irandaki reformcular amerikancı değildir ancak bu reformcular * ayaklanarak abd'nin ekmeğine yağ sürmektedir.abd'de iranın içinde bulundurduğu ajanlarıyla bu ayaklanmaları iyice desteklemektedir.nası olsa her şekilde iranın zararlı çıkacağını bilmektedirler.
tam olarak öyle değildir ama sebebiyet verenler amerikalı dır. öyle klişe almayın dediğimi. günümüz de amerika tehlike gördüğü yeri direkt vurma eylemine girmeyeceğinden kendi içinde yıpratma aşamasındadır.
önemli olan iran ın karmaşaya sürüklenmesidir. yani yabancı güçler karmaşa çıkarmak istedikleri zaman destekleyecekleri oluşumların görüşlerine pek bakmazlar. görevlerini tamamladıklarında oluşum safdışı bırakılır.
(bkz: ussat)
Ayetullah'ı Şahın zulmünden kaçıran ve himaye ettikten sonra tekrar iran'a yollayan Amerika'dır.
Mollaları kışkırtıp savak eşliğinde tudeh komünistlerini tasfiye eden de amerika'dır.
Körfez savaşından önce Irak- iran gerginliğine ve savaşına sebep olan da Amerika'dır.
Şimdi de Afganistan ve Pakistan üzerindeki emperyalist işgaline en yakın üs olarak gözünü iran'a dikmiştir. iran'ı Irak'a yaptığı gibi savaşarak ele geçirmeyeceği için Ukrayna'da turuncu, Gürcistan'da Gül devrimlerinde yaptığı gibi sözüm ona reformist olarak ortaya çıkarılan(öyle olmadığını herkes biliyor) Musavi ile iran'da siyasi bir iç savaş çıkararak bölgeyi avucunun içine almak istiyor. Uzlaşma tanımayan ahmedinejat'ın etkisiyle uzun süredir sürdürülen nükleer üzerinden savaş çıkartma tehditleri işe yaramadığı için kale içeriden fethedilmeye çalışılmaktadır. Bu arada israel'e de iran'ı korkutmak amacıyla düzenli periyodlar ile ülkeye savaş açılacağı üzerine açıklamalar yapmakla görevlendirmişlerdir. Kısaca iran iki ucu boklu emperyalizm değneğinin bir tarafını tutmaya zorlanmaktadır. Tudeh partisinin bile bu amerikancı reformizme yeşil ışık yakması durumun bölgedeki vehametini yansıtmaktadır.
yanlış olup olmadığına şu an için karar verilemeyecek bir düşüncedir. aynı coğrafyadaki diğer ülkelerin yönetim kadrosunun a.b.d ile yakın ilişkiler içinde bulunması, argo tabirle abd'nin uşağı olması, sadece iran'ın abd'ye karşı gelebilme potansiyeline sahip olabilmesi ve artık abd'nin iran'a söz geçirmek isteği göz önünde bulundurulduğunda olasılığı artan bir düşüncedir.
mısır'da, lübnan'da, suriye'de muhalif hareketler olduğu zaman neredeydiniz insancıklar? daha insan olamamış mıydınız yoksa o zamanlar? yesinler sizin insanlığınızı.
türkiye'deki ılımlı reformist islamcıları eleştirip iran'dakilere sempatiyle bakanlara absürd gelen düşünce. bu nasıl bir çelişkidir, anlayan varsa beri gelsin.
bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. evet bu adamlar reform istiyorlar halk da kıpırdanmalar vardı ne zamandan beri ancak bunu körükleyen kim? amerika tabiki. eğer buradan ayaklananlar amerikancı yorumunu çıkaran varsa elinden öper güle güle derim. amerika, hangi grup, etnik topluluk vs. çıkarına uyuyorsa onu destekler.
iran da devrimden önce şah vardı, o kimin desteğiyle gelimşti? abd ve ingiltere. ancak sonradan işler değişti, yeşik kuşal teorisi uygulamaya kondu. e sscb komünist olduğundan onun karşıtı akımlar desteklenmeliydi abd tarafından ve 79 devrimi oldu.
yıllar geçti sscb dağıldı dolayısıyla çok katı dini bir rejime gerek kalmadı.
anıtkabir i ziyaret etmeyen o ahmedinecad ı hiç sevmesem de nesnel olarak söylemeliyim ki son zamanlarda gayet ulusal, abd ve batı karşıtı, avrasyacı, rusya ve çin e yakın bir tutum gösterdi ve bu konuda atılımlar yaptı. abd de haddini bil seni biz getirdik götürmesini de biliriz şeklinde aba altından sopa gösteriyor şu günlerde... tabi ne yazık ki olan ,masum sivillere oluyor.
sonuç olarak iran, türkiye, ırak ... bu coğrafyada oyun entrika hiç bitmiyor , akan kan da durmuyor malesef. o yüzden hepimiz sözlükte salak salak birbirimizi yiyeceğimize
üretelim çalışalım ki bölgede güç haline gelmeye çalışalım. klişe konuşuyorsun saçmalama diyorsanız almanya nın 2. dünya savaşı ndna sonraki gelişimini okumanızı öneririm.