insanlardan insanın ne kadar irrasyonel ve tabii (doğal, sıradan) bir varlık olduğunu öğrendim. insanla ilgili bütün transendentel algılarımı böylece bir kenara bıraktım.
hak hukuk konusunda her türlü ahkamı kesip kendi çıkarları için her türlü yalanı söyleyebileceklerini ve en önemlisi ne kadar nankör bir mahluk olduklarını.
insanlar sana bir şey öğretmek istemez, ders vermek isterler. Bunu da nefretleriyle ve egolarıyla beraber saldırgan bir şekilde yaparlar. Öğretmek isteyenler azınlıktadır.
Pek çok şey öğrendim iyi kötü farketmeksizin. Ders cikardigim da oldu yanacağımi bile bile aynısını yapmaya devam ettiğimde oldu. Karakter oluşumunda fazlasıyla yardımcı oluyor yaşananlar.
yaptığım iyilikleri dahi sayarak yapmam gerektiğini, en basit duyguların en güçlü bağları koparabileceğini, gerçek sevgi diye bir şey olduğunu ama asla sonsuza dek sürmediğini, insanları asla öncelik yapmamak gerektiğini, ve hatta bir insandansa bir kitaba değer vermenin daha verimli ve daha az can yakıcı olabileceğini.
kimi katlanmayı öğretir, sabrı insan gösterir.
kiminden sadakat örnekleri görürsün, sadık olmak için örnek alırsın
kiminden vefayı görürsün. arayıp sormadığın için pişmanlık duyarsın.
kiminde değil pek çoğunda menfaatçi yaklaşımı görürsün, beşyüz yüzlü tavırları
-ki insanoğlu adamına göre muamele ederek günü kurtarıp yaşamak ister.
kiminden beklentili davranışlar görürsün bunun adına bağlılık dersin, sevgi dersin.
kiminde satılmayı görürsün. sıcakken uzaklaşmayı, çünkü beklentisi bitmiştir.
kiminde ahlakı görürsün, ahlak çok göreceli kime ve neye göre. bu değerleri biz koyduk. biz kimiz. bak ötedekilerde ayrı bizler, japonya'dakiler, almanyadakiler, meksikadakiler, ya alaskalılar.
insanla alışveriş yaparsın.
al gülüm ver gülüm.
insandan değil yaşamdan ve yaşantılardan öğrenilir.