tanımadığın birine ideal bir kişilik giydirip rahat rahat sevmek mümkün olduğundan uygulaması kolay hadise. herkes evde kendi imkanları ile yapabilir. (bkz: seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli)*****
olabiliyor bazen. sonra internet sayesinde "sevmeye engel değil mesafeler" yargısı değişir. uzaklıklar çıkar ortaya. aşk, aşk olarak ama siz bir çift olarak kalamazsınız.
çok gerçektir, tam tanımadığın için istediğin elbiseyi giydirip, istediğin karakter özelliklerini yüklersin kafanda bir nevi love craft yaşarsın, gün geçtikçe karakterine yeni özellikler ekler güçlendirirsin,
Kendi yaratını, yansımanı, kendini seversin aslında.
iyidir iyi...
çoğunlukla bir yanılsamadır. ama harbici olanları da olabilmektedir. eğer maksat gerçekten internet üzerinden manita yapmaksa, o işten hayır gelmez, geçiniz onu. lakin diğer tarafı da vardır işin.
hiçbir beklentisi olmadan sohbet eden insan, deşifre olma hissini tatmadığı için, yani bir tıkla adamı sallayabileceğini bildiği için, kendi gibi davranmakta sakınca görmez. genellikle günlük hayatta sosyal baskılardan ötürü kendi olamayan insan, sınırsız bir özgürlük alanı yakalamış, dilediği gibi koşturmaktadır. bu ahvalini yansıttığı insan ise, büyük bir riski göze alıp, karşındakini irdeler ve çekimine girer. samimiyet açlığı da cabasıdır. maskeli yüzlerden bunalmıştır bünye, o en gerçek benliği aramaktadır. bu doğallık hali ona bir yerlerde hala aradığı insanın nefes aldığını hatırlatır. çok seri bi şekilde konuşulabilecek her şey konuşulur, eğlenmeli sohbetler edilir. akabinde görüşmeye karar verilir. taraflar kafalarında tip oluşturmuşlarsa ilişkileri bir miktar sallantıya girer. ama devam etme olasılığı yüksektir.
zamanında kardeşimle fantasy tennis diye bi oyun oynuyorduk. böyle fantastik bir tenis oyunu rakibini öldürmeye falan çalıştığın.
oyun online oyundu ve ben hesabımı kardeşimşle kullanıyordum. anlayacağınız o da oynuyordu bende.
SABAN adında bir oyuncuyla arkadaştık. adı hakan. bizim klanın lideriydi. birlikte battle lara girer çıkardık. üniversiteden dolayı oyunu çok boşladığım oluyordu fakat kardeşimin fırsatı olduğundan gerektiğince oyuna giriyordu bende rahatlıyordum karekter gelişiyor diye.
oh ne rahat.
gel gelelim ki bir gün öğrendim. bizim küçük sıpa oyundan msne geçmiş özel arkadaş olmuş bu hain SABAN arkadaşla. bende gavat afedersin bi çükümden haberim yok daha oyun falan oynuyom bu bebeyle.
çocuk istanbuldan kalk gel sen bizim memlekete ufaklığı görcem diye. göt sıkışınca anlattı ufaklık.
elemanı bi gördüm ki yenggesiyle dayısıyla falan gelmiş.
yuh la artık.
bi dalayım şunlara dedim çocuk 1.90 var e dayı da adam. dedim arkadaşları toplayım sevelim şunları bi.
sonra düşündüm mantıklı karar bu değil. ufaklığı aldım taksiye koy doğru eve. elemanda istanbula döndü.
mecbur döndü eleman sırf kardeşimi görmeye gelmiş bizim memleketle hiç alakası yokmuş amk.
işe bak yahu böyle şeyi ne gördüm ne duydum. be kardeşim kızı istemeye mi geldiniz cümbür cemaat. hadi bizim kız saf tamam da siz salak mısınız dayı bey. şuncacık çocuklar için kalk gel sen.
sonra mecburen engelledim tabi görüşmelerini çokta karışan bi abi olmamama rağmen. böyle başlayan ilişkiden hayır da gelmez sonuda olmaz.
adını da yalan söylemiş pezevenk. hakan değil şabanmış. ya bi git güzel kardeşim benim hadi bakim.
o gün bu gündür de bi garip bakarım internet aşklarına.
bak doğrudur bu. yakın bir arkadaşım tanıştı. sırp bir kızla. kız dinini değiştirdi *, 5 yıldır evliler ikinci çocuklarını bekliyorlar ve deli gibi seviyolar birbirlerini. halâ...
aşkın yeri, zamanı, mekanı olmayacağından olabilecek durumdur.
böyle klasik "sanal abi yalan yaa" geyiklerine lüzum yok. yalan gerçek hayatta yok mu ? elini tuttuğunuz kişi size karşı hep mi dürüst sanki ? insanlar samimi olduktan, yalandan uzak durdukları sürece her yerde, her şekilde aşk olur. aşkı belirli kalıpların içine sokamazsınız.
görmeden, duymadan, dokunmadan kendini ifade etmek daha kolaydır bazen. yazarak anlatmak, yazarak anlaşmak; cümlelerini görüp, kelimelerine dokunmak, sesini hayal etmeye çalışarak her birini tekrar tekrar okumak...
başlarda elinde tuttuğun renksiz, şekilsiz "oyun hamuru" zaman geçtikçe renklenir ve biçimlenmeye başlar. ancak ona şekil veren senin ellerin, senin hayal gücündür. dolayısıyla aşık olduğun kişinin cümlelerinden uzak, salt gerçekliği ile karşı karşıya kaldığında hayal kırıklığına uğrama olasılığın yüksektir.