Tanımadığı bi insana bakış açısı, konusmasi ki o konuşmada dikkat edilmesi gereken çok sey vardir; kaba mi-kibar mi, saygili-seviyeli mi yoksa laubali mi? Gibi gibi seyler.. Bi hayvana davranisi, parasi varken-yokken davranisi.. Dev eder böyle böyle..
bence insanı hiçbir zaman tam anlamıyla tanıyamayız, sadece tanıdığımızı düşünürüz. gördüklerimize aldanırız ve karşımızdaki kişiye dair tüm bilgilerimizi bu inançlar oluşturur. inandıklarımızı, belki de bize inandırtılanları bildiklerimiz olarak kabul ederiz. buna öyle bir inanırız ki inançlarımızı yıkan bir durum ortaya çıktığında "nasıl olur ki" diye sitemde bulunup üzülürüz.
hiç kimseyi tam anlamıyla tanıyamasak bile yapabileceğimizin en iyisi de yine budur maalesef. kartını göstermeden karşındakinin kartını göremezsin. üstelik oyun sırasında oyunun farkında olmazsın çünkü farkında olursan eğer kimseyi tanımak istemezsin. şüphe ile güven arasındaki çizgide ne zaman gidip geleceğini bilmeye çalışırken aynı zamanda oyunun da farkında olmaman ve kendini insanlara teslim etmen gerek. bunu ise sezgilerinin yardımıyla yürütürsün çünkü tek başına mantığın bu konuda yetersiz kalır ve insanları tanımada zevk almana engel olur.
bir de şunu söylemek istiyorum. bir insanı daha iyi bir şekilde tanımak istiyorsanız onun hayatına kısa bir süreliğine de olsa dahil olun. eğer böyle bir şansınız varsa bir günü onunla birlikte geçirin mesela, bir kaç saat de olabilir. ama kesinlikle bu sürede gördüklerinizi de temel olarak kabul etmeyin. çünkü temel olarak aldıklarınız bir ihtimal sizin ön yargılarınız da olabilir bunu sakın unutmayın.
'Bir adam Hz. Ömer (r.a.)'in yanında bir hususta şâhitlikte bulunmuştu. Ömer ibnü'l-Hattâb hazretleri ona,
' Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi.
Orada bulunanlardan birisi,
' Ben onu tanıyorum, deyince Hz. ömer,
' Nasıl bilirsin? diye sordu. O da,
' Emin ve âdil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi.
Hz. Ömer (r.a.) tekrar sordu:
' Gecesini gündüzünü bildiğin, yakın bir komşun mudur?
' Hayır, diye cevap verdi adam.
Hz. Ömer (r.a.) sormaya devam etti:
' insanın takvâsını ortaya koyan, muâmelesidir. Bu adam, alış'veriş yaptığın bir kimse midir?
Adam tekrar,
' Hayır, dedi.
Hz. Ömer (r.a.) bu defa;
' Bununla, insanın ahlâkının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkân veren bir yolculuk yaptın mı? diye sordu.
Adam bu soruya da,
' Hayır, cevabını verince, Hz. Ömer (r.a.),
' Sen onu tanımıyorsun, dedi ve sonra da adama dönerek,
' Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.'
bu zamana kadar hep birlikte seyehat ederek birinin kisa zamanda en iyi sekilde taninacagini savundum. basima da geldi bu birkac kere. iyi bir yol bu. ancak ondan da etkili bir yol varsa da ortak not alacaginiz birsey icin uzunca bir süre takim calismasi yapmak kesin yoldur. ayni evde yasamadan da gruptaki kisilerin ne bok oldugunu döker ortaya