diğer insanlar tarafından onaylanmadıkca sadece kendini inandırabileceğin ve bu andan sonra yaptıgın hatalar için babandan bir tokat yeme olasılığının ortadan kalkacağı ana kadar yani ölene kadar ulasamayacağın andır.
soğuk bi akşam, üstündekilerinin ince olduğu fark edilen kardeş üşümesin diye montun çıkarılıp ona verildiği andır. gerçi aynı anda anne de "büyüyen kız"ına kendi montunu verecektir. *
merdiven çıkarken nefes nefese kalmaya başladığı,baktığı kızın kendisine amca diye hitap ettiği ve artık toplum içinde gaz çıkarmaktan çekindiği andır...
artık ailenin yanında kendini fazlalık olarak hissetiği an.
büyük bir şevkle kendi düzenini kurmayı arzuladığı an.
herşeyin giderek daha da zorlaştığını gördükçe çileden çıkılan an.. *
zorluklar karşısındaki sığınma duygusunun doruğa ulaştığı*, ne zaman istersen seni dinleyebilecek, her şeyin sahibinin varlığını bilmenin yürek ferahlatıcı tek çare olduğu an.
ilk olarak hastane, karakol, adliye gibi mekanlara tek ba$ina gidildigi anlarda anla$ilir cocuklugun geride kaldigi. garip bir his kaplar insanin icini. buyudugu icin sevinse mi yoksa uzulse mi karar veremez. o karma$a icerisinde bir oraya bir buraya ko$tugu zaman cok daha iyi anlar anne-babanin durumu. eve gayet yorgun bir $ekilde gelip o hep ufacik zannedilen bedeni yataga attigi zaman ilk du$unulen genelde buyumu$ olmanin cok kotu bir $ey oldugudur. sonra uykuya dalinir ve mumkunse cocukluk ruyalari gorulur.
arkadaslari, ailesi ve bilumum aktivite yapmak istedigi kisilerle bulusabilmesinin kisitli oldugu; bir turlu isten gucten kafayi kaldiramayip arkadaslariyla beraber dise dokunur bir kafa dagitamadigi gunlerde anlasilir buyudugumuz. artik sokaga cikip aksama kadar oyun oynayamazsiniz veya bi telefonla arkadaslarla ortama akamaz, istediginiz an anne ve babanizin yanina donemezsiniz.
hayatı karşı cins ve popülerlikten farklı olarak algılamaya başladığı andır. herkesin gıptayla bakacağı bir sevgilim olsun, üzerimdeki giysiler son moda olsun, herkes bana tapsın havasından kurtulduğu zaman gelişir insan. kendi dertlerini bırakır, başkasının dertlerini düşünür, toplum için, iyilik için bir şeyler yapmaya çalışır. nefsinden soğumaya başlar, başkasının sorumluluğunu almak ister. ve en sonda bu diyardan göçerken iyi hatırlanmak istediğini düşünüp, hayırlı işler peşinde koşmaya başlar. bunun yaşla da ilgisi yoktur, üniversiteye bitirmiş ama hala boş şeylerle uğraşıyorsan, daha uzun bir yolun var demektir.