sağanak yağmur altındaki bir cenazede cenazeyi defnederken üzerindeki naylonu alıyorduk. oğlu elimi tuttu
- abi yapma babam ıslanır dedi
sağanak yağmurun altında ağlamıştım. gözyaşlarım yağmura karışmıştı.
seni sevmiyorum. dört yılın sonunda duyulan seni sevmiyorum. dört yıl gözlerinde sevgi gördüğünü sandığın insanın seni sevmiyorum cümlesini bir defada, tereddütsüz kurabildiği an.
saat 10da acıkmıssındır, güzelce yumurta kırıp çayını demlemişssindir. ama evde ekmek yoktur. bakkala gidersin ve bakkalın sana söyledigi o söz: " ekmek kalmadı kardeşim. " hasssikome
14 yaşımda en yakınımdan duyduğum bir benzetmedir ya da küfür bilmiyorum aslında. hâlâ gelir arada aklıma, benim beynimde onun sesiyle yankılanır yine o cümle.
Ve Ne zaman aklıma gelse müslüman'lara sararım.
Oradan Türklere.
Oradan da sisteme.
Duramadan suçlu arayıp en sonunda yorulup bir güzel ağlarım.
Ve düşünceleri durduramadığımdan durum hep kendime zarar vermekle biter.
Ama sonra geçer. Ve uyurum.
Anılar bütün şeklinde ama duyulan bazı cümleler hep anahtar.
Seneler sonra bile hâlâ kulağınıza fısıldanıyormuşcasına duyuyorsunuz.
Ve bazen birinin pek de siklemeyerek söylediği bir şey hayatınızı saatlerce felç edip, sonraları yine tekrar tekrar beklenmedik zamanlarda aklınıza gelip biraz daha batmanıza sebep oluyor.