hasta annenin kollarınızda bayıldığını ve adeta ölümünü gördüğünüz andır. daha 15 yaşındasınızdır. anneniz tabağınızda yemediğiniz yemekler için söylenirken daha. zordur. büyümek çok zordur.
normal bir insan için. yani; geçindirmek zorunda olduğu bir ailesi olmayan, kendisinin erken yaşta sorumluluk alması gerekmeyen bir insan için, üniversiteye gittiği andır. çünkü; daha önce hep ailesinin düşünce ve doğrularını kendisiyle özdeşleştirmiştir. çevresindeki insanlarıda hep kendisi gibi zannede durur. ne zaman aileden kopar, hayatın ne kadar zor olduğunu anlar. farklı dünyalar tanır ve eğer kendi dünyasının doğruluğuna halen inanmaktaysa, diğerleri için acır ve dua eder. fakat kendi doğrularını değiştirmeye başlamışsa ( üniversite hayatında ), bir yerlere savrulup gitmesi muhtemeldir.
sokaktaki çocukların size 'teyze' diye seslendiği, otobüste artık 'öğrenci' değil de 'tam' olduğunuz, yorgun olduğunuzda kafanızın çocuk gürültüsü götürmeyişi, ara ara anneye-babaya hak vermek, arkadaşların evlenmesi-ölmesi-çocuklarının olması, eskiden seyrettiğiniz ve güzel bulduğunuz programların-videoların şimdi komik ve eski gelmesi ve en önemlisi de büyük şeylerle bile mutlu olamazken siz, ufacık bir çocuğun bir gofretle dünyaları almış kadar sevinebildiğini gördüğünüz an.. büyüdüğünüzü anladığınız andır işte..
öğrenci evinde 5 arkadaş bira göbekleriyle maç izlerken, kendimle yaşıt her futbolcu için "ulan adam bizimle yaşıt bu yaşta beşiktaşta oynuyo vay aq" deme ihtiyacını artık duymadığım andır.
okula eli cebinde giden minikleri görünce "benim de böyle oğlum/kızım olur inşallah, o değil de en tatlı insan grubu şu çocuklar be" diyiverdiği andır.
annenin hasta olduğunu öğrendiğin an.
babana güvenmemen gerektiğini öğrendiğin an.
halana sır vermemen gerektiğini farkettiğin an.
hayata dair planlarını gerçekleştirme arzusuyla yanıp tutuştuğun an.
insanları idare etmeyi öğrendiğin an.
herkesin sadece siyah ya da sadece beyaz olmadığı kafana dank ettiği an.
' ben kimim? ' sorusunu kendine sorduğun an.
insanın büyüdüğünü anladığı an yanlızlığını tam anlamıyla tattığı andır.ailenden ayrı yaşamaya alışmışsındır belki ama bu durum biraz daha farklıdır.çünkü artık tek kişilik düşünmeye alışmanın zamanıdır.bir ev küçükte olsa kocaman görünür gözüne. duvarlar seni büyük bir sessizlikle izlemektedir.artık sen ile sen hayatını tekrar kurgulamaya koyulursun.her şey çok zor gibi gelir önceleri.ancak her nefes alışında sen varlığını hissedersin.kendi kendine tekrar tekrar ben varım dersin.işte o an kurduğun cümle 'hoşgeldin yalnızlığım'.işte o an büyüdüğünü anladığın andır.ve anlar yaşandıkça anlaşılır!