Kullanmıyorum, hiçbir sosyal medya hesabı kullanmadım ve son zamanlarda artık sana ve senin gibi düşünenlere hak veriyorum.
Devir teknoloji devri, biriyle tanışırken ilk sorduğu şey "instagramın var mı" oluyor. insanlar çocukluktan itibaren tüm arkadaşlarının kaydını sosyal medyada tutuyor. Kendimi neden bu kadar salak saçma bir şekilde bu uygulamalardan soyutladım bilmiyorum. Artık dönemiyorum da.
instagramda herkes hayatını birilerinin gözüne sokarken, o buna gerek duymayacak kadar yüce bir varlık, cool bir insandır. onun kimsenin fotoğraflarına bakacak vakti, oradan gelecek beğeniye ihtiyacı yoktur.
twitterdan sonra bunu da kullanmaya başlamıştım ve demiştim ki;
-bunlar türkçe olursa boku çıkar.
öyle de oldu. 10 yıllık twitter hesabımı bırakıp arkama bile bakmadan uzaklaştım oralardan.
instagramı ise seçkin fotoğraflarımı paylaşmak için kullanıyordum (bkz: monocrom) (bkz: simetri) vb.
ama oradan da soğumam uzun sürmedi ta ki (bkz: story) saçmalığı çıkana kadar.
oradan da derhal uzaklaştım ancak fotoğrafçı çevrem hatrına hesabıma dokunmadım.
yukarıda sözünü ettiğim iki uygulamayı kullanmıyorum facebook ise zaten pasifize modundadır.
kullanıyorum ama
az
önemsiz bir şey
tipsel yetersizlik ve hava atma yarışı bu mecranın ana damarı
hava atmayı sevmeyen insansanız zaten önemi yok
popülist velet veya zekasızsanız o zaman tam size göre.
dünyanın 4te 1 afrikayı saymazasak 4te 3 kim kime hava atıyor ne yapmaya çalıştıklarını çözen yok aptal ordusu yemin ediyorum.
belirli avantajları ve dezavantajları bedeninde tek seferde toplayacak insandır.
-kanaat önderi olarak- kanaatimce gereksiz gördüğüm akımlardan bihaber yaşayacak en başta, yalan haberlere karşı da dirençli bir hale gelecek bunun yanında. Kitlelerin beynini uyuşturan ve hatta onları belirli şekillerde yönlendiren bu uygulamayı kullanmıyor oluşu sanal bir sosyal çevresi olmayacağı anlamına da geliyor.
güzel şeyler olmuyor mu oluyor elbette en başta yıllardır görmediğin ve denk gelmenin de pek mümkün olmadığı bir yüze rast geliyorsun bu uygulamada, bir selam bir gün bir çaya dönüveriyor hemen, kısacası önayak oluyor, sonunu bağlayamıyorum o yüzden bu da böyle bir anekdot diyerek sözü bitiriyorum.
mesele yeğen, mesele benim gibi tipi tuvalet fırçasına benzeyen yurdum erkeğinin kullanmaması değilmiş mesele... Neymiş mesele yeğen?
-neymiş dayı?
-mesele, yüzü aya, kaşı yaya benzeyen; sırma saçlı, bal dudaklı; ince belli, ok kirpikli; yürüyüşü turna, salınışı suna; bakışları ışık, saçları sarmaşık o ahunun kullanmamasıymış mesele... Anladın mı şimdi meseleyi?
-anladım dayı.
peşin not: ''ulan buldun da sana mı bakacak bu kız'' demeyin agalar. Elbette ki böyle bir kız ancak nihal atsız'ın romanında yaşar. Adı da belki güntülü'dür. Ama konumuz o değil. Bu tarif ettiğim güzellikte bir gönlü olsa, yüreği olsa yeter zaten, ötesini ne yapayım ben?