kendiyle eşitler neyse de binde biri etmediği insanları eleştirip haklarında yargı koyup özgüven kasan dik yürüyen tiplerdir. genelde rest çektikten sonra kafalarını 90 derece sağa/sola çevirip triplenirler. çünkü bakacak yüzleri yoktur ama bilmiyorlar ki o tribe girerkenki suratları "unumu elemişim eleğimi asmışım" havası değil de "küstüm oynamıyorum" havası katıyor.
ulan daha geçen gün duyduğum diyalog:
e1=egoist 1 e2=egoist 2
e1:abi duydun mu kızıl ordu korosu uçakla çakılmış
e2:kızıl ordu ne la
e1:abi yok mu şu sovyetlerin
e2:heeee bizdeki mehter sovyetlerin kızıl korosu isminden anlamalıydım yav.(bir boklar biliyorum eklemesi "isminden anlamalıydım")
e1:he ya, karadenize çakılmışlar.
e2:ölüm işte nerden geleceği belli değil.
e1:ayyyyyynen(y'yi uzatırlar) öyle.
e2:hem zaten fazla bile yaşadılar.(neden orospu evladı)
e1:nedenmiş o?
e2:koskoca sovyetler yıkılmış 25 yıl önce sen nasıl yaşıyorsun diye sorarlar adama.
e1:allahın işi işte(siktir lan). sovyetler de yok şimdi gorbaçov hesabını sorsun
e2:heh heh(gorbaçovu bilmiyor)
dedim içimden "binde biri etmediğiniz insanları yargılamak ne haddinize oturun önünüzdeki çayı için. daha eve gidip a haberi izleyeceksiniz." hayır yani bir de laf ettiği insanları ezecek bir birikimleri olsa anlayacağım ama diriliş ertuğruldan öteye gidemeyen tarih bilgileri ve ne konsa yiyen bir zihniyetleri olduğu için anlam veremiyor insan bu özgüven nereden geliyor nereye gidiyor.
yani ben komünist değilim ama tek dertleri atalarının yahut öğretmenlerinin devamı olan bir topluluğun suya gömülmesine seviniyorsan bu senin şerefsizliğin, bari başkalarına bulaştırma, kapa o çeneyi, sus. saygılar.
