Bir çok toplumsal dayatmaların insan üzerinde yarattığı pakolojik baskıdan tutun yalnızlık, doğa sevgisi, aile içi şiddetin çocuklar üzerindeki etkisi vs vs şeyleri uzun uzadıya işlenip sean penn yönetmenliğinde 1992 yılında gerçekten yaşanmış bir olayın 1996 da kitap haline getirildikten sonra 2007 de sinemaya uyarlandığı dünyanın en güzel filmi.
Hayata bakış açısını değiştirebilecek ender filmlerden . Ferrariniz veya milyon dolarlarınız ile satın alamayacağınız şeylerin olduğunun kanıtıdır bazen bir hayvanın doğum anını izlemek bazen bir kelebeğin ölüm anını görmek kendinizi ve doğayı keşfetmek .
Eğer bu filmi izlemediyseniz hayatınızda gerçekten büyük bir boşluk var demektir . Sistemin birer parçası olmak mı yoksa kendin olmak mı ? ...
unutulmaz, alışılmışın dışında konusu olan film. gerçek hayattan esinilmesi de daha ilginç kılıyor filmi. gerçekten izlenmeli..
az önce bitti etkisinden ne zaman çıkarım bilmiyorum.
Sanıldığının aksine verdiği kaçıp gitme, şehirden uzaklaşma hissi pek de kısa sürmeyen filmdir. Bu film benim dönüm noktam olmuştur adeta. Bundan 4 yıl evvel interneti, cep telefonunu tek seferde bırakan kuzenime anlam verememiş ve asla yapamam diyen ben, bu film ve beraberinde yaşadıklarımla artık ciddi ciddi interneti, akıllı telefonu bırakıp klasi bir cep telefonu ile bir köyde yaşamak istiyorum. Belki filmdeki genç kadar büyük bir cesaret seğil benimki ama kendi hayatım için ciddi bir şey. Çünkü sıkıldım. Daha düne kadar en yen telefon modellerine ağzım sulanarak bakarken, filmdeki ailenin araba hediye etme teklifi sahnesinî izlediğimden beridir kullandığım ile fazla gelmeye başladı. Yetinmeye başladım. Üstüne de. internet de beni çok yormaya, sanal ve reelde ettiğim muhabbetler beynimi fazla yormaya başladığı için bırakmak ve kaçıp gitmek istiyorum. Kendime dönmek istiyorum, köklerime, toprağa, köye dönmek istiyorum. Hiçbir şey yapamasam bile interneti kapatmak, eski model bir telefonla yaşamak istiyorum. Dinlenmek istiyorum. Eğer bu bir psikolojik bunalım vs ise de psikolog yazarları innoxuma bekliyorum.
hala filmi sadece yabana gitmek sanan mallar var. film tamamen modernizimin insanlara kurduğu tuzaktan, monotonluktan, modern kölelikten kurtulmayı uzaklaşmayı da anlatmaktadır.
her kötü geçen günün ardından açıp izlerken uyuduğum filmdir.Biir gün bunların mutlaka biteceğine buralardan çekip gidebilmek adına cesaret toplamama neden olan filmdir.
çok film izlerim, çok filmden de etkilenirim, kısa sürer genelde. fakat bu filmde öyle olmadı, hayatım değişti. üniversitede çoğu yeri otostopla gezdim ben bu film sayesinde. tamam belki bi alaskaya gidemedim ama bütün karadenizi, izmiri, ayvalık'ı, erzurum'u, ufacık bayburt' u ben otostopla gezdim, her yaz da yaparım bunu. bana özgürlük nedir diye sorarsanız '' otostopla bindiğin kamyonun kasasında gökyüzüne uzanmış eddie vedder dinlemektir'' derim, ki yaptım onu da. alaska olmasa da gücümün yettiğince ömür boyu çok yere gidicem ben bu film sayesinde, sağol alexander supertramp, saol christopher mc candless, saol sean penn, saol eddie vedder.