bürokrasiden nefret ettiğin halde okul, yurt,sağlık güvencesi işlemleriyle uğraşmak zorundasındır tüm bunları yaparken sana eşlik eden ya da en azından nasıl gidiyor diye soran tek kişi bile yoktur .Tüm bunlarla uğraşırken zaten zayıf olan bünyen iflas eder otobüste bayılırsın yanında her zamanki gibi kimse olmadığından ego daki bir kaç iyi insan kalkmana yardım eder. Sana acıyan gözlerle bakarlar haklıdırlar daha 19 yaşında solgun ve hastalıklı bir suratın vardır .evi ararsın koşup yanına gelmek yerine dinlen bir yerde yavaş yavaş gel sonra derler evde tv izlemekle meşguldürler sonra düşünürsün öz evlatları olduğundan eminsen bile acaba üvey miyim ya da çok kötü hayırsız bir evlat mıyım ? sorgularsın kendini yanıt bulamazsın eve gidersin umursamaz suratlarla karşılaşırsın bayılmanın etkisinden kurtulamamışsındır halen tek yapabildiğin birşeyler atıştırıp yatmaktır .iyi misin diye bile sorulmamıştır uyursun ramazan davulları uyandırır ışığı yakarsın banyoya gidersin suratını ovuşturursun saçlarına elin gider lavoboya dökülen herkes gibi seni terkeden saç tellerine bakarsın erken yaşlandığını farkedersin . sabah uyandığında ne arayacak sadık bir dostun vardır ne de günaydın yavrum diye seni uyandıran bir annen yeni gün hüzünlerle başlar ve sen bu şekilde başlayan her yeni günde kendini unutulmuş, yapayalnız ,çaresiz ,değersiz hissedersin sonra pişmanlıkların aklına gelir hataların, boğazına birşeyler düğümlenir ölecek gibi olursun ama hayır sadece ağlarsın öylece sessizce devam edersin yazmadığın ve istemediğin bir kaderi yaşamaya...
baba telefon acar. bi güzel sicar sivar. ve yüzüne telefonu cat diye kapatir. aradan 10 dakika gecmez anne arar. bir güzel sicar sivar. ve telefonu cat diye yüzüne kapar.
insan kendini sadece en değersiz olarak hissedebilir.
aslında o hayatta veya hayatta olmayan onlarca kişi tarafından öyle bir sevilir ki..
bu sevgilisi olmak zorunda değildir..
annesi,babası,ablası,kardeşi,abisi veya herneyse...
ölmüş olabilirler.ama onlar bu zat-ı muhteremi,belki kendilerinden bile çok seviyorlardı..
çevren sana değer vermeyebilir.arkadaşların,dostların,sevgililerin...
ama istedikleri kadar nefret etsinler..
yaşanmış onca anın vardır..
bu anılar herşey olabilir,dudak teması,kavga,şiddet..
ama bunların hatrına..cenazende o minicik..küçücük..ama aşırı değerli olan..o gözyaşı..tek bir tane bile olsa dökülür..
kimse sen hayattayken dedikleri "cenazene işiycem" "arkandan gülücem" laflarını gerçekleştiremezler..
en kötü kıyafetiyle, en dağınık saç stili ve bitik tipiyle, son derece lüks, zenginlerin takıldığı büyük bir alışveriş merkezine gidip, dolaşırken gördüğü şık giyinimli, bay ve bayanları gördüğü an.
yıllar sonra gelen ekleme: eğer kıyafetin anlamını kişinin çevresine güzel görünmesini sağlayan detaylar olarak var sayarsak bir insanın sahip olabileceği en güzel kıyafet "edep"tir.