Acilar felaketler fislenmeler ihanetler karsiliksiz sevgi hüsran çaresizlik gözyaşi vs. Bunlardan hiç biri insani olgunlaştirmaz.
Aslinda insani kendi hatalari bir sey ögretmez. Insan hayalleri yüzünden hata yapar çünkü. işin garip yani bi daha dünyaya gelse ayni hayaller yüzünden ayni hatalari yapip aci çeker.
O yüzden belkide kendi yaptigi hic bir sey olgunlastirmaz.
olgunluk herkese farklı tabakta sunulan Ender bir meyvedir. Kimimiz sevdiklerini ebedi hayata uğurlarken olgunlaştı kimimiz ölesiye sevmesine rağmen sevilmediğinde olgunlaştı. Yani demem o ki olgun o kadar matah birşey değil birşeyleri kaybetmeden alınmıyor.
acınin sekli nolursa olsun insani olgunlastirir. bir digeri ise yalnizliktir. Yalniz kalmayi kendisi tercih edebilen insan beklentisizdir, kimseden birsey beklemedigi icin de cok yetenekli olurlar ve sirf yalniz kalmamak adina aptal tiplere sumuk gibi yapismazlar. O zaman olgunluk icin yasasin mazosizm yasasin asosyalizm!
Büyümektir. Çünkü insan büyüdükçe her şeyi görüyor. Kazığı da, sevdayı da, çaresizliği de, işsizliği de, çabaların boşa çıkmasını veyahut çabaların sonunun nihayete vardığını da. insanı olgunlaştıran en yegane şey kesinlikle büyümek.
başka bir ülkede en az bir iki sene tek başına yaşamak.
karşılaştığın sorunları kendin halletmek zorundasındır. "alo anne falanca oldu koş" diyemezsin, çünkü gelmeye kalksalar da gelmeleri en az bir 8 saat kadar sürecektir, bilirsin.