çok yorgun ve açken iştahla kurduğum sofrayı yeme işi bittiken sonra toplama zorunluluğu.
işte o an.
sofra toplamaktan hiç hoşlanmıyorum. bir gün benimle aynı dertten muzdarip bir bilim adamı çıkar da sofra toplama makinesi icat ederse ilk satın alacak kişi benim.
neyse, sofra beni bekliyor.
karşılıklı olarak bir konu üzerinde tartıştığım kişinin sürekli konuya sığ bir şekilde yaklaşması, konudan konuya atlamaya çalışması. herkesin bildiği örneklere başvurması, konuya subjektif örnekler verememesi.
söyleyeceklerine geçen gün yine olarak başlayan kişiler.
derbi günü formayla dışarıya çıkan tipler.
yolda yürürken kulaklıkla müzik dinlersiniz, tanıdık bir kişi görürsünüz. o kişi gelip yanınıza elini uzatır ve kafa tokuşturmaya teşebbüs eder. selam verip geçsene bilader?...
çocukken yapılan hataların büyüdüğünüzde birileri tarafından hala yapılıyor olduğunu görmek, engelleyememek, incinmek. ve daha da kötüsü yapılan hatayı küçükken bile olsa yapmış olduğunuz için anlayabiliyor ve affedebiliyor olmanız.
-sabah erken kalkmak
-lavaboya değmek
-gün boyu evdeyken dışarı çıkman gerekir ve bir bakarsınız şarjınız çok az.
-yolculuk yaparken müzik dinlemek istersiniz ama bir bakıyorsunuz ki kulaklığı getirmeyi unutmuşsunuz!
-tv kanallarını değiştirirken en sevdiğiniz klibin sonuna rastllamak.
-dolaşan kulaklık kablosu.
-turkcell'den gelen neredyse bütün mesajlar
-birbirlerine 'kanka' diye hitap eden kızlar.
-sevgililerinin veya çevrelerinin yanlış anlamaması için facebook'ta kızların erkeklere 'kardeeşim' demesi.
-özellikle de kızların 'ai se eu te pego' adlı şarkıyı biliyormuşçasına ve özellikle de 'n-n-n-nossa n-n-n-nossa' diye böğürmeleri.
-tayt giyen kızlar.
-parlak, sivri burunlu ayakkabı giyen erkekler.