insanın içindeki sıkıntının bazı şeyleri boşaltmasından kaynaklanan durumdur. boşlukta hissetmek zaman zaman herkesin başına gelir, gün gelir o boşluk dolar.. ya da dolduğu sanılır..
doluluk oranının kifayetsizliğindendir. boşluk, doldurulamayan için geçerlidir. belki de sabun köpüğü seçilmişlerden minval boşalan yerin sancısıdır. "sanrısıdır" ya da "saçmalamasıdır" mı deseydim ki? muhayyilemin ve kelime kararsızlığımın sebebi resmi müfredattır.
her zaman bir şey veya bir şeylerle kapattığımız ve görmezden geldiğimiz duygudur.eğer bir an kapatamaz ve hatırlarsak çok kötü oluruz. *tekrar kendimize unutturmak için her yolu dener ve mutlaka bir çaresini buluruz. **
sabah kalktın, günlük rutin şeylerini yaptın, işlerin bitti yapman gereken hiçbirşey kalmadı, odanda tek başınasın ama kocaman bir eksiklik var, anlamaya çalışmana lüzum yok çünkü biliyorsun ne o, defalarca bağırıyorsun içinden yeter diye, ama o boşluk terketmiyor seni, sense doldurmaya kıyamıyorsun o başkasına ait yeri...
insan bir gün döner, içine bakar ve görür: içinde kocaman bir boşluk vardır. ne ile dolduracağını bilmez. sonra aramaya koyulur, çoğunlukla yanlış şeylerle doldurmaya çalışır o boşluğu. sonra doldurulan şey bir gün çıkar hayattan gerisinde daha büyük bir boşluk bırakarak. durum; "boşluğu farketmek- aramak- bulmak- içine koymak- koyulan şeyin kaybolması- için yine boş kalması" olarak döngüsel bir şekilde devam eder.