insanda soğuk bir şey, bir ürperti uyandırır.
adım adım kendi ölümüne yürümektir.
bilinmez, hala yaşayanlar bilemez.
bir mesafe , bir saygı, garip bir önemseme yaratır duyulanda.
geride sorular uçuşur, uçuşur durur. geride kalmak budur.
Insanın kendisini öldürmesi. Ne şekilde olursa olsun bir kimsenin kendisini öldürmesine "intihar" denir. Intihar Allah'ın yaratmış olduğu cana kıymaktır. Bu yüzden de büyük günahlardandır. Insana canı veren Allah olduğu gibi, onu almaya yetkili olan da odur.
ardından, neden? değer miydi? sorularını ve bunun gibi yüzlerce soru işaretini cevapsız şekilde geride bırakan acı bir eylem. eylemi gerçekleştiren kişinin ardından sadece nutkunuz tutulur çünkü öyle bir son yapmıştır ki size söyleyecek birşey bırakmamıştır. kafanızın içinde soru işaretleri döner dolaşır ama bir türlü cevap bulamazsınız.
intihar: cevap anahtarının imha edilmesidir.
içinde boğulduğun agoniden sıyrılmaya çalışmak. beynine ve ruhuna tecavüz eden, birdaha asla eskisi gibi olmayacak hissi veren, benliğini kanata kanata düzen, anlamlandırmakta güçlük çektiğin hayatı beklediğinin çok dışında ve korkutucu şekilde anlamlandıran dayanılmaz acıyı-işgenceyi kendi yöntemlerinle durdurma durumu. hoşçakal diyecek birilerini arattıran ama bu noktadayken; hepsini ruhunuzdan uzakta tutan, vaz geçirecek sebepler arama eğilimlerine sokan ve hep sahte sebepler bulduran ancak ölümden ve belirsizlikten artık korkmayacak duruma gelen kişiye bunları yaşatmayan, tutsaklıktan kurtulup özgürlüğe kavuşma yada fişi çekme eylemi.
Bir donem gazetelerde haber yapilmasi yasa ile men edilmistir. doktor fahrettin kerim'in tavsiyesi ve yardimlari ile bu karar alinmistir. Gayet faideli bir yasaktir haddi zatinda. Zira taklid sosyal bir kanundur. lakin adina basin hurriyeti denilen herze icad olunduktan sonra bu yasak kaldirilmistir. netekim ondan sonra da intihar vaakalari almis basini gitmistir.
iklim kosullarının intihar egilimi uzerine olan etkisi de yadsınamaz bir gercektir. kuzeyin refah ulkelerinin genellikle gunes ısıgından mahrum kasvetli iklimlerinde yasayan insanların zorlayıcı baska bir etmene baglı olmadan intihar istatistiklerinde ust sıralarda yer aldıklarını biliyoruz. aynı sekilde col iklimine sahip arap cografyasında da bu durumu gozleyebiliriz.hz muhammedin intiharı buyuk bir gunah olarak ilan etmesinin altında yatan sebep neydi acaba.?acaba o donemde colde intihar toplumsal kabul goren yuksek bir davranıs olarak mı nitelendiriliyordu.?colun insanları boyle bir kulturel davranısa mı sahiplerdi.?toplu intihar ayinleri mi vardı.?zehirle mi yoksa daha kanlı bir yontemle mi intihar ediyorlardı.?bunları bilemiyoruz.ama emin olmamız gereken birsey varsa intiharı en buyuk gunahlardan biri olarak ilan eden bir din bunu durduk yerde buyurmaz.bu buyruk bize gosteriyor ki o zamanda colde yasayan insanlar toplumsal onay goren bir intihar kulturune sahiplerdi.
her ne kadar kendi canına kıymaksa da, başkalarının sebep olduğu, aslında sebep olanların pasif katil olduğu ölüm şeklidir. silahsız öldürdükleri insanın ardından, bir de utanmadan ağlayıp dövünürler.
olecekse eylulde olmeli insan
bozdag'lardaki at kestaneleriyle
ayni vakitte dusmelidir beden topraga
sardes'ten havalanmalidir ruh,
bir leylegin kanadinda
olecekse temmuzu yasamalidir son kez
ege'de temmuz sicaginda kavrulmus
cam agacinin kokusunu icine cektikten sonra.
Ne zamandi, kim demisti?
Bir gencin intihari korkaklik,
Bir yaslininki cesarettir diye.
O zaman ciliz bir erguvan fidesi idi omrum.
Simdi artik cok gec kalmamali, kis olmadan henuz,
Henuz hukmedebilirken akil bedene
Titreyip rezil etmeden ellerin seni elaleme
Cingene ayaklarin ciplak, butun ceplerini boslatarak
Birakip herseyi oylece, vakitlice, gitmeli.
özkıyım olarak tanımlanan kavram.
milan kundera çok cüretkar bir söylemle "intihar tanrının yüzüne tükürmektir." der.
bir boks maçında havlu atmaya benzer intihar. bireyin yaşama karşı güçsüzlüğünü kabullenip pes etmesidir.
intihara en güzel cevabı fazıl hüsnü dağlarca vermiştir sanırım.
"insan, dallarla, budaklarla bir
Aynı maviliklerden geçmiştir.
insan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?
Acziyetin dışavurumudur. En büyük hakaret bedene ve ruha. Her şeyden ümidi kesip bunları değiştiremeyeceğini kabullenen biçarelerin son çaresi. Ne kadar çaredir orası da tartışılır. Bu dünyanın bir sis perdesi olduğunu kabul eden şahsım adına tam anlamıyla bir gerzekliktir.
Verilen canın komşudan ödünç alınan bir kaptan farkı olmadığını düşünüyorum. Ve komşudan ödünç aldığın kabı kendi tasarrufların ölçüsünde kırmak ne denli evrensel ahlak ve etikle bağdaşır? Şüpheliyim açıkçası. Canın, ruhun , enerjinin nasıl zikrederseniz zikredin korunmaya çalışılması, sadakat gösterilmesi gereken bir emanet olduğu bilincinden uzaklaşan kişilerin bilinçsiz ve etik dışı hareketidir intihar. intihar edecek kıvama gelecek hareketlerde bulunduysa insan, onu düzeltmeye çalışmalı yok hayat onu o noktaya getirdiyse hayata direnmeli adeta inadına yaşayarak sabır deryalarında yükselmeli ve emanet sahibinin de tebessümlerine mazhar olmalıdır. Emin olun ki zamandan ve mekanda bağımsız canlılarız. Nurundan üflendiğimiz yaradan gibiyiz tıpkı. O nasıl ebedi ise biz de o denli ebediyiz. Çünkü yok olmayacağız, her nerede olursak olalım yok olmayacağız. Belki boyut değiştirecek belki tekamül edeceğiz ama hep baki kalacağız. Buradan en-el hakk durumunu kıçından anlayanlara selam ederim. Sadece onun izin verdiği ölçüde baki olduğumuzu anlatmak bütün meramım. Ve acıya, belaya tahammül etmeden terki diyar etmeyi uygun görenleri başka alemlerde de belasız, musibetsiz huzurlu bir şekilde hayat bulabileceğini düşünmüyorum. Ne de olsa allah sabredenlerle birliktedir.