alzheimer hastalarına, yakınlarına ve yakalanmaktan çekinenlere hitaben,
alzheimer bizi yakalamadan biz onu unutalım!
ama hatırlayarak unutalım, ibretlik hikayeleri bilerek...
o bizi unutturmadan biz onu unutalım. dalga geçelim.
biz "kendimizi" devamlı hatırlarsak, unutacak bir şey kalmaz olur. haydi, kendimizi kendimize hatırlatacak bir şeyler yapalım:
en çok "o" parçayı dinlemeyi severdik değil mi? hele bir de yağmur yağıyorsa...
dondurma yerken hiç bitmesin isterdik ya hani... en sevdiğimiz filmi kaç defa izlemiştik? bir kez daha izlesek? aynı domatesten bir kez daha yetiştirsek? aynı çiçekleri tekrar ve tekrar koklasak...
evet, o uzun zaman önce bıraktığımız enstrumanı tekrar alsak elimize... gençliğimizde fethettiğimiz kalpleri, aynı şarkıları tekrar çalarak tekrar fethetsek?
zor değil kendimizi hatırlamamız... inanın zor olan, kendimizi unutmamız!
''hani ben sana ayrılmadan önce sözler vermiştim ya, bu defa hepsini tuttum işte. senin için tuttum. sana bakıp hala aynı şeyleri hissettiğim için tuttum''
"pinokyonun babası geppetto değilim ki her odunu adam edeyim" geç öğrendiğim ve öğrendikten sonra "evet yaa bana ne ulan adam olmuyorsa koy götüne rahvan gitsin" dediğim muhteşem söz öbeği.
Kötü bir döneme girdiğinde ve herşey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme, çünkü işte orası gidişatın değişeceği yer ve zamandır. hz mevlana
hayattan, insanlardan ve hatta kendinden bunalmış bünyeleri kendine getiren sözlerdir.
benim favorim gabriel garcia marquez'e ait:
"hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile. gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin."
Şarapla sarhoş olmuşsam ben öyleyim
Kafir, ateşperest, putperestsem öyleyim
Herkesin bir zannı var hakkımda benim
Ben kendime aidim, nasılsam öyleyim... hayyam