Ruh sağlığıyla alakalı bir sürü terim, tanım v.s girmeye gerek yok.
En basit tanımı kolaya kaçmaktır.
edit: madem bu kadar güzel bir şey, o zaman eksilemekle vakit kaybetmeniz neden? Gidin edin.
Şu an aklıma detachment filmindeki kızın yediği keki getiren; kişinin ya da canlı varlığın, mevcut hayatına dair kurduğu son cümlenin noktalama işareti.
bir insanın her gün intiharı düşünmesi normal mi ? ciddi bir düşünceden bahsediyorum. gün için ani iniş ve çıkışlar. arasında koca bir uçurum. ve her çıkışta,inişten korkmak. her inişte her şeyin üstüne gelmesi ve kaçış düşüncesi. en nihayetinde intihar edemediğin için kendinden tiksinmek. normal mi bu ?
Intihar genelde her seyi denemis, maddi imkanlari iyi olan insanlarda daha cok gorunen olgu. Her seyi sahip olmus doyumsuz insanlar daha cabuk tetikleniyor. Asla bir cozum degildir.
ciddi bir konu, şakası olmaz. burası bütün internete, çocuk ya da yaşlı her yaş grubundan insanın okuyabilmesine açık bir mecra.
buraya gelip "bir çözümdür" yazan vatandaş neye sebep olabilme ihtimali olduğunun farkında değil.
intihar bir çözüm değildir.
edit: bu entry bu kadar eksi aldığına göre, ya okuduğunuzu anlamayacak kadar gerizekalısınız ya da bana düşmansınız. gerçi iki halde de gerizekalısınız da, neyse. enteresan.
acılara tutunmak zorundayız millet kaç kere düşündüm intiharı ama yok o tetiği çekebilmek için cesaret ve kaybetmekten fazlası lazım o yüzden maalesef yaşamak zorundayız...
Edit : hahaha tamam gençler gidin sıkın o zaman kafanıza hayat sizin...
Denersiniz ne yazık ki fakat adım adımdır süreç. Ölmeyeceğinizi bilecek şekilde denersiniz ilk sonrasında aldığınız tepkiler zaten motivasyonunuzu arttırır. Kendi kendini ateşleyen bir süreç başlar gider.
her gün aynı şeyleri yapar insan. uyanır, güne başlar ve gün için belirli olan bir dizi eylemi yerine getirir. sonu olmayan ve tekrara düşen, ölüm gerçeği karşısında hiçbir etkisi bulunmayan eylemler dizisi. kariyer, evlenmek, gezi, vs. ne olursa olsun, içerisinde ölüm gerçeğini değiştirecek, eylemlerin sonsuzlukta yankılanmasını sağlayacak hiçbir unsur barındırmaz.
olması için ter akıttığı, elde edildiğinde ise mutlak doygunluk sağlamayan amaçlara doğru her çaba koşu bandındaki adımlardan farksızdır. tekrar uyanmasını sağlayan sebeplerin tükendiğini ve bu adımların hiçbir yere vardırmadığı gerçeği üzerinde düşünen insan anlam yoksunluğu karşısında çaresiz kalır.
hayatın yaşanmaya değer olmadığı yönünde akıl yürütür. ancak modern dönemden sonra yükselişe geçen o lanet olası akıl, hayatın anlamsız olduğu gerçeği ile baş etmek için hayatımızdan vazgeçmenin, intihar etmenin nesnel ölçütünü veremez haldedir. anlam yoksunluğu, hayatın yaşanmaya değer olmayışı intiharı gerektirir mi? adım adım yürünen bu mantıksal çizgide o son noktaya intihar düşüncesinin olduğu noktaya geldiğinde akıl artık yardım edemediği noktadadır.
ıssız,susuz, garip bitkilerin olduğu yerdir burası. tarihte uslamlama ile hayatı sonlandırmanın gerekliliğine ulaşanların diyarıdır. ancak kimse bu noktada kalamamıştır. schopenhauer hayatın anlamsızlığını savunarak, yemek masalarında keyif sürmüş biri olarak, aklın düştüğü içler acısı vaziyetin örneğini temsil eder. o ıssız diyarda, kimsenin ve hiçbir akli reçetenin yardım edemediği, aklın intihara evet, bedenin hayır dediği o çizgide kalıp, derin duyguların olduğu abzürdü kim dolu dolu yaşayabilmiştir? işte hayatı uzun değil "çok" yaşamanın sırrı bu diyarda gezinmekten geçer.
Saygı duymadığım tercihtir. Demekki karakteri zayıfmış deyip arkamı dönüp gittiğimdir. Hayat ne kadar zor olabilir, mücadele etmeden hiçbir şey gerçekleşmiyor. Hayatta sadece 'nefes' in bir yedeği yok. Geri kalan her şeyin bir alternatifi var.
Ötenazi bir intihar değildir. Artık mücadele edebilecek bir beden gücünün mevcut doktor bilgileriyle de kalmadığının onaylanıp kişinin tercihinin işleme konulmasıdır.