tercihlerime yazıp yazmamakta kararsız kaldığım bölümdür. kimisi bu mesleği övüyor, kimisi sövüyor; gerçekten bilgisi olanlar mesaj atarsa birkaç sorum var.
devlet su işleri veya karayolları genel müdürlüğünde çalışıyorsanız prestij, tcdd'de çalışıyorsanız bir hiçtir. piyasada çalışanlar için durum çok daha vahim tabii, ilk birkaç sene ezerler.
pazar gününüz tatildir. cumartesi akşamı 22:47 suları. 55 inç dev led lcd tv'nizde hatununuzla aşk filmi seyretmektesinizdir. ortam güzeldir. romantizm vardır, gitgide artmaktadır. aniden iphone'nun çalar. telefonun ekranında bir isim, demirci ercan usta. ''abi, yarın yapı deneti...''
daha fazla yazmaya gönlüm razı değil. mesleğimi seviyorum.
kışın kar yağsa da şantiyedeki kil, toprak buz tutsa yeter ki çamur olmasın diyen insandır. sıcaklığın eksi derecelere düşmesini bile arzulatır insana bu iş. ofis boy gibi takılanlar hariç tabi. en kısa özeti bu benim için.
--spoiler--
"Şantiyeci yaradanı tarafından 'yardır ya kulum' denilmiş insandır. Dayanıklıdır, +40 -40 demez, her koşulda yardırır. Adaletlidir üstüne söver altını ezer. Uysaldır, sigara arasında bir araya gelir şantiyesine,projesine,yönetimine söver sayar, dakka başı istifa eder, ama sigarası bitti mi hadi ben sahaya kaçtım der çalışmaya devam eder. Ekonomiktir az yakar hızlı kaçar, sabah çay kahve sigara akşamda 2 bira çakar devam eder. Organize ve dakiktir, hiç bir işini geciktirmez olsa olsa ya on going tir ya da dış mihrapların parmağı vardır. Cesurdur, altındaki arabaya bakmadan sahada yardırır, kepçe operatörüne giydirir. Korur kollar, sahada nerde malzeme unutulsa işine yarasın yaramasın alır sahip çıkar yetim öksüz bırakmaz. Yol yordam bilir, koyar postasını nabız yoklar olmadı döner ağam paşam çeker götü kollar. Renkli bir karakterdir, üstünde yeleği kafasında bareti yüz metreden belli eder kendini. Emekçidir, öyle merso BMW ferrari çekmez onu, çıkar jcb nin üzerinde çektirir profil resmini. Kalender meşreptir,nefes alsın yeter. Sahiplenir, iş bitti mi aha burayı ben yaptım der, babasının malı zanneder. Yaratıcıdır, her dilde her şivede küfreder, kendine has küfürleri ile nam salar, adını ölümsüzleştirir. Kafadan kırıktır biraz, şantiyenin tozu sıcağı soğuğu sigaranın dumanı akşamdan kalma baş ağrısı derken, devreler yanar a'cayip geyik muhabbeti yapar.
Anlatılmaz yaşanır 'şantiyeci'.
Tanısanız çok seversiniz lan, dışlamayın bizi."
--spoiler--
ne diplomalı amele ne de "en çok kazandıran meslek". alalade bir meslek işte kafayı kullanan, arkası sağlam olan yırtıyo, gerisi de normal bir maaşa çalışıyo. kaldı ki bu bütün mühendislik dallarının ortak kaderidir. elektrik mühendisi* hariç. bak onların hepsi yırtıyo işte.
bir inşaat mühendisliği son sınıf öğrencisi olarak hiçbir kötü yakıştırmayı kabul etmiyorum. seven için harika bir bölümdür her yönden avantajlıdır; rahattır,çok kazandırır, kendi işini yapabilme olasılığı vardır, ve yaptığınız işi bir heykel gibi herkese gösterebilirsiniz bu yönüyle diğer mesleklerden ayrılır.
