dahil olduğum nesildir efenim. kütüphaneye üye olamadığımız için saatler boyunca kafa patlatarak aradığımıza öyle ulaşırdık efenim biz. istediğimize ulaşana kadar okuduğumuz ya da gözümüze çarpan onca şeyden, bir çok detay öğrenirdik efenim biz. *
kütüphane yüzü görmemiş nesilin aksine, bir ansiklopedi cildi için her hafta fasikül çıkmasını bekleyip, ansiklopediye sahip olan okumuş araştırmış nesildir.
Mensubu olmaktan halen gurur duyduğum bir nesildir. Ayrıca bu nesil hazırcı olarak yetişmemiş aramış , taramış az da olsa kitap kurcalamış hiç yoktan okuma alışkanlığına sahip nesildir. Sevilir.
daha güvenilir bilgiye ulaşmış nesildir. evet internetten bilgiye çok daha kolay ve hızlı ulaşılabilmektedir, ama wikipedia gibi en yoğun kullanılan internet kaynaklarında bile yanlış veya eksik bilgiye sık sık rast gelinebilmektedir.
benimde içinde bulunduğum nesildir. efendim benimle aynı çağda olan arkadaşlar hatırlayacaklardır.o zamanlar bir dönem ödevi olurdu. böyle emek verilerek hazırlanan,üstüne kartondan ödev kapakları yapılan öğrenciyi araştırmaya iten şeylerdi bunlar. internet falan olmadığından ya okul kütüphanesine ya şehir kütüphanesine her hafta sonu postu serer,cilt cilt ansiklopedi karıştırır, sayfalarca not tutardık. daha sonra bunları çok düzgün bir el yazısı ile temize çeker,üzerine de özene bezene yaptığımız ödev kapağını yerleştirir hocalara teslim ederdik. şimdiki gibi değildi o zamanlar. kolaycılık diye bir şey bilmezdik. hey gidi günler hey.
yazar burda benden bahsetmiş, üstünü çizmem yasaktı yırtmam yasaktı evimizin en yegane köşesinde gelen geçen herkese entelektüel bakış atan ansiklopediler dururdu. komşu çocukları annemden isterlerdi
" sevilaay teyze ödevimiz var araştırcaz ans..? anslope..? aksilope.. anjsdnkn ya sevilay teyze işte o kalın ansilobedileri diyoruz yaaa " derlerdi bende onlarla aynı yaşta olmama rağmen ansiklopedi diyebilmenin * verdiği haz ve onlara sahip olmanın verdiği zenginlikle
" yaa anne bana lazım akşam birşey yapıcam "
diyerek mahrum bırakırdım onları benim değerli bilgi varlıklarımdan ve bizimkiler resimlide olduğu için hep onlara bakardım. sanki durdukları raftan bana göz kırparlardı ışık saçarlardı. küçükken anket yapardık ya günlük gibi defterlerde en sevdiğiniz şeylere
(bkz: kütüphanenin yolları taşlı)
her dönem ödevinde , gerekli-gereksiz bilgide , zevk olsun diye , bir şeyleri hafızasına atıp orada dursun diye ve en önemlisi bilgi konusunda babasına benzesin diye o kağıtların kokusunu koklamış nesildir.
ait olduğum nesil. cumhuriyet ansiklopedisi vardı, sayfalarını çevirmeye kıyamazdım o parlak, kuşe sayfalarını. tv'nin, internetin olmadığı yıllarda dışarıya, bilgiye, aydınlanmaya açılan kapıydı ansiklopediler. maddeler, resimler arasında kaybolur giderdim.
şimdi bilgiye ulaşmak daha kolay, sürekli de güncelleniyor bilgi ama o kuşe sayfaları çevirmenin zevki yok sanki. annemlere gideyim yarın ben, cumhuriyet ansiklopedisi duruyor olmalı, bulup sayfalarını koklayayım.