güven sorunu her konuda yaşanabilir. en acı durumlardan biri de güvenmemeyi öğrendikten sonra en yakınlarının en uzak olmasıdır. aslında bunu öğrendikten sonra sana herkes uzaktır. her şeye şüpheli yaklaşırsın.
güvenmemeyi demeyelim de ne kadar güvenebileceğini öğrenmek en doğrusudur. sonuçta biz bu dünyaya yalnız geldik yalnız gideceğiz. kimse hakkınızda çok şey bilmemelidir. bazen inasanların bildikleri size karşı en iyi silah olabilmektedir.
En az Güvenmek kadar sakıncalıdır bu güvenmeme durumu, çünkü sonu paranoyaklığa kadar gider. Tamam herkese de güvenin demiyorum ama güvenmeme işini de abartmamak lazım.
güvenmemeyi değil de mesafeli olmayı öğrenmek daha doğru gibi geliyor bana. Sonuçta bir kişinin hayatımıza girip yaptığı yanlışlıklar, hatalar, diğerlerini bağlamaz. O kişi yanlışmış oymus buymus vs diye diğerlerini yargılayamazsın. Kendine de böyle bir ceza vermen aptallık olur. Bu, birinin hayatımıza girip ona güvenmemizi hiçe saymasından kaynaklanan bir güvensizlik oldu. Ama kişinin güvensizliği şahıs ile alakalı olmayıp ben hayatta kimseye güvenmem diyorsa ona diyecek bir laf olmaz çünkü yaşam ilkelerinden biri haline gelmiştir artık o.
ben senden asla ayrılamam hayatımın aşkısın diyen kızın 2 yıllık ilişki sonrası 15 gün içinde yeni birini bulup telefonda sizle dalga geçer gibi konuştuğu andır.
Öğrenene kadar insanın birçok kazık yemesi gerekir, ama öğrendikten sonra kalbi, duyguları taş gibi olur. Kimseye güvenmez, bunun için de yalnızdır, fakat sanılanın aksine mutludur. Çünkü artık hiç kimse onun canını yakamayacaktır.
yok öyle bir şey. bu insanlar ki seçimlerde %50 akepeye oy verseler bile bizim umudumuz, halkımızdır. onların bu durumunun temel sorumlusu onları eğitemeyen ve her fırsatta eleştiren bizleriz.
insanlara güvenilmeli onlara değerli oldukları anlatılmalı ve gösterilmeli ki akılları başlarına gelsin, aklın ve bilimin ışığında yürümeyi öğrensinler.
not: sözüm ısrarla ben istemem akılı bilimi bana bir kilo makarna, bir torba kömür birazda amirimin edeceği küfür yeter diyenleri ayrı tuttuğumu belirtmeme gerek var mı bence yok.
şans getirendir. gün anlamında bakılmamalı, içinde insan geçiyorsa her zaman genellemeyle ele alınmalıdır. neden?
mesela 20 kişinin çalıştığı bir işyerinde yeni başlayan bir elemanla iyi anlaşmaya başladınız. senden başka da iyi geçindiği kimse yok. haliyle güvenmeye, daha da yakın davranmaya başladın. aradan 5 sene geçti ve hala aynı yerdesiniz, o artık bir patron yalakası oldu ve burnu havalarda. egoya esir olmuş durumda. seninle de eskisi gibi değil.
e ne oldu güvenip de belirttiğin düşüncelerin hala onda. konuştuğun cümleler ya da verdiğin bir kaç sır.
patladın aga. kozları verdiysen ihaleyi kaybettin demektir. yapma.
içinde insan geçiyorsa asla güvenme. net. hele ki ilk etapta. aman diyorum.