zaman zaman insanın aklına gelen, gerek çaresizlik gerekse hiçbir şeyin yoluna ve rayına asla oturamayacağını düşünmek veya bilincinde olarak "bu saçmalığa bir son vereyim, en azından ölümümün kontrolü benim elimde olsun" diye giriştiği, benim de yıllardır isteğini duyup susturmayı başardığım ancak kısa süre zarfı içerisinde deli gibi artan ve muhtemelen kısa bir süre zarfında gerçekleştireceğim hayat sonlandırma eylemi.
"Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı
Beni tanımayanlar
Mutlak birini seviyordu demeliler
Tanıyanlarsa Zavallı demeli
Çok sefalet çekti
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı"
intihar zayıf insan işi, güçsüz insan isidir
çıkmazdaysan, çaresizsen son deme kadar beklersin yine olmazsa kendi haline bırakırsın
ölürsen iki gün ağlarlar, 3. gün ismini bile hatırlamazlar.
Aklımdan çıkmıyor sözlük, mücadele ruhumu kaybettim. Rahatım belki ama bilmiyorum, sürekli bir can sıkıntısı içindeyim.
Sonum bu olacak bunu biliyorum, bu zamana kadar ertelemek için bir çok yol buldum. Kendimi meşgul ettim, iş gezilerine gittim, kız arkadaşlar edindim, muhteşem kadınlarla tanıştım. Fakat ilerisi?
kısa bir süre önce teşebbüs ettiğim eylem. 10 tane vermidon'u ağzımda eriterek içmiştin sonunda az bir mide bulantısı ve baş dönmesi dışında birşey olmadı, parasetamol zehirlenmesinden veya ilacı ağzımda eriterek içtiğim için beyin kanamasından ölmeyi bekledim ama 1 saat sonra kafayı koyup yattım.
Mutsuz değilim. Hatta şu anda dünyadaki en mutlu insan ben olabilirim. Hayatın bir anlamı yok. Bazıları çok zengin olduğu için bazıları da çok fakir olduğu için intihar ediyor. Benim intihar etme nedenim çok farklı belki de değil. Çocukluğumdan itibaren birçok yalanla kusatildigimi anlamaya başlıyorum. Devlete dine ve hiçbir ideolojiye inanmıyorum. Yaşamım bir yalandan başka bir şey olmayacak. Tek gerçek tek kurtuluş ölüm.
'' Sartre' a göre ' intihar dünyada var olmanın bir başka yoludur ' Çünkü kişi bir eylem olarak ölümü seçtiğinde, kendi varlığının farkına vararak, varlığının tanımını hiçlikle yapar. ''
"kendini öldürmek" demektir. vitamin içip ölmeyen gerizekalılar "2 kez intihar ettim" derler. o mallıktan intihar eden insan ölmüştür. ölmemişse intihar girişiminde bulunmuş ama başaramamış demektir.
nilgün marmara'yı hatırlatan sözcüktür.
şöyle diyordu intihar mektubunda:
... çocukluğun kendini saf bir akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte! bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. ben'i bağışlayın!... "
dibini sıyırırcasına yaşayın abi. dip bitti yapacak bir şey yok diyince de tavayı midenize indirircesine yaşamaya devam edin.yiten bir şey olacaksa gözyaşlarınız olsun.
Ruhun bedenden boşalma arzusudur. Bunu özendirme veya ergence bir depresiflik olsun diye söylemiyorum kesinlikle. Ama mental olarak maddi dünyayı kaldıramadığımız noktada fiziki varlığımızdan kurtulmak isteriz. Her ne sebeple olursa olsun acı verici bir tablodur bu. Burada irdelenmesi gereken insanların bu aşamaya nasıl ve neden geldikleri. Evet muhsin her olayda gelişmeler farklı olsa da bu aşamaya bizi getiren insandır. Bazen insan olan kendimiz, bazen sadece bedenen insan olan insanlar. Neyse muhsin at yarışı oynayacaktık biz. Gülbaturdan ne ara buraya geldik yahu.
sahte bir kaçıştır. bazen sıkıntılar bazen hedeflere olan uzaklığın getirdiği zorluklar bazen de amaçsızlıkla doğal hiççilik neden olur. Her seferinde farklı bir neden vardır. kimin sözüydü, nerden aklıma geldi bilmiyorum fakat çok güzeldir;
"dünyada insan sayısı kadar dünya vardır"
herkesin iç dünyası ve fiziksel dünyayı görüşü farklıdır. kimine göre eğlenceli kimine göre işkence dolu bir mekandır. aslında herşey anlık psikolojinin verdiği "kapana kısılma" hissidir ve sahte kaçış planı olan "intihar" devreye girer.
denenmesi bile korkunç düzeyde bir duygu yoğunluğunu temsil eder. genellikle "ergenlik" diye tabir ettiğimiz hormon düzeylerinin aşırı farklı salınımından ötürü oluşur. fakat bu olayın biyolojik tarafıdır. olaya biyolojik olarak yaklaşmak manasızlıktan çok acımasızlıktır. anlamak ve kendisinin anlamasını sağlamak en büyük amaç olmalıdır.
çoğu insan sadece karşısındakine cevap verebileceğini kestirdiği kadar cümleleri dinler. bu cümleleri gerçek manada düşünmez. işte buradaki durum bundan ibaret. düşünebilmesini sağlamak. yapacağı veya yapmayı planladığı eylemlerin nedenselliğini sorgulatmak. bunun için öğüt vermek değil, karşınızdakinin düşünmesini sağlamanız gerekmektedir. genel itibari ile psikolojik danışmanlık bunun üzerine kuruludur. ilaçsız, sadece karşıdakine doğruyu sorgulatabilme yeteneği ile. çünkü bu yetenek ile anlık duygu yoğunluğu oluşsa bile bunun mantık ve gerçeklik arasındaki bağını rahatça kurabilir, geçici olduğunun farkına vararak intihar gibi bir eylemi aklının ucundan bile geçirmeyebilir.
doğru insanlar, doğru konuşmalar ve doğru yönlendirme ile vakaaların neredeyse tamamı engellenebilir niteliktedir.