yemeğini kendin yapıp,elbiselerini kendin yıkadığın,çamaşırları kendin ütüleyip astığın zaman, ve eve geldiğinde sana kimsenin yemek hazırlamamış olmasına alışmaya başladığın an büyümüşsündür efenim.
Herkesin aslında mutlu ve iyi niyetli olmadığını anladığım zamanlar. Keşke büyümeseydim, zilleri çalıp kaçan, mahllede sokakta maç yapan, akşam eve geç girince büyüdüm sansam ve pazar sabahları doyasıya patates kızartması yesem.
askerden gelip işsiz işsiz takıldığınız, soranlara askerden yeni geldim iş bakıyorum derken sıkıldığınız, iş bulamadıkça bunalımdan bunalıma girdiğiniz zamanlardır. tebrikler artık büyüdünüz.
eğer yaşıyorsa annenizin veya babanızın ölme ihtimalini düşünerek onlar için bir an önce bir şeyler yapma telaşına girdiyseniz büyüdünüz demektir. onlardan biri veya ikisi yoksa siz zaten çoktan büyümüşsünüzdür. acınızı hatırlattığım için, tüm yetim ve öksüz yazarlardan özür dilerim.
Uyku saatlerinin belirsiz olduğu zamanlarda görülür. Genelde okul zamanı da meydana gelir bu bozukluk. Okul insanın psikolojisini bozuyor, sonra uyuyamıyorsun. Düşünmek için fazla vakit oluyor haliyle, düşündükçe büyüdüğünü anlıyorsun. Küçükken öyle miydi? Unursamazlık hatsafhada böyle. Ne güzeldi
Evin faturaları artık sizin adınıza geliyorsa.
Paraya sıkışınca babadan istemek yerine bankaların kucağına düşmeyi tercih ettiğiniz
Maaş günü gelince sigara ustune sigara yakıp ay sonunu nasıl getireceginizin hesabını yaptığınız.
iş çıkışı tek isteginizin eve dönmek olduğunu hissettiğiniz anlardır.
Herkes ama herkes arkasını dönüp gider böyle içiniz yanar konuşacak, içinizi dökecek birini ararsınız. Ama kimse dönüp de neyin var demez. Bütün üzüntünüz ve acılarınız ile başbaşa kalırsınız. işte bu büyüdüğümü anladığım andı.
beşiktaş'ın maçına gittiğim andır. aile konya da ve bende orada doğup büyüdüm. beşiktaş konya'ya geldiği zaman maçlarına giderdim ama hep konyaspor tarafına girerdik tek başıma da beşiktaş tarafına girmeme izin vermezlerdi başıma bir şey gelir diye. kaç kere harçlıklarımdan biriktirip istanbul'a gitmek için izin istedim ama izin vermediler. ama üniversiteyi kazanıp geldim istanbul'a ve arkadaşla beraber gittik maça rakip trabzonspor. internetten şuradan buradan falan baya bir beste ezberlemiştim ama binlerce kişiyle beraber söylemek hiç nasip olmamıştı. neyse iki üç beste söylendi istiklal marşı okundu ve eller kalktı havaya. ooooo şşşş bir iki üç beşiktaş beşiktaş lay lay lay lay lay oooo beşiktaş... bir yandan stadı izliyorum herkes zıplıyor muazzam bir görüntü bir yandan ilk kez beşiktaş maçına gelmenin mutluluğuyla hönkürüyorum bir yandan da düşünüyorum ne ara bu kadar vakit oldu ne ara maça gitmek için izin istemez oldum. tam o an işte.