Çevremde genelde kızların dilinden düşürmediği özgür ve zeki erkek temalı bir film. üniversiteden mezun olmuş ergenin hala ailevi problemler yaşayıp evden o yüzden kaçtığı gibi bir algı yaratılsada filmde yeterince saçmadır. Okuyan bir genç olabilir okudukları baya yetersiz lisede okunan klasikleri başucu kitabı yapmış resmen. hayat felsefesi gelişmemiş olduğunu filmdeki hayat üzerine verdiği saçmasapan idealist örnek ve cümlelerle anlayabiliriz. klasik hollywood yapımlarının, vahşi kapitalizme rağmen işte burası amerika burada özgürüz hayat özgürlüktür teması yatatılan sıradan yapım. Çok beğenip bu vasat filme gereğinden fazla önem verenler varsa da biraz film kültürünü geliştirsin derim.
seneler insani ne cok yipratiyor, eskiden olsa usenmez filmin artisini eksisini yazardim. simdi ise useniyor, ozet geciyorum: eeh iste. sean penn goruntu moruntu, bu islerden anlamiyor. kurgu daginik, hikayenin bir takim noktalari bir yerden sonra kendini tekrar ediyor. oyunculuk iyi, guzel. bunlar teknik kismi. icerik'e gelince, orada az dur. sean penn sosyal bilinc ile guzel bir konuya deginmis, tebrik ediyorum. malumunuz amerika'da sosyal hareketler 60larda sekillenirken cogunluk "toplum baskisindan kacmak, ve kactigi yerde yeni bir toplum yaratmak isteyen birey" hareketi olarak sekilleniyor. malumunuz demisim ama nereden malumunuz olacak, durum oyle. bu hipi denen adamlar da o acidan degerlendirilmesi gerekiyor, bireyci, kacisci, "sistemin disinda kalirsak sistem tarafindan kirletilmeyiz, daga tasa kendimizi vurursak aklaniriz, temize cikariz, sistem cokunce de disaridan durumu organize eder, orgutleriz" kafalarindalar. tabi olay oyle olmuyor, daga da ciksan tasa da ciksan mutlu olacagin bir toplumun insasinda bulunmazsan sirtindaki yuk ile yasamak mecburiyetinde, mccanness orneginde oldugu uzere ac, sefil olmek rezilliginde kaliyorsun. kahramanimiz sona dogru dagin, tasin ortasinda "tek tip olmasi gerektigine inandigi/inandirildigi" toplumdan "aklanirken" hatasini anliyor, ama trajedi boyle ya, cok gec kaliyor.
gelmiş geçmiş en güzel filmlerden biri. az önce yine birkaç sahnesini izleyip soundtracklerini dinledim. en iyisi bu ve bence bu kategoride daha iyisi yok.
Gerçek bir hikayeden alıntı bir film. O adam gibi bir hayat sürmek istiyor insan, vahşi doğada. Üzen şey yediği bir bitki yüzünden ölmesi. Ve oyuncuyla gerçek kahramanın çok fazla benzemesini de filmin sonunda anlıyorsunuz.
zamanında kimse izlemedi bu filmi zorla birkaç kişiye izlettirdim ıkındı sıkıldı yarım bıraktı.
aşık olduğum kıza dvdsini almıştım hiç unutmam 28 tl, ona veremedim 6 ay sonra aşık olmadığım mal bir kız arkadaşıma elde kalmasın diye verdim swh. izlediyse bile bi bok anlamadından eminim ona incir reçeli filan almak gerekiyordu.
sonra nasıl oldu bilmiyorum piyasa oldu bu film.
edit. inanmyanlar sahibinden.com da 2008 yılında alınmış hesabımı görebilir.
yüksek beklentiyle girip izlediğim beğenmediğim kanımca gereksiz abartılan film.
bi filmi sırf elitizm yapmak için kötüleyen google elitlerinden nefret ederim.
ama bu filmi beğenmedim belki de beklentimin yüksek olmasıydı belki de sanat filmi ögelerinin fazla olmasıydı belki ana karakterle duygusal anlamda empati kuramadım.
O sonlarda ki, " herseyin ismini dogru sekilde okumak.." lafı gecen kitabı merak ettigim film. Eğer bilen varsa mesaj atarsa çok sevinirim. Film yarılacak gercekten. "Alaska in Alaska.."
Ama çok yalniz geliyor bana, anlam veremedigim her şey yalnız geliyor. *
Neden tek basına gidiyor.. Neden o kızı da almıyor?? *
Lanet olsun belki ben de giderim. Ne olsa kurtları çok seviyorum! Alaska yi da! Turuncu bereleri de.. Bende gitmek istiyorum..
an itibariyle ikinci kez izlediğim film. ilki yeni çıktığındaydı. aradan hayli zaman geçti.
bir alaska özlemi doğurdu. güzel insanlarla tanışmak.
ve doğada yalnız.
ve birisi özenip- ki özenilecektir- o muhteşem otobüse gidecekse, tavsiyem ot yememesi yönündedir.
sktir et. ölmek için güzel bir mekan.
beni derinden etkileyen film. Hikayesinin gerçek oluşu sizi hüzne sürükleyebilir. Ölmeden önce mutlaka izlenmesi gereken filmlerin başını çeker. Eddie Vedder şarkıları ise ayrı bir tat katmış.