sevdiği kişinin sürekli yanında olmasını istediği için evlenilir. her sabah onunla uyanmak ister, ona kahvaltı hazırlamak. gözlerine bakıp şiir okumak ister kimisi de saçlarını okşamak...
erkekler için, yemeğini hazırlayacak, giysilerini ütüleyecek, temizliğini yapacak ve bedava birlikte olunacak bir kişi.
kadınlar için, çocuk sahibi olacak, kendine baktıracak (çalışıp çalışmaması farketmez. ya çalışmazsam ne olurum düşüncesinden sıyrılma isteği söz konusu), evde kaldın diyen teyzelerin çenesinden ve mahalle baskısından kurtulacak, yaşlanınca yalnız kalmamasını sağlayacak bir kişi.
her iki taraf için hayatın bir kuralı gibi gösterilmeye çalışılan husus.
halbuki yoktur böyle bir şart.
ciddi bir telkinin sonuçlarıdır bu çocukluktan gelen.
eğer yukarıdaki sebepleri baz alarak evleniyorsan zaten bitti gitti. gerçek sevgi bir insanı çıkarsız, güzel ahlakı, güzel karakteri, insaniyeti için sevmektir. böyle sevgiden gelen evlilik şahanedir. çıkarın içinde bulunduğu, hatta gizli çıkarların içinde bulunduğu evlilik merciinden de asla iş çıkmaz.
sadece
sevmek
huzur bulmak
hesabı yapılır ise bunun bir ortaklıktan farkı olmaz.
(tabi ben bekarım,bunu birde yaşayana sormak gerek)
(bkz: damdan düşenin halini damdan düşen anlar)
cinsel yaşamını ahlak sınırlarına sokmak istemesidir. kimileri kız çocuklarını erken yaşta evlendirirler. bunun sebebi zina olayına karşı önlemdir. sünnet olmasına karşı evlilik bir vücutta teklik yaşamaktır. değerlerinize yenilerini eklemektir.
eski sığ zihniyetlerde kadınlar hamileliklerini saklarlardı bu cinsel yaklaşımdan dolayı utanç yada saf cahillik dogmalarıydı.
masumluk, saflık beline bağlanan kırmızı kemer renginde ait olduğu erkeğe layık olmaktı.
kişisel görüşüm: sebep yoktur. evlilik yüzükle sınırlı olmamalı. tek sebep dünyaya değer verdiğim kişinin tohumunu taşıma isteği olurdu.