hani insanlar acı yedikçe dilin acı eşiği artar, aynı şekilde tuzlu, tatlı, ekşide artar ya; duygularda böyledir. ne kadar çok yaşarsan o kadar yükselir eşiğin. duygusuzlaşmazsın! eskiden sende duygu hissettiren şeylere alışmış, sıradanlaştırmışsındır.
Bizi duygusuzlastiran şey insanoğlu. Tecrübe diyoruz sonradan. Tecrube dediklerimiz hayal kirikliklarimiz. Ruhsuz bir şey olup çıkıyorsun. Garip haller.
En yakının tarafından ihanete uğramaktır. insanın başına ölüm gelir; bu da çok kötüdür ama o Allah'ın taktiridir, sorgulanmaz. Ancak bir insan en yakını tarafından ihanete uğramışsa güven duygusunu kaybeder. Sonra da ne aşk ne sevgi kalır içinde.
götün tekinin gelip senin hiç kimseyi almadığın duvarlarının içine elini kolunu sallayıp girdikten sonra aynı hızla siktirolup gitmesidir mesela.
sen kimse seni kıramasın diye almazsın kimseyi o duvarların içine. ama bi kişiliksiz, karaktersiz o cennetin değerini bilmez. sonra ne olur? paramparça bi sen kalır geride. hissizleşirsin. ve aklında şu soru döner: ne olurdu kendinden orospu çocuğu diye bahsettirmesen?
yakın kız arkadaşın aldatan eski sevgilisine dönmesi. şimdi diyeceksiniz ne alakası var seni ilgilendirmiyor bile. karşı cinsiz sonuçta, kadın dediğin biraz karakterli olmalı. aşkım yanlış anladın, biz ayşeyle sadece uzanıyorduk diye açıklaması olamaz ya. canlı canlı yakalanan aldatma olayı sonrasında. bu kadınlardan her şeyi beklerim. insanları sevmekten soğutuyorlar.