defalarca aklımdan geçen,cesaretimin yetmediği çok sonraları yetmeyen şeyin cesaretim değil de kendi kendime hayatta kalma çabamın olduğunu farkettiğim,konuşulması bile canımı yakan,düşünüpte sonuçlandıranlara bir şans daha verilseydi ne söylerlerdi diye düşünmekten kendimi alamadığım ve bazen aklımdan geçirdiğim için bazen de yapamadığım için pişmanlık duyduğum birşey...
başka bir adı olmalıydı belki,kendi kendine yapılan bişey olmaktan çıkarılması gerekilen,
başka bi adı olmalıydı evet,insanı zorunda bıraktıran durumları da içeren...
ve uzun uzun anlatılması lazım anlamayanlar için,hayat bazen yorar demekten başka.
yorulmak mı şuç sayılır yoran hayat mı suçlu,hayata meze olan insanlar mı suça iştirak eder hiç bilemediğim,
ve en iyi bildiğim denemeye bile cesaret edemeyeceğim...
aklımın bi kenarında her zaman,
düşünmekten de asla vazgeçmeyeceğim...
günümüzde filmlerin etkisi ile midir bilinmez, şovenist bir eylemdir ve genellikle başarısızlık ile sonuçlanır. gerçek bir intihar nokta koymaktır, dolayısıyla mektup bırakarak arkada sözlerinin devam ettirmemektir.
düşünülüp de içinden çıkılamadığı için, düşünmeyip ondan kurtulma düşüncesidir. varoluşu en güzel sorgulama biçimi ve en naif istektir aynı zamanda. aslında çok sevmektir bir bakıma. sevdiğin birkaç kişinin hem senin yüzünden hem de şu saçma dünyanın kendi zırvalıkları yüzünden yıprandığını görmeyi istememekdir. onların acı çekmesine ya da zaman içinde eriyip gitmelerine tahammül edemeyecek olmanın bir getirisidir intihar. halbuki bu getirinin götürdüğü; beraberinde nice yaşayan ölülerdir, bir bilinebilseydi eğer.
denenip de becerilemeyen. her şey gibi. ne sadık olmayı becerebildim ne insan olmayı ne iyi bir eş ne iyi bir sevgili. ve hayat damarım benim aort değil "o" yken, sanal alemin beni kendimi tanıyamayacak hale getirmesi yüzünden kaybettim. önce bütün sanal ortamlardan kendimi çektim. bilgisayarın kapağını bile açmaya korkar olmuştum. çünkü o kapağı açınca ben ben olmaktan çıkıyor bambaşka biri oluordum. sanalımla gerçeğim öyle zıttı ki birbirine. hayır ben gerçek olmalıydım. ama artık gerçek olmamın ne önemi vardı. artık o yoktu, hiç olmayacaktı ondan kurtaracaktım kendimi beni görebileceği hiç bir yerde bulunmamalıydım. en son hayatta bile. ruhu bile duymamalıydı öldügümü. kimsenin duymayacağı gibi. yalnız evimde, sessiz.
beceremedim. onu bile beceremedim. ölmek için aldığım ilaçlar beni komaya sokmuştu. öyle korktum ki.. ağzımdan gelen kanlar, çıplık atmak isteyip de atamayışım, deli gibi kasılmalarım, dişlerimi sıkmaktan paramparça ettiğim dilim.. ölmeyi bile becerememiştim. öyle ölüp kurtulmak yoktu. anladım ki cezamı ben yaşayarak çekecektim. bir ömür boyu. bir ömür boyu yaptığım bütün orospuluklara rağmen bana hala orospu dediği için vicdan azabı duyan bir adamı hakedemediğim için yanacaktım. bu yazıyı dahi yazmayacaktim. ama dedim ya beceriksizim, onu bile yapamadım.. şimdi benim için yaşamak, uzun bir intihar koması..
kimileri der;
denedim ama beceremedim diye.
oysa diyorum;
intihar teşebbüsünde başarıya ulaşmak, bir bıçağın keskin yüzü ile şah damarını tanıştırmak kadar kolaydır.
intihar etmeyi denedim ama beceremedim diyenler;
kendinizi kandıramadığınız bir konuda, sakın beni kandırmaya çalışmayın!
sizi aciz yaratıklar...
zorunlu ek:
kendinizi pazarlamanın daha pahalı yolları da var,
'denedim ama beceremedim' kadar ucuza satmayın satılık ruhunuzu.
kimileri için bir kurtuluş, kimileri için en büyük günah, kimileri içinse savaşmaktan kaçıp pes etmektir. ama yine de her insan bazen gerçekten düşünmektedir.
boğazlayarak öldürme manasındaki arapça sözcük. bilinen anlamından uzak sayılabilecek bu anlama delil olarak, Kur'an-ı kerim in kevser suresindeki kurban kesme emrini ifade eden "venhar" kelimesi gösterilebilir. Dolayısıyla "..kendi kendini intihar etmek.." ifadesi anlatım bozukluğu içermez.
not: kimseye değil kendi kendime cevaptır.*