birhan keskin "jospi" isimli şiirinde bu önermeye şu güzel dizelerle destek sunar:
Bütün günüme bütün güneş düşse ne olur,
ne yazar üstümden bulut bütün yürüse
Bir tutmuyor beni, ayrılıyorum ikiye.
Sakladıklarımı görmene gerek yok Jospi.
Bazılarımız durdukları yerde öldüğünü söylüyor.
(Dünya boktan, sen tamsın, kurduğun cümle eksik)
Bazılarımızda eski yıpranmış bir hatırayı
korumak için apışıp kalmış bir çatı.
(Sanki eline alsan, yapacaksın gibi.)
Bu dünyada insan dediğin ikiye ayrılır Jospi
Bir: Ayrılıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi
Davranan medeniler; bir: atlarına davranan
barbarlar. Onlar atlarını çöle, topuğunu dikene sürerler.
Bilesin, sultan sazlığında boynu eğri bir kuşun
ince boynuna yediği kurşun gibi hainiz hepimiz.
Şehirlerimizde bizim birbirimize verdiğimiz sözler Jospi,
ohooooooo
Yalan dünya, pıtraklı memleket!
Bu dünyada insan dediğin ikiye ayrılır Jospi.
iyi insanlar ve kötü insanlar.
gerçi günümüzde köken, dil, din, ırk ile, onlara, yüzlere ayıran, bölen insanlar ver ama aslı bu olmalıdır.
iyi ve kötü...
zaman zaman kötülük yapan iyiler, zaman zaman iyilik de yapabilen kötüler. bu kadar basittir.
benim için insanlar ikiye ayrılır; sevdiklerim ve diğerleri.
sevdiğim insanlar da ikiye ayrılır; çok sevdiklerim ve diğerleri.
çok sevdiğim insanlar da ikiye ayrılır; sen ve diğerleri... *
Şehrin Azizleri 2 adlı film geldi aklıma.
filmde geçen bir diyaloğu paylaşmak istiyorum.
--spoiler--
Bu dünyada iki tür insan var: Biri konuşan tür, diğeri de yapan tür. insanların çoğu sadece konuşur, tek yaptıkları budur. Ama sözün bittiği noktada dünyayı değiştiren yapanlardır. Yaparen bizi de değiştirirler, bu yüzden de onları asla unutmayız. Siz hangisisiniz? Sadece konuşuyor musunuz yoksa yerinizden kalkıp bişeyler yapıyor musunuz? Çünkü inanın bana geri kalan ne varsa kahve dedikodusundan başka bişey değil.