Kısacası, inşaat mühendisliği candır, kandır...
diplomanızı aldıktan sonra soluğu bulunduğunuz ildeki imo'da almanız gereken meslek grubu. zira sicil numaranız olmadan inşaat mühendisi sayılmazsınız, imza yetkiniz olmaz.
4 sene ya da daha fazla okursunuz, peşine size üstünde sicil numaranız olan ve inşaat mühendisi yazan bir kart verirler.
o andan itibaren artık resmi olarak inşaat mühendisi olmuşsunuzdur.
inşaat mühendisliği en eski üç mühendislik dalından biri olup, ingilizcede civil engineer olrak adlandırılır. civil kelimesi civilization dan türemiş olup medeni anlamına gelmektedir ki arap ülkerinde dahi inşaat mühendisine mühendis-i medeni denmektedir. inşaat mühendisliği tıp ya da hukuk gibi çok geniş bir alanı kapsamakta olup, bu alanların birinde uzmanlaşma gerektirmektedir.
nasıl bir kulak burun boğaz uzmanı kalp ameliyatı yapmaz ise betonarme üst yapılar üzerine uzmanlaşmış bir inşaat mühendiside isale hatlarında çalışmaz.
ülkemizde inşaat mühendisleri 800 liradan - 20000 liraya kadar iş bulabilmektedir.
Anadolu üniveristesi geoteknik anabilim dalı hocalarından Doç.Dr.Yücel Güney inşaat mühendisliği 1.sınıf öğrencilerine vermiş olduğu ilk derste neden bu bölümü seçtiklerine dair sorular yönetir. okuldan mezun olduklarında iş bulma korkusunda olan öğrencilere vermiş olduğu nasihat ise düşündürücüdür.
"işsiz inşaat mühendisi yoktur, iş beğenmeyen inşaat mühendisi vardır."
inşaat mühendisleri toplumda belki doktorlar ve hukukçular kadar itibar görmesede, en az onlar kadar değerlidir. inşaat mühendisleri gittikleri yerler medeniyetten nasibini almamış yerler olup, ordan ayrıldıklarında ya birçok insanın çalıştığı santraller, fabrikalar bırakırlar, ya da barıncak yerler. biryere inşaat mühendisi uğrmadıysa ordan yol geçmez, su sıkıntısı vardır. elektrik sıkıntısı vardır.
inşaat mühendislerinin talihsiziği belkide işi yapıp bitirdikten sonra hiçbirinin ortada kalmaması, en son takım elbiseli mütahitler ve devlet erkanının gazetecilerce fotoğraflaştırılmasından kaynaklanmaktadır.
inşaat mühendisleri toplumun gizli kahramanlarıdır.
acil olarak makina müfredatı gibi dallara bölünmesi gereken mühendisliktir. anabilim dalları yapı, malzeme, mekanik, hidrolik, yapı işletmesi, geoteknik ve ulaştırmadır.
hepsinden yarım yamalak bir şeyler öğretip salarlar sizi piyasaya. ama sormazlar ki sen ne olmak istiyorsun. ben şahsen sucu olmak istemiyorum. ama kentsel altyapı dersini 3. de verdim ve eminim hayatım boyunca bir daha da karşıma çıkmayacak. çıkartmayacağım. istemiyorum. yapıcı olmak istiyorum ama su derslerinden zorlanıyorum.
bunun dışında 5 seneye çıkartılıp dal derslerinin yanında şantiye yönetimi, ekonomisi, yatırım politikaları gibi dersler eklenerek "inşaat teknik direktörlüğü" tarzı bir bölüme dönüştürülmelidir.
arkadaş ilkokul mezunu adamların emrinde çalışıyoruz. ayıptır. sadece zamanında parayı buldular diye sizi ve eğitiminizi, kültürünüzü bir kalemde silip atıyorlar.
