Soğuk bir kalp buz gibi bir gönül insanlar hakkında yanılmanın yadiğin kazıkların sağlaması gibi birşey. Zamanla üzülecek keşke diyecek bir şeyin kalmıyor.
tepkisiz veya umarsızlıktır o şeyler, ya da başka şeyler: çünkü duygusuz veya duyarsız olmak ne fizyolojik ne de psikolojik olarak mümkün değildir. mesela bir psikopatın bile verdiği o "soğuk" izlenim aslında tatminsizlik ve uyumsuzluktur ki özünde bunlar da bünyede duygularla idare edilmek zorunda.
Öncesinde büyük acılar da büyük mutluluklar da yaşayan biri zamanla duygusuzlaşabiliyor.
Çok sevdiğiniz biri ölüyor mesela, üzerinden o kadar süre geçmesine rağmen umursamıyorsunuz çoğu şeyi. Bir duygu hissetmiyorsunuz, tepki verilmeye değer düzgün bir şey yokmuş gibi oluyor.
Yoktur. Duyguların ve bakış açısının değişimi söz konusu olabilir. Hayal kırıklığına karşılık bir dahaki sefere daha tedbirli davranmak bir savunma çeşitidir, önceden peşin güven duygusunu yaşarken bu sefer güvenebilmek için endişe duygusunu yaşarsınız. Aksi olarak nitelendirdiğimiz öfke, nefret, kıskançlık, şiddet vb. De nihayetinde yıkıcı da olsa duygudur. Önemli olan neyle nasıl başa çıkabildiğimiz.
Tüm emeklerinin bir hiç uğruna boşa gittiğini gördüğün ve anladığın andır. Duygularına karşılık alamayabilirsin normaldir ve zamanla geçer gider ama bir ton emek vermissindir elinden gelen her şeyi yapmışsındır ufacık bir kıvılcımla her şey mahvolmustur. O noktadan sonra bir daha cabalamamayi ve duygu denilen o şeyi hissetmemeyi öğreniyorsun.
bir şeyi sayısız defa tüketmek, okumak ya da tecrübe etmek.
sözlükteki romantikler bunu birisine duyulan hissi kaybetmek olarak algılamış, bu da olur. fakat duygusuzlaşmak, birine bir şey hissedememekten çok daha öte, daha karmaşık ve ciddi bir problemdir.
Çok heves ettiğin, neşeyle hayalini kurduğun bir şeyin olmayacağını öğrenmek/fark etmek. ilk başta üzülürsün belki sinirlenir ağlarsın. Fakat sonradan bu duyguları da yaşamazsın, yaşayamazsın. Bir nötrlük kaplar seni. Komik durumlara gülümseyemez hale gelirsin. Adeta küntleşirsin.
Umarım böyle durumlarda karşımıza hayal ettiğimizin bile daha iyisi çıkar...
Plaza hayatı, tekdüze devam eden her aktivite, aymak-bilmek-farkında olmak hangisini isterseniz seçebilirsiniz. Sana bir kere daha beyaz avuçlarımla gecenin en güzel lanetini sunarım murphy.
içinde yaşadığımız ortam gereği, topluca, hep birden, hepimiz,
yalanı da gördük,
sevgisizliği de gördük,
umutlarımız da kırıldı,
bir hiç de olduk,
hayatımız boka da sardı.
-aslına bakarsanız, duygusuzlaşmadık, sadece alıştık.
inandığın,güvendiğin,o çok sevdiğin, o yapmaz dediğin insan varya hani o onun için elinden geleni yaptığın o mutlu olsun onun mutluluğundan mutlu olurum dediğin insan var ya hani güzel hayaller kurup o hayallerle düşlediğin insan var ya bak bu olmaz düzelmez diyenlere inat sabrettiğin ailene ve çevrene karşı o savundugun düzelir diye bekledigin insan hani benim başım ağğrıyor dediğinde sabahlara kadar onu düşündüğün insan seni seviyorum sensiz yapamam diye sana yalan söyleyen seni bir kalemde silip de arkana bile bakmadan çekip gittiginde duygusuzlaşırsın
insanın içine oturuyor bazı şeyler. Dışarı atamıyorsun. Zorluyorsun ama olmuyor. Bir atsan rahatlayacaksın ama işte yapamıyorsun ki. Sonra duygu filan kalmıyor insanda. Evet, kabızlık beni duygusuzlaştırıyor.
Haklı olduğunu bilip kendini savunamazsın ya o an kelimeler dökülmez ağzından beynin uyuşur karşındakini de kaybetmek istemezsin işte onun sonrası karşıdaki seni yerden yere çarpar. Onun sonu duygusuzluk.