yoğun bakım ünitesinde yatan en sevdiğiniz kişi için, doktorun; "allahtan ümit kesilmez, biz elimizden gelen herşeyi yaptık fakat artık yapacak birşey kalmadı, hem kendinizi hem de ortamı* hazırlarsanız sizin için daha iyi olur" dediği andır.
hayatınıza lanet edersiniz. neden siz değil de o dur? yoğun bakım ünitesinin camından seyredebilirsiniz sadece o son anları, fakat elinizden hiçbir şey gelmez! kendinizi boğmak istersiniz ki zaten boğazınız düğüm düğümdür, nefes alamıyorsunuzdur. en sevdiğinizin son anlarını öylece karşıdan, sadece seyirci gibi izlemek...
sonra bir aile dostunuz size der ki; alışveriş yapmamız ve bazı meseleleri de halletmemiz gerekiyor, gel biraz dışarı çıkalım seninle. evin erkeğisiniz ya! önce anlam veremezsiniz ne alışverişi, ne meselesi olduğuna... bir konfeksiyoncu önünde durur, içeri girersiniz."3 metre kefen bezi lazım bize" der. o anda beyninizden vurulursunuz! boğazına yapışırsınız hemen, boğarcasına. "ne diyosun sen! o daha ölmedi! ne kefeni lan buuuu!" bir anda herkes yanınıza koşar ve sizi sakinleştirmeye çalışır. sebebi anlatılmaya çalışılır ama ya anlamazsınız ya da anlamak istemezsiniz... "allah gecinden versin ama en kötü ihtimali düşünmek zorundayız, öyle bir anda hangi biriniz bununla uğraşabilir ki?" derler. yine de kabullenemezsiniz sevdiğiniz daha gözlerini yummadan kefen alıyor olabilmenizi... sonra şarkuteriden pamuk, havlu, gülsuyu alınır ve mezarlığa gidilir. sizden yer beğenmeniz istenir. sanki emlakçıdan sevdiğinizle beraber yaşayacağınız eve bakıyormuşcasına mezar beğenmeniz!!! gidip hıçkıra hıçkıra ağlayabileceğiniz ücra bir köşe arar gözleriniz ve "2 kişilik olsun" dersiniz hıçkıra hıçkıra. biri onun için diğeri sen!
aşık olduğu an. ölümüne aşık olduğu an. onu kaybetme korkusu ruhuna, bedenine hükmetmeye başladığı an. onu çok sevdiği an. onsuz yapamayacağı an. aklında sadece o olduğu an. o an.
Bir olay olduğu zaman Örneğin:Babasına bu gece arkadaşlarıyla çalışacağım deyip
Akşam sevgilisiyle buluşan erkek/kızın babasının bunu öğrendiği anda çaresiz birşey yapamaz halde olmasının hâlidir.
istemeden yaptığın bir hatanın pişmanlığını yaşarken, o hatanın zarar verebileceği en önemli insanın o durumdan zarar görmüş olma durumu ve bunu sana "neden?" diye soracağı zamanı herhangi bir yerde, bir şekilde bekleme anıdır...
vermen gereken bir tek cevap varken birbirine benzer onlarca cevabı kafanda tasarlmaya başlarsın, "ne desem ki?" diye düşünmekten kendini alıkoyamaz, sigara içiyorsan üstüste yakar durursun, tırnak yersin, çeneni kaşırsın, dudaklarını ısırırsın, için buz gibidir ama yüreğin ateş parçası gibi çarpar durur göğüs kafesine, yerinden çıkacakmış gibi olur...
başına gelen kötü bir olay insanı çaresiz hissettirebilir. ama en çaresiz kaldığın an o çaresiz olduğun zamanlarda sana sarılacak, "merak etme herşey geçecek" diyecek birisinin olmamasıdır.