insanı hayattan soğutan şeyler

entry1035 galeri4
    979.
  1. 978.
  2. 977.
  3. ortak arkadaş çevresinde adının geçmesi.

    tabi ki kimin diye sormayın.
    0 ...
  4. 976.
  5. Hazırlıksızken son dakikada plan yapmak.evde olsan ne olacak ne fark edecek ama işte insan rahatsız oluyor yine de.
    3 ...
  6. 975.
  7. 974.
  8. internette frikik iceren videolarin milyonlarca kez izlenmesi.
    0 ...
  9. 973.
  10. 972.
  11. Beynindeki düşüncelerin susmamasi.
    0 ...
  12. 971.
  13. Bir salak tarafından yapılan salakça bir esprinin, yine bir salak tarafından mizah dolu bir cümleymiş gibi gülünmesi.
    0 ...
  14. 970.
  15. kalın bacaklı,kalın bilekli erkeklerin sırf modaya uyacağım diye kısa ve dar paça kumaş pantolon giymeleri ve yalın ayağın üstüne kundura geçirmeleri.babet çorabı giyme konusuna girmiyorum bile.kadın yapınca yerin dibine sokan insanlar bu tipleri neden eleştirmiyor.hayattan soğudum.
    6 ...
  16. 969.
  17. bu başlığa sanıyorum ki ikinci ya da üçüncü entry girişim olacak ama bu, hepsinden farklı.

    insanın böylesi, hani derler ya, iliklerine kadar hayattan soğuması çok ama çok nadir.
    bilen bilir, hayattaki güzellikleri görmeye çalışırım ama, ama ve ama bu hayatın içindeki tüm anlamı emen, çürüten, kokuşturan şeyler olunca soğumaktan da öte hayattan, hayatın anlamını kaybediyorsunuz.

    kendine anne sıfatını vermebilme hakkı (ki hak- hukuk kavramları artık lügatımda renk değiştirmekte) tanımış bir canavar, 8 yaşındaki kızını, evlilik dışı sevgilisiyle birlikte olmaya zorluyor. olması için dövüyor, porno izlettirerek bunu bir oyunmuş gibi anlatıyor, sonra o kan donduran diyaloglar..

    9 yıl, 9 Yıl? evet 9 yıl hapsi isteniyor ve evet evet, hıhım, doğru tahmin ettiniz, bu karar da iptal edilerek beraati sağlanıyor! neden mi dost, çünkü sadece teşebbüs etmiş, olmamış ! teşebbüs, teşebbüs...

    bak hiç girmiyorum adalete falan, kimler içeride kimler dışarıda'lara, iğrenç, iğrenç çünkü. sözlükteki tüm entyler kadar yer verseler bitmez tükenmez sözcükler de sunsalar olmayacak, yetmeyecek, doldurmayacak, çünkü öylesi toz haline getirdiler ki anlamı...

    soğudum, soğumadım, anlamsızlaştım sözlük. sırf şu haberle bile.

    http://www.cumhuriyet.com...anneye_beraat_verdi.html#
    1 ...
  18. 968.
  19. bugün çantamı kaybettim ama bir an önce eve gitmem gerekiyordu. tramvay güvenliğine tüm paramı ve kartlarımı kaybettim dedim. adam herkesin içinde ne yapabilirim karakola gidin dedi. acilen eve gitmem gerektiğini izah ettim anlamadı. en son üfleye püfleye geçirtti. tramvay gelene kadar hüngür hüngür ağladım. tramvayda da ağladım sinirimden. lanet olsun böyle dünyaya iki kuruşun köpeği olacak kadar mı kaybettik insanlığımızı.
    1 ...
  20. 967.
  21. Olcay şahandır, umut buluttur.
    1 ...
  22. 966.
  23. 965.
  24. uyanmak başlı başına yeterlidir.
    2 ...
  25. 964.
  26. Kuyruklu yıldız satın alan insanlardır.
    2 ...
  27. 963.
  28. Hayat dediğin şeyin kendisi. Evet.
    1 ...
  29. 962.
  30. 961.
  31. 960.
  32. Kendine değil de sevdiklerine gelmesidir belanın, hastalığın. Elinden bir şey gelmeden beklemektir bi ümit. Hayatın ta kendisidir ya aslında soğuk olan, soğutan ...
    0 ...
  33. 959.
  34. Birini söylesem diğerinin hatrı kalıyordu..
    2 ...
  35. 958.
  36. vücudun ağrıyan bir uzvunun hastane röntgeninde kırık çıkması.
    1 ...
  37. 957.
  38. diş ağrısıdır. hiçbir şey yapamazsın. yemek yiyemezsin, ders çalışman gerekir çalışamazsın, arkadaş ortamında birden ağrı gelir bir anda depresyona girmişsin gibi sessizleşirsin, otursam mı kalksam mı yürüsem mi bilemezsin, psikolojin darmaduman olur. ve çözümü yoktur. evet yoktur.

    geçen sene başıma geldi bu olay. tam da final haftası. dolgu yaptırmam gereken bir dişim var. epeydir de ihmal ediyorum. ama hissediyorum da içten içe. ha ağrıdı, ha ağrıyacak derken bir gece yarısı olağanca gücüyle bastırarak iki gün boyunca hayatımı zindana çevirmiştir. cuma gecesinden itibaren saat sabah dört sularında şişli'de nöbetçi eczane aradığımı hatırlarım. nöbetçi eczaneyi bulup derdimi anlatmıştım. bi' kutu antibiyotik aksef, bi' kutu da dolorex verdi. hemen eczanede içiverdim. ama neredeyse hiçbir etkisini görememiştim. eve gittim; çok yorulduğumdan biraz uyuyakalmışım ama ne fayda, sabah dokuzda ağrının olağanca etkisiyle yine uyandım. hemen üstümdeki eczaneye çıktım, daha etkili bir ağrı kesici istedim. üzerine bir doz da onu attım. bir şeyler yiyeyim bari de antibiyotiği yuvarlayayım derken çorbacıya gittim. çorbayı içiyorum ama, bir yandan da kafamı duvarlara vurasım geliyor. o derece bir acı. bu böyle olmayacak dedim. okmeydanı devlet hastahanesine gittim koşa koşa. cumartesi olduğu için nöbetçi hekime gösterdim. hocam dedim, ağrıdan öleceğim bana bi' iğne yap. dişe baktıktan sonra buna hiçbir şey yapamayız dedi. ağrı kesici iğne yapsan olmaz mı diye sorsam da, iltihabın kurumasından başka hiçbir şey yapılamaz buna dedi. bi' cleocin, bi' de bi-profenid olmak üzere iki çeşit antibiyotik, bi' de ağrı kesici yazdı. ben birkaç saat önce aksef içtiğimi söyledim. kim verdi sana onu diye sordu. eczacı deyince at gitsin onu, ne alaka aksef dedi. sonradan prospektüsünü okudum da, harbiden diş ile ilgili hiçbir şey yazmıyordu. saat tam ikide iç bunları, düzelince tekrar gel, bi' bakalım dişine dedi. tamam dedim. saat ikiyi bekleyemedim tabi. bir buçuk gibi hepsini içtim ve eve gittim. uyumaya çalıştım biraz ama yok. saat dörde geliyor. en sonunda okuldan bi' arkadaşımı aradım. sağ olsun özel dersini iptal edip arabasıyla geldi beni almaya. şişli etfal acile gittik. zaten acilde doktorun yanına giderken halimden anladı diş olduğunu. hocam dedim, pazartesi sınavım var, acil bi' ağrı kesici iğne vurulabilir miyim. hemen iğne odasına gönderdi, üzerine bi' de apranax plus yazıp (içen bilir çok fena kafa yapıyor) eğer geçmezse yine gel dedi. iğneyi vuruldum, üstüne eczaneden apranax plus alıp onu içtim. bu arada arkadaş kız arkadaşıyla buluşmasını bile arayıp iptal etti sağ olsun; ne olur ne olmaz, ağrı geçmezse diye. sonra cevahir'e gittik bir şeyler yemeğe. ama ağrı hala o kadar ilaç ve iğneye rağmen bana mısın demiyor. saat oldu yedi. kahve dünyasında oturuyoruz. ben sahlep içiyorum ama her yudumumda saçlarımı çekiyorum resmen ağrıdan. kalk dedim arkadaşa, acile gidiyoruz tekrar. acile vardık. doktorun yanına gittim. hocam dedim tık yok. ağrı çok fena, n'apacağız. doktor bu sefer şöyle bi' bakış attı bana ''hazır mısın evlat'' der gibi. iğne odasına gönderdi beni. bir güzel totodan ikinci iğneyi yedim. bu sefer hemşire penisilinli iğne gömdü. hemşire de öyle böyle bir kız değil hani, tam bir afet ama can havlinden gözüm hiçbir şey görmüyor. o iğneyi yedikten sonra yolda bi' hoş oldum. arkadaş beni eve bıraktı sağ olsun. gününün yarısını bana harcadı. hakkını ödeyemem. neyse eve vardım. saat akşam dokuz gibi. hala biraz ağrım var ama, ilk an ki gibi şiddetli değil. ben ne olur ne olmaz diye üzerine apranax plus içip vurdum kafayı yattım. saat iki gibi uyanıp antibiyotikleri de yuvarladıktan sonra sabaha karşı öyle bi' bayılmışım ki, yedi gibi uyandığımda susuzluktan ölmüşüm sanki, deli gibi su içtim ilk başta. dudaklarımın ağrıdığını ve kanlandığını hissettim sonra. aynaya baktım, dudaklarım komple çatlamış. kafam sanki sarhoş olmuşum gibi kıyak. ama allahım diyorum, dişimin ağrısı geçti. bundan büyük mutluluk olamaz.
    7 ...
  39. 956.
  40. önüm, arkam, solum sağımın siyasi havalarla çevrelenmiş olması.
    2 ...
  41. 955.
  42. günlük haberlerdir. daha geniş kapsamlısı için insanlıktır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük