Kişilerin özel hayatı, 3 alandan oluşur. Bunlar, insanın özel hayatı altında Anayasa'nın 20'nci maddesinde, insan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi'nde bir temel hak olarak korunuyor. Bu 3 alandan bir tanesi çok dardır ki buna biz, "sır alanı" ya da "gizli alan" diyoruz.
Herkesin bir sır alanı vardır ve bu hukuken korunur. Bir ikinci halka da "özel alan"dır. Bu da, insanların çok yakınlarıyla paylaştıkları bilgileri ifade eder. En dışta yer alan "ortak alan" ise kamuya ve medyanın bilgisine açık bir bölgeyi içerir.
Biz, insanları ikiye ayırırız; "sıradan insanlar" ve "kamuya mal olmuş insanlar."
Daha önce bahsetmiş olduğum üç alan, insanların dahil oldukları gruba göre şekilleniyor. Sıradan insanların sır alanlarının hukuken korunma kapsamı oldukça geniştir. insanların, eş ve dost çevresine açtıkları alanda geniştir. Kamuya açık alan nisbeten dardır. Kamuya mal olmuş kişilerin en içteki sır alanı oldukça dardır. Dolayısıyla, her kesin özel hayat hakkı vardır.
Örnek vermek gerekirse, basın, bir haber yaparken sıradan bir vatandaşın sır alanına giremez. Ama kamuya mal olmuş bir kişinin, örneğin hangi yatla gezdiğini, hangi restoranda kiminle görüntülendiğini haber olarak verebilir. Basın mensupları, bu dengeleri gözetmekle yükümlü bulunuyor.