ölümünü seçebilmektir diye bir tanımına denk gelmiştim bir yerlerde hoşuma beğenmiştim.
bir de şöyle bir söz var;
"intihar umutsuzlukla cesaretin kesiştiği yerde gerçekleşir."
kendin oluşturmadığın canına kıymaktır. canı-bedeni-sahip olduklarını senin mi sandın? bunlar senin değil elbet sen allah tarafından yaratıldın. kendine kıyma hakkın da yok elbet. yakışır mı emanet bedene ihanet? allah'a sığın o çok merhametli, çok yol gösterendir. ayrıca intiharın cezası bildiğim kadarı ile sonsuz cehennemdir. ve o an yeni bir intihar seçeneği yoktur. sınırsız acı çekersin. sil bu düşünceyi hakkından, engelli insanlar var unutma kulakları duymadan, gözleri görmeden, dilleri olmadan yaşama tutunan. haksızlık etme ve şükret. ölmediğin an bu acıya da dayanıyırmuş insan dercesine şükret.
birbirini seven iki kişi arasındaki sevgi, tek taraflı bitirilince kendını boslukta hisseden tarafın bedenini bosluga bırakma eylemidir. ayrıca "senin için olurum" sozu her baba yiğidin harcı değildir. *
bencillik deniliyor çoğu zaman, geride kalanları düşünmemekmiş. geride kalacak olan bir kişi bile olsaydı zaten intihar bir seçim olmazdı bunu hiç düşünmüyoruz nedense...
ümit yaşar oğuzcan'ın defalarca deneyip başarısız olduğu, oğlu vedat'ın tek seferde başardığı ölüm şekli.
vedat'ın babasına şu notu yazdığı rivayet edilir,
''intihar öyle edilmez, böyle edilir!''
şair sonrasında oğluna şöyle seslenmiştir.
''Küçücüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi'nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
"Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat"
canayakın olan herkesin ölümünde hissedilen derin acı, her bireyin içinde var olan kelimelere dökülemeyecek, tamamen kendine özgü olan bir şeyin tamamen, geri döndürülemez bir şekilde kaybedilmiş olduğu hissinden kaynaklanır. bu sebeple intihar, sadece intihar eylemini gerçekleştireni değil; ona yakın olan herkesi etkiler.
durkheim'in en çarpıcı analizidir diye anlatılır. Bence o kadar çarpıcı değildir ama madem bize anlatıldı, biz de paylaşalım en bariz kısmını.
Durkheim'a göre intihar kendisine kadar bireysel olarak değerlendirilmiştir ama bu yanlıştır. intihar aslında sosyolojik bir olaydır.
Durkheim'da 4 tip intihar vardır:
Bireysel intihar: Topluma girmek istiyorum ama giremiyorum. intihar ediyorum.
Özgecil intihar: Topluma o kadar giriyorum ki kendimi kaybediyorum. Toplum için intihar ediyorum.
Anomik intihar: Dünya beni anlamıyor. Toplum bana bekleneni vermiyor. Yine intihar ediyorum.
Kadercil intihar: Ben bu dünyaya bir amaç için gönderilmişim. Onu gerçekleştirmek için intihar ediyorum.
Kısacası Durkheim'da canım sıkıldıkça intihar ediyorum.
kimisi altmış yıl oksijenle çürüyüp ölür. kimi kırk yaşında kendine sıkar kimi yirmili yaşlarda uçurumdan atlar. kimi de yaşıyor gibi görünür ama çoktan insanların arasından sıyrılıp gitmiştir.