ilk düştüğün andır. Ama öyle böyle düşmek değil; canın yanar, yüreğin kanar, paramparça olur da kimseye söyleyemezsin. Eskiden annen öpünce geçtiğini söylediğin düşmelerden farklı olduğunu anlamışsındır çünkü büyümüşsündür.
ne zaman babamdan para istemek ağrıma gitti o zaman. o zamanlar lise 2-3 e gidiyordum .gerçi üniversitede yaz dönemleri hariç mecbur aldım ama sağolsun hiçbir zaman istemek zorunda bırakmamıştı.
Çocukken sebepsiz yere üzüldüğüm, canımı sıklığım şeylerin nedenini bulabilmek ve kendi kendime bir çıkış yolu aramaya çalışmak. Bir nevi insanın kendi kendisini teselli edebilme yetisi bana göre.
kapının göz deliğinden dikizlerken, komşu kızı ayakkabısını bağlamak için yere eğildiğinde götü açılıp tangası göründüğünde, tuvalete koşup 31 çektiğin andır.
artık ''bakkal amcadan'' meybuz alamadığın andır...
toplum içinde annem-babamın elini tutup sevgiyi, şefkati, bir çocuk gibi korunmayı dibine kadar hissederek sokaklarda yürüyemediğin onlara şu kısacaık ömründe sırf insanlar ayıplar diye doyasıya sarılamadığın andır...
sigara içtiğinden o balgamı boğazında hissettiğin, temizlemek için öksürdüğün andır...
hayatın toz pembe olamadığını, hakikaten çilelerle dolu olduğunu anladığın andır. bazen en büyük acılarda bile gözyaşı dökmek istedğin fakat dökemediğin andır...