- talep eder, hatta çatışırsa kimse şaşırmamalıdır.
- evet içeriden destek alınması nükleer füzelerin olmadığı varsayılsa bile öncelikli şarttır. nitekim, havadan/karadan/denizden/uzaktan her ne kadar bombalarsanız bombalayın, askeri birliklerin olmazsa olmazı piyadeler bir bölgeyi ele geçirmeden savaş kazanılmış sayılmaz. afganistan ve ırak'ta yıllardır devam eden direniş, amerika'nın güya her iki ülkeye de içeriden destek alarak girmesinden sonra devam etmektedir. zayıf desteğin nelere yol açtığını herkes görmüş ve daha tedbirli olma ihtiyacı doğmuştur.
- evet muhtemel müdehale, afganistan ya da ırak'ta olduğu gibi çok gürültülü geçmeyecektir. iran'a tavır alan hiçbir ülke, bölgede bir nükleer kaos istememektedir. zira iran 2.000 km menzilli füzelerine bir de nükleer başlık eklerse, kendisi batarken nereleri de batırabileceği meçhuldür. bu yüzden içeriden bir denetimin sağlanması birinci şart olacaktır.
yönetim sistemini beğen yada beğenme, halkına "amerikanın/israil in yapacaklarına kıyasla" resmen kırallar gibi bakmaktadır. örnekmi? amerikan işgalindeki yerlere bir gözatın ırakta hergün bombalar patlamakta 100 lerce kişi katledilmektedir. sokaklarda peynir ekmek gibi silah satılmakta, kan günün bir parçası haline gelmiştir.
iran işgal edilirse önce sağlam bir katliam, bütün yönetim kurulunun idamı. akabinde şii / suni bilmemne ayrılıkları , tabi bunlar birbirini sürekli olarak katledicek. sistem bu çünkü, sonra artık 5-6 parçaya falan bölüp bissürü ülkecikler kurulmaya çalışılacaktır.
ben burda olumlu bir yön göremiyorum. ha şimdi birisi (for example : fazıl say )der "ama başörtüsü takmak zorunda kalmayacaklar!" diye. evet başörtüsü takmak zorunda kalmayacaklar. misal 10 larca abd askeri bir kıza tecavüz ederken başörtüsüne dikkat etmeyecektir, yada yanında anti tank mayını patladığında 100 kişi ile birlikte parçalanırken genç bir kız , son derece özgürce saçlarını sağa sola savurarak ölecektir. yada organları için kaçırılan bir çocuk şayet kız ise saçlarını doya doya sallayarak paramparça edileceği yada sex kölesi olarak çalıştırılacağı yere doğru yola çıkacaktır.
+
demokrasi.
başörtüsü zorunlu deği.
-
can güvenliği yok.
her gün gasp, tecavüz.
parçalanmış, parçalanacak olan ülkeler.
milyonlarca kişinin bikaç yıl içerisinde öldürülecek olması.
demokrasi şıkkı sadece abd nin istediği kişinin başa geçmesi olacak ve de seçimler zamanında ıraktaki gibi 100 lerce kişi yine katledilecek.
gerçi bizim ülkemizin aydıncıkları "başörtüsü yok" kısmında bile tüm bunları görmezden gelmeye razıdır.
kadınların kocalarıyla seks yapmak istemediklerinde iğrenç kokular sürüp kendilerinden uzaklaştımaya çalıştıklarını duyduğumda inanamadığım gereksiz bir ülke.