lise yıllarımda izleyip çok sevdiğim ve bazen açıp tekrar izlediğim, soundtrack ini eddie vedder in yaptığı güzel temaya sahip bir film. izlerken güzel duygular bırakır insanın içinde.
Hayir yani giris ve gelisme bölümünde beklentileri artiriyosunuz bu cok hos okey ama bi son bukadar mi b*ktan olur. Oyle olmemeliydi. Tamam farkliydi ama gene de oyle sacma sapan bi sekilde bitmemeliydi. Hayal kirikligini hat safhada yasamistim.
zamanında bunalıma sokup çantayı sırtlayıp gitmemi sağlayacak kadar etkilemiştir.
tabi sokağın sonuna gelince o şekilde yemedi. yeni kiraladığımız, universite okuduğum şehirdeki eşyasız internetsiz eve gidip 3-4 gün kalıp dönmekle sonuçlandı.
Buradan bir arkadaşın tavsiyesi ile izlediğim ve bu zamana kadar nasıl izlemedim diye kendime kızdığım film. etkisinde bırakıyor insanı ve kendi yaşamına dışarıdan bir kez daha eleştirel gözle bakmana neden oluyor.. kitabını okumak daha keyifli olacak diye düşünüyorum..
Ve teşekkür ederim..
Yeterince yaşamak kısa sürer diye düşündüren film.
Yani gönül isterdi ki orda uzun süre yaşasın, keşfetsin.
Ama ölmesi, hemde yediği ottan zehirlenerek..
Hayattan kaçmak isyetenleri belki de hayal kırıklığına uğrattı.
Bir yandan başarılı olan da yok değildir;
Ethem sarısülük'ün babası muzaffer sarısülük gibi.
filmi bu zamana kadar izlememiş olmamı tamamen eşşekliğime bağlıyorum. Müthiş bir film. Yalın, anlamlı ve izledikten sonra uzun süre etkisinde kalınan bir sean penn filmi.
Ayrıca müzikleri de müthiştir.
Happiness real when shared. 9 aydir dilini bilmediğim bi şehirde yalnız kalarak öğrendiğim acı gerÇeği mutlu sayılmayacak bir sonla gözler önüne seren film/yaşam. Ayrıca gerÇek adıyla Çağırmak kavramını da farkettirmiştir. Herşey göründüğü gibi, ne eksik ne fazla. LA de insanların arasında kalmaya dayanamadığı sahne de Çok vurucuydu, doğadaki en tehlikeli canlı türü ancak böyle güzel sahnelenilirdi. Yaratılan herşey muhteşem. Love rocks!