- süresiz nafaka
- kendi parasını kazanacak vasfa sahip olmayıp evlendiği adamları yolunacak kaz olarak gören sözde kadınlar (bkz: gold digger)
özellikle süresiz nafaka gold digger'lara cesaret veren, kendi halinde adamları da mağdur eden bir uygulama. dikkat ederseniz, nafakaya süre sınırı getirecek olan kanun teklifine en çok gold digger'lar karşı çıkıyor.
Bence olaya erkekler neden evlenmek istemiyor diye bakmak gerekiyor.
Gunumuzde evlilik ve bu surec bir ticarethane gibi isliyor. Sahip olmadigin paranin cok daha fazlasini harcayarak borclaniyorsun. Sirf bir kez evleniyorum ve dostlar alisveriste gorsun cahilce yaklasimindan dolayi. Birkac saatlik eglence icin mekanlar fahis fiyat cekiyor. Eli yuzu az duzgun olan mekanlar, kir dugunu icin 45.000-50.000 tl’den kapiyi aciyor. Bu fiyat da 2019 yazi icin Ankara golbasi civarindan alinmis fiyatlar olup 250-300 kisi icin. En kalitesiz damatlik bile 1500 tl’den asagi degil. Gelinlik kiralamak istemeyenler de 5000 tl civarinda bir parayi da baslangic olarak gozden cikartmasi gerekiyor. Gelinlik satanlarin hepsinde; sikmeden birakmam mantigi var. takisi, pirlantasi ve kuyumcusu da ayri bir sikiyor ici bos para etmez takilar icin. 40 gramlik 14 ayar sete 20.000 tl fiyat ceken kuyumcular var. bugun 14 ayarin hurda gram fiyati bile 120 tl degil... eviydi, mobilyasiydi ve beyaz esyasiydi derken 40 - 50.000 tl de buraya gidiyor.
En yakin arkadaslarimdan birisi evlendi gecen ay; adam 3500 tl maas aliyor ve esi issiz. Biraz da comar kesimden gelen bir ailenin kizini aldi ve son 6-7 ay icinde adamin yaptigi borc 150.000 tl’yi buldu ve dun arabasini satti. Dun bir bugun iki ya bu borclari odeyemezsem ne olur diye kara kara dusunuyor. Bu kadar masraf yapmasa miydim ki diyor. Ben de olan olmus artik demekle geciniyorum. Aldigi 3500 tl’nin 2000 tl’si bankaya olan borcu icin gidecek ve geriye kalan 1500 tl ile ev kirasini mi odeyecek yoksa evini mi gecindirecek mechul. 35 yasindaki adama annesi babasi yardim ediyor.
Siz siz olun agirligini kaldiramayacaginiz hicbir yukun altina girmeyin. Sonra ikinci gunden ah’lara vah’lara baslarsiniz. Dostlar alisveriste gorsun mantigi ile de evlenmeyin. Comar kesimden de uzak durun. Sizi sevebilecek, acisiyla ve tatlisiyla sizinle bir yasam surebilecek insanlarla evlenin. Sonra geriye donemeyeceginiz buyuk sorunlarla karsilasmis olursunuz. Ya da evlenin. En derin yanik izi, en onemli nasihatten bile kalici olabilir.
tüm kararlarımız veya yaşadıklarımız bizim eserimiz, bizim özetimiz. olaylar karşısında olanlar ise hep bir şeylere bağlı. bu yüzden bu korku kişisine ve durumuna göre değişir; ekonomik durum, aile, cinsel yaşam, sosyal statu, beklentiler.. vs.. hepsi başlı başına özette olması gereken şeyler. eminim daha bir çok sey vardır sayılması gereken.
ama genel olarak tavsiyem korkularınızı evlilik kurumunda değil belki de kendi seçimlerinizde aramanız gerekiyordur?
doğru kisiyi buldugumuzu sanıp ayaklarımız yerden kesiliyor, bu sefer oldu tam hayallerimdeki insan aileme gururla bu benim evleneceğim adam diyebilirim derken bir anda her seyin o kadar da mükemmel olmadığını fark ediyoruz. kurduğunuz hayalleri destekleyen size sonsuz güvenen her kosulda arkanızda duran insan bir süre sonra hayallerinize burun kıvırıyor dalga geciyor yeri geliyor engelliyor, buluttan nem kapıp her seye süpheyle yaklasıyor noluyor demeye kalmadan her ne olursa olsun yanınızda durmaya yeminli adam ilk hatada sizi gözden cıkarıyor. kapının önüne koymasa bile kapıyı gösteriyor ne gidebiliyorsunuz ne kalabiliyorsunuz. isin icine aileler de girmişse eger mahcup olmama adına tavizler fedakarliklar baslıyor. onca emek onca zaman maddi manevi destek derken ve de benim sevdigim adam bu degildi mutlaka düzelir diye beklerken her sey daha kötüye gidiyor. ne heves ne istek ne güven ne de sevgi kalıyor geriye. sonuc mu.? koca bir hic. hepsinin üstüne evlensen de bosanma garantili bir evlilik kalıyor elinde. terk edilmediysen ya da aldatılmadıysan tabi. ha görücü usulü ya da mantık evliliği yaparım diyorsan o da ayrı bir cesaret. bunlar sadece ruhsal boyutu dahası da var maddiyata girmedim bile.
aslında evlilikten değil, hayatın zorluğundan, çıkmazlığından, şartlarından korkuyor. ve bunun yanında eş seçiminde de birbirini tamamlamada ki ortak noktalar bulunamıyor veya azalıyor. yani bunun olabileceği öngörüldüğü üzere insanlar korkuyor. bir yandan da özenmiyor değil, mutlu çiftlere, ailelere. ama mesela şöyle bir şey hiç duyulmadı gibi. herkes, yaşı gelene "hadi sırası gelmedi mi, yok mu birileri falan" diyor. buraya kadar tamam. fakat hiçbir birey erkek olsun veya kadın olsun, hemcinsine veya başka birine, " evlen sende bak çok güzel bir şey" diyemiyor bence. ya hani demek istiyordur belki ama, herkes anlaşabileceği çiftini bulmak da şanslı değil. veya çokta sevmese de, daha doğrusu aşık olarak evlenmese de, bunu gayet yürütebilen de çiftler varken, esasında bu işin kısmet ve baht açıklığı olayı olduğunu düşünüyorum.
Boşanırsa kendisine girecek olan ömür boyu nafaka kaZığını bildiği için korkuyor bence, bu erkekler için. Ben henüz evlenmek istemeyen kadına denk gelmedim.
Özgürlüğünün elinden alınmasından,sürekli çenesi susmayan ve kendi isteği doğrultulsunda karşısındakine nefes aldırmayanlar yüzünden bununla beraber evliliğin getirdiği sorumluluktan kaçmaktan ileri gelir.Aileler de karışırsa içinden çıkılmaz hale gelir.Birçok nedeni olan sorunsaldır.
O kadar zor ki o kişiyi bulmak. Buldum zannedersin bazen sanki diğerlerinden farklıymış gibi hissedersin. Ama malesef oda diğerleri gibidir. En sonunda umudunu yitirirsin ve belkide seni mutlu edecek kişiyi görmezden gelirsin.
Bir insanın evlilikten korkması için üç neden vardır. Bir masraf korkusu iki geçinememe korkusu üç eşiyle uyuşamama korkusu. Bu üçü pozitif olursa sülalesi rahat. Rahatça yaşlanabilir zat.
Erkekler genelde ekonomik olarak sömürülmekten korkuyor, ya da parası olan erkekler diyeyim...
Bir kadın korkuyorsa evlilikten, onun altında bambaşka sebepler yatar. Bir gün aşkın bitmesi, terk edilme korkusu, işin adı "evlilik" olunca aileler sülaleler en başta, dış tehditler, başkasına aşık olma ihtimali sonra... Kısaca üçüncü kişilerin girmesi araya. Öyle veya böyle, nasıl, kim oldukları fark etmez, uzak yakın, yıpratıyor ilişkiyi çünkü o çok.
Ama tüm bunlara rağmen yine de evlenilir. Çünkü sevgi ağır basar. Manyak mısın sevdiğinden ayrı yaşamayı isteyesin?
istemiyorsan evliliği, gerçekten sevmiyorsundur; daha, henüz, ya da artık...
insanların evlilikten korkmasına sebep olan temel 2 etkenden bahsedeceğim;
bunlardan birincisi, 'güven' ve ikincisi de 'maddi yetersizlik'.
çok acı ama gerçek olan bir şey var ki, artık insanlar kime güveneceği konusunda yoğun sıkıntılar yaşıyor ve karşısındakinden emin olamıyor, içinde hep bir belirsizlik ve korku barındırıyor.
maddi yetersizlik konusuna gelince ise, ''çocuğum benden bir şey ister de ya ona bunu alamazsam, ya yeterli imkanı aileme sağlayamazsam, ya mutlu edemezsem'' korkusu.
