Cesur bir eylemdir. dipte amuda kalkmış olmadan, ciddi psikolojik sorunları, travmaları olmadan insanın asla gerçekleştiremeyeceği kadar hem de.
(bkz: acı çekene saygı)
geride bıraktıklarımız olmasa, üzülecek birilerimiz olmasa, çok kolay bir eylemdir. çünkü intihar sonrası, sonuç, sadece bizim yaşamımızı etkilemeyecek herkesi etkileyecek.
önce garip bir şekilde mutluluk kaplar içini ve o duyguyla gider jilet bileğe. jiletin soğukluğunu bileğinde hissedince biraz korkarsın ama yaşadıklarını düşününce cesaretini toplayıp kesersin biraz. kanın sıcakllığı jiletin soğukluğunu bastırınca, yaşamak isteyip istemediğini son kez sorarsın kendine. bazen ne istediğini anlaman için sınırı geçmen gerekir. biraz daha kesince atarsın jileti. yaşamak istediğin için mi, yoksa canın tatlı olduğu için mi vazgeçtiğini anlamaya çalışırsın. senden vazgeçen aileni düşündüğünde, aslında yaşamak için bir sebebinin olmadığını, korkağın teki olduğun için yapamadığını anlarsın. duvar dibinde öylece kalakalırsın.
insanın kendini bir hiç gibi hissettiği durumlarda karşısına dikilen. 26 yaşında hala üniversite okuyan, sevgilisiyle kavga edip kendini gündüz vakti alkole boğup pencere kenarında ölümün ne kadar yakın olduğunu fark eden, yanlış tercihleri yüzünden hala utanarak babasından harçlık almaya çalışan bir adamın hikayesi. o adam için kaçınılmaz son hiç olmadığı kadar yakın gözüküyor ama ona bile cesareti yok.
arkasinda biraktilarinin aklinda tek soru vardir. niye niye bunu yaptin. niye bunu yadattin bize. seni seven insanlara. hayatinin parcasi oldugun insanlara niye yaptin bunu...
kisi kendisini öldürmesidir. kişi yalnızca kendini öldürmez. tüm yakınlarını öldürür. intihar eden bir kere ölür. sevdikleri bin defa. kendi anlık acı çeker. yakınları bir ömür.
kişi bunu yaparken genelde amacı kendisini kıran, üzen kişilere ceza vermektir. mesela terkedilen bir kişi kendini öldürerek kendini terk eden sevgiliyi vicdan azabında bırakmayı amaçlar.
işin doğrusu insanlar 2 gün üzülür, 3.gün herkes hayatına devam eder.
emile durkheim ın intihar adlı kitabında sosyolojik açıdan ele aldığı ve pek çok üçüncü sayfa haberinde karşımıza çıkması kuvvetle muhtemel bir sorunsal